Ronen Palan
Paradise Papers olarak adlandırılan belgeler tanıdık gelebilir – offshore hizmetler temininde uzmanlaşmış bir hukuk firmasından sızan belgeler küresel seçkinlerin vergi ödemekten nasıl kaçındıklarını gösteriyor. İsim dahi geçen yılın Panama Belgelerinin ortaya saçtıklarını andırıyor. Ancak küresel offshore vergi sisteminin karmaşıklığını yansıtan Paradise Belgeleri farklı.
Panama genellikle vergi cenneti uzmanları arasında offshore dünyasının en az reformdan geçmiş köşeleri arasında değerlendiriliyor. Vergi kaçırmayla ve vergi ödemeyi engelleme ile ilgili uluslararası kuralların ulusal düzenlemelere kendi kaçakçıları ile mücadele etmek üzere yardımcı olması amaçlanır, ancak Panama Belgeleri, bu ülkenin esasen, hükümetlerin iş dünyasına yakından bağlı olduğu ve kaçakçılarla mücadelede yeni uluslararası kuralların sunduğu araçları kullanmaya daha az eğilimli Rusya, Çin ve çok sayıda Latin Amerika ve Asya ülkesinin iş dünyası ve siyasal seçkinleri tarafından kullanıldığını ortaya serdi. Bu nedenle Panama hikayesinde göreli olarak daha az sayıda Amerikalı ve Avrupalı yakalandı. Ve sızıntının merkezindeki hukuk firması Mossack Fonseca o zamandan bu yana itibar kaybetti.
Paradise Belgeleri offshore dünyanın seçkinlerinin işlerini – bu sefer sıkı düzenlenmiş olduğu varsayılan Cayman Adaları, Bermuda, Singapur vb.’de ortaya döküyor. Bütün bu yerler OECD’nin gözden geçirmesi sırasında yeterli bir temiz kağıdı aldılar. Yeni sızıntının merkezindeki hukuk firması Appleby, ifşa edilen belgelerde “hiçbir hukuksuzluk kanıtı” bulunmadığında ısrarcı.
Yine de, Nike ve Apple gibi çokuluslu şirketleri ve Britanya Kraliçesi gibi bireyleri kapsayan Paradise Belgeleri ABD ve Birleşik Krallık gibi iyi düzenlenmiş [olduğu varsayılan, ç.n.] ülkelerin iş dünyası ve siyasal seçkinleri hakkında bize çok şey söyleyecektir.
1- Vergi kaçırmak gelişen bir endüstri
Açıkça Cayman Adaları ve Bermuda gibi gelir vergisi, sermaye kazançları vergisi, katma değer vergisi, satış, servet ya da kurumlar vergisi uygulamayan yetki alanları halen yüklü miktarda yatırım çekiyorlar. Neden, örneğin Lancaster Düşesi Kraliçe’nin özel portföyü Cayman ve Bermuda’da iki offshore fona yatırım yaptı? Sonuçta Kraliçe sadece gönüllü olarak vergi ödüyor.
Daha yumuşak bir yorum, portföyünü çeşitlendirmek isteyen herhangi bir büyük yatırımcının kaçınılmaz olarak offshore fonları kullanmak zorunda kalacağıdır. Belgeler Kraliçe’nin kişisel servetinden – oldukça ufak bir yüzde olan – yaklaşık 10 milyon sterlininin (13 milyon ABD doları) offshore’a yatırıldığını gösteriyor. Bunun hukuka aykırı bir tarafı yok ancak ahlaki yönü sorgulandı.
Uygulamada bütün servet yatırım endüstrisi – dünyamızın zenginleri ve servet sahipleri için yatırım yapan endüstri – offshore dünyası aracılığıyla işliyor. Bunun nedeni basit. Her bir fon ya da işlem, uçak ya da yat, ya da Cayman Adaları’nda veya Bermuda’da kaydedilmesi uygun görülen her ne ise vergiye tabi değil. Ve kamunun gözü önünden kaçırılıyor.
