Gülçin Sağır yazdı | Giorgio Agamben'den Carl Schmitt ve Walter Benjamin arasındaki olağanüstü hal tartışmasına genel bir bakış
Politikyol
Giorgio Agamben Olağanüstü Hal ile ilgili yazdığı metninde, olağanüstü hal oluşturma yönündeki en büyük çabayı Carl Schmitt ’de gördüğünü belirtmektedir. Agamben’e göre Schmitt ’in amacı olağanüstü hali yasal bir bağlam içerisine almaktır. Schmitt ‘’bütünlüğü içerisinde yasal düzeni askıya aldığı’’ oranda, olağanüstü halin, ‘’her türlü yasal düzenlemeden kaçınıyor’’ göründüğünün Agamben’e göre farkındadır. Fakat Agamben’e göre Schmitt açısında mesele, olağanüstü hal ile yasal düzen arasında böyle bir ilişki olduğunu göstermektir.
Daha önce bahsettiğimiz ‘’Olağanüstü hal ile anarşi ve kaos arasında her zaman bir fark vardır ve yasal anlamda, hala içinde bir düzen barındırır, her ne kadar bu yasal anlamda bir düzen olmasa da’’ sözü Schmitt için bir paradoks değildir. Schmitt ‘in yasaların askıya alınmasının basit anarşiden değil de hala yasal alandan türediğini gösterebilmesi lazım şeklinde Agamben bu cümleyi yorumlamaktadır. Bu hali Agamben istisna haline karar verenin egemen olduğunu belirtmektedir. Agamben'in istisna hali olağanüstü halin kendisidir.
Agamben’e göre Olağanüstü hal, normun geçerli olduğu ama uygulanamadığı ve yasa değerine sahip olmayan tasarıların eylemlerin yasa gücünü elde ettiği bir hukuk