Perşembe, Nisan 25, 2024

Haftanın Çevirisi | Kamu özel işbirlikleri, toplumsal cinsiyet eşitliği ve kadın haklarına zarar veriyor – Maria Jose Romero

Eurodad’den Maria Rose Romero, özel şirketlerin kamu hizmetlerini üstlenmesindeki amacının kadınları güçlendirmek değil, kendi hissedarlarına hizmet etmek olduğunu söylüyor.

Kamu özel işbirlikleri, sosyal hizmetler ve altyapı projelerine kaynak sağlamak için bir mekanizma olarak bağış yapan hükümetler ve uluslararası finansal kuruluşlar tarafından aktif şekilde desteklenmektedir.

KÖİ’ler, sağlık ve eğitim, ulaşım, enerji, ve su ile halk sağılığını koruma gibi geleneksel kamu hizmetleri ve altyapının tedarikçisi olarak özel sektör şirketlerinin devletin yerini aldığı anlaşmalardır.

Bugün Dünya Emekçi Kadınlar Günü ve BM Kadının Statüsü Komisyonu’nun bir sonraki toplantısı hızla yaklaşıyor, şimdi KÖİ’lerin toplumsal cinsiyet eşitliği ve kadın hakları üzerindeki etkilerini açıklama zamanı.

Doğrusunu söylemek gerekirse, KÖİ’ler ile ilgili riskler ve sonuçlar, hükümetlerin, toplumsal cinsiyet eşitliği ve kadın haklarının karşılanması da dahil Sürdürülebilir Kalkınma Hedeflerini gerçekleştirmeye yönelik 2030 Gündemi dahilindeki taahhütlerinin gerçekleşmesini sekteye uğratabilir.

Birleşmiş Milletler’in 63. KSK (Kadının Statüsü Komisyonu) toplantısının ele alacağı konulardan birisi kamu hizmetlerine erişim.

Ayrımcılığin sonucu olarak kadınların genellikle erkeklerden daha düşük gelir elde ettiği ve erkeklere göre kaynaklara erişiminin daha az olduğu veri iken, bu, çok önemlidir. Bu nedenle kadınlar erişilebilir kamu malları ve hizmetlerine daha fazla ihtiyaç duyuyor, bakım sağlamak gibi toplumsal olarak belirlenmiş rolleri kadınların kamu hizmeti sunumuna olan bağımlılığını daha fazla arttırıyor.

Daha da önemlisi IMF, akademi ve sivil toplum örgütlerinin araştırmaları da dahil, giderek artan sayıda araştırma KÖİ’lerin SKH (Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri)ni gerçekleştirme kapasitesini sorguluyor.

Bu hafta üç sivil toplum ağı Eurodad, Gender&Development Network ve FEMNET, KÖİ’lerin aslında üç kanaldan toplumsal cinsiyet eşitsizliğini derinleştirdiğini belirten “Kamu özel işbirlikleri toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlayabilir mi?” [başlıklı] özet çalışmalarını yayınlayarak kendi bakış açılarını sundu:

  1. KÖİ’ler altyapı ve kamu hizmetlerini yerine getirmenin maliyetli, riskli ve etkinsiz olduğu bir yöntemdir.

KÖİ’lerin hükümetlere ve dolayısıyla vatandaşlara yüksek maliyeti, hizmetlerin kamusal olarak sunulması ile karşılaştırıldığında akıllara durgunluk vericidir: hükümetler özel firmalara daha fazla ödeme yaptıkça, kadın haklarının gerçekleştirilmesinde çok önemli olan vazgeçilmez [nitelikli] ve toplumsal cinsiyete duyarlı sosyal hizmetlere yönelik daha az harcama yapabilir.

Üstelik, KÖİ’ler risklidir. Özel sektör şirketi bir şekilde başarısız olduğunda, ve bu nadir görülen [bir durum] değildir, hükümet çoğunlukla o şirketi kurtarmak zorundadır, bu, toplumsal cinsiyet eşitliğinin gerçekleşmesi için gerekli olan kaynakları azaltır.

Etkinlik kazançları her zaman net değildir ve projenin kendisine ve bir ülkedeki yönetişime ve kuralların türü gibi unsurlara bağlıdır.

Etkinlik kazançları gerçekleşse bile bunun – örneğin özel sektör ortağı tarafından yapılacak eksik yatırımın veya çoğunlukla kadınların çalıştığı sektörlerde işten çıkarma yoluyla maliyet düşürmenin sonucu olarak- maliyeti vardır.

  1. Özel hizmet sağlayıcılar toplumsal hedefleri gerçekleştirmede çoğunlukla başarısız oluyor.

Kar arayışı ve toplumsal hedefleri gerçekleştirme ihtiyacı arasında içsel bir çelişki bulunuyor. 2018’de BM’nin Aşırı Yoksulluk ve İnsan Hakları Özel Raportörü Philip Alston, hizmetlerin özel sektör tarafından sağlanması halinde bireylerin ihtiyaçları ve yeterliliklerine ilişkin kararların çoğunlukla insan haklarına uygun olmayan bir kurumsal çerçeve içerisinde alındığına dair uyarıda bulundu.

KÖİ projeleri ticari olarak uygulanabilir olmalıdır aksi takdirde özel şirketler [o projelere] onay vermez. Kar arayışı içindeki özel şirketler en kolay şekilde hizmet verebilecekleri topluluklara yöneliyor, dolayısıyla yatırımlar satın alma gücü daha yüksek olan insanların yaşadığı orta ve üst sınıf bölgelere doğru yöneliyor. Bu, kadınların orantısız bir şekilde temsil edildiği düşük gelir gruplarına hizmet sunumu ile ilgilenmeyi kamu sektörüne bırakmaktadır. Ayrıca, özel şirketleri toplumsal hedefleri gerçekleştirmekten sorumlu tutmak zordur. Hükümetler, vergi yükümlülüklerini yerine getirip getirmediklerini denetlemede önemli olan birçok şirketin sahipliğini tanımlarken büyük zorluklarla karşılaşmaktadır. Çokuluslu şirketlerin vergi kaçırma pratiklerinin, ulusal yönetimler çok önemli toplumsal hizmetleri finanse etmek için gerek duyulan vergi gelirlerinden yoksun kaldığında en çok etkilenecek [kimseler olan] kadınlar özerinde orantısız derecede olumsuz etkileri vardır.

Üstelik, özel şirketler her zaman yurttaşlara karşı değil, kendi ortaklarına karşı sorumlu olacaktır. Bu, bütün vatandaşların Evrensel Haklar Bildirgesi ve diğer BM sözleşmeleri ile güvence altına alınan ihtiyaçlarını karşılamak için yasal zorunlulukların sonucu olarak devletin yapmak zorunda olduğu toplumsal hedeflere veya toplumların ihtiyaç ve önceliklerine özel şirketlerin asla öncelik vermeyecekleri anlamına gelir. Bu nedenle KÖİ’leri desteklemek insan hakları taahhütlerine zarar verebilir.

  1. [KÖİ’ler açısından] kadınlar için insana yaraşır bir iş bir öncelik değildir

Kar arayışı KÖİ projeleri kapsamındaki kadınlar için ‘insana yaraşır bir iş’ koşullarını sınırlıyor. Özel şirketler mümkün olduğu yerde ücretleri düşürür ve [çalışanları] işten çıkarır, iyi koşulları olan ve yüksek ücretli iş sağlamak yerine sıklıkla kadın işçilerin esnekliğinden ve düşük ücretli çalışmasından faydalanır. Oxfam, Pakistan’da düşük ücretlerin kalite testlerinden yüksek puan alma baskısıyla ve eğitim fırsatlarının yetersizliği ile birleştiğinde KÖİ okullarındaki kadın öğretmenlerin güçsüzleşmesi anlamına geldiğini belirtmektedir.

Bunu akılda tutarak, sosyal hizmetlerin ve altyapının finanse edilme biçimine ilişkin daha kanıta dayalı bir yaklaşıma ihtiyaç duyulmaktadır. Özet çalışmada belirtildiği gibi, uluslararası finans kuruluşları ve onlara üye hükümetler ideolojik olarak yönlendirilen KÖİ’leri durdurmalıdır.

Toplumsal hizmetleri ve altyapıyı sunmak için seçilen finansman mekanizmaları, maliyet etkinliği, erişilebilirlik ve toplumsal cinsiyet eşitliğini geliştiren kalite hizmetlerini sağlayabilme yeterlilikleri açısından değerlendirilmelidir. Hükümetlerin bu toplumsal hizmetler için en iyi finansman mekanizmasını bulmasında en özgün seçeneğe sahip olmasını sağlamak için hükümetler ulusal ve uluslararası düzeyde artan oranlı vergilendirmeye öncelik vermeli, vergi kaçırmayı engellemeli ve düşük faizli krediler aracılığıyla uzun dönemli ayrıcalıklı finansman sağlamalıdır.

Devletlerin toplumsal cinsiyet eşitliğini güçlendiren kamu hizmetlerini sunması dahil toplumsal cinsiyet eşitliği ve kadın haklarına yönelik uluslararası taahhüt ve yükümlülükleri yerine getirme sorumluluğu olduğunu unutmamalıyız. Bu görev özel şirketlere devredilemez.

Uluslararası finansal kuruluşlar ve hükümetler SKH’lerinin (Sürdürülebilir Kalkınma Hedefleri) gerçekleştirilmesini sekteye uğratmak için değil, onu geliştirmek için çalışmalıdır.

[Bu metin publicfinanceinternational.org’daki orijinalinden Türkçe’ye Ekin Değirmenci tarafından PolitikYol için çevrilmiştir.]

PolitiYol Telegram'da

GÜNÜN YAZILARI

SOSYAL MEDYA

13,609BeğenenlerBeğen
10,450TakipçilerTakip Et
60,616TakipçilerTakip Et
9,284AboneAbone Ol

EDİTÖR ÖNERİSİ

HAFTANIN ÇEVİRİSİ

SON HABERLER