2- Gizlilik tröstler sayesinde galebe çalıyor
Pek çok yeni düzenlemeye karşın Paradise Belgeleri rekabet ettiklerinden, müttefiklerinden, hükümetlerden ya da kamudan ilişkilerini gizlemek isteyen her kimse onun kolaylıkla bunu yapabileceğini gösteriyor. Ve bunu, denetim karşısında sağlam bir kalkan sunan arkaik bir Anglo-Sakson enstrüman olan “tröst” olanakları aracılığıyla yapabiliyorlar.
Örneğin, ABD Ticaret Bakanı Wilbur Ross’un, Vladimir Putin’in ailesiyle, çeşitli offshore yetki alanlarında mukim birbirlerine bağlı tröstler sistemi aracılığıyla işleyen ticari bağları olduğunu öğrendik. ABD’de Trump yönetiminin Rusya ile bağlarına dair Mueller araştırmasının offshore tröstlerin sunduğu gizlilik örtüsünü kaldırabileceğini düşünmüyorum.
Ancak hukuk firması Appleby’den sızdırılan belgeler karmaşık her iş anlaşmasının gizlilik içereceğini ve dalaverenin tröstler aracılığıyla işleyeceğini ortaya koyuyor. Bu tröstlerle ilgili bir şey yapmanın tam vakti.
3- Oldukça karmaşık araçlar kullanılıyor
Paradise belgeleri, türevler ve finansal takas (swap) düzenlemeleri gibi karmaşık finansal yeniliklerin nasıl vergi kaçırmak için kullanıldığını gösteriyor. Bu, normalde iyi anlaşılmayan ve yeterince incelenmemiş bir vergi kaçırma alanı.
Ancak, yeni bir araştırmada meslektaşlarım ve ben, çapraz kur faiz oranı takaslarının vergi azaltma mekanizmalarında yaygın bir şekilde kullanıldığını bulguladık. Bunu tespit etmek zor ve işlem bir kur cinsinden krediyi bir başkasıyla takas eden ana şirket ve bağlı şirketleri üzerinden gerçekleşiyor. Söz konusu işlem orijinal para biriminden faiz oranını ve riskleri bağlı şirketinkilerle takas ediyor – meşru bir risk minimizasyon aracı. Bu, aynı zamanda fonları düşük vergili offshore yetki alanlarına taşımayı olanaklı kılıyor.
4- Yasaların değişmesi gerekli
Çok sayıda profesyonel hizmet firması offshore yetki alanları aracılığıyla işliyor. Hepsi, kanunun sadece lafzını değil aynı zamanda ruhunu takip ederek son derece profesyonel davrandıklarını iddia ediyor.
Ancak bu firmalar müşterilerinin faaliyetleri için doğrudan sorumlu tutulamayacaksa offshore dünyası serpilmeye devam edecektir. Bu firmalar farklı kurallar ve yetki alanları arasında aracılıkla vergileri minimize etmek için düzenleyici boşluklardan faydalanıyorlar. Sorun bu tür uygulamaların ne kadar süre daha meşru olarak değerlendirileceğidir.
Paradise Belgeleri dünyanın mevcut vergi kaçırma düzeyi hakkında ne kadar az şey bildiğini ortaya koydu. Örneğin Birleşik Krallık vatandaşları yasal olarak offshore fonlara yatırım yapabiliyor ve bu cennetlerde şirket kurabiliyorlar. Ancak bu varlıkları vergi memuruna beyan etmeliler. Belgelerde ismi geçenlerin böyle yapıp yapmadıklarını bilmiyoruz ve böyle yapmayanlar için vergi otoritelerinin bir şeyler yapıp yapmayacağını da. Sadece offshore aracılığıyla çok şeyin gerçekleştiğini biliyoruz. Paradise Belgeleri tersine verilen vaatlere karşın offshore dünyasının daha ziyade karanlıkta kaldığını gösteriyor.
Ronen Palan Londra Şehir Üniversitesi’nde Uluslararası Siyaset Profesörüdür.
The Conversation’daki İngilizce orijinalinden Ali Rıza Güngen tarafından PolitikYol için çevrilmiştir.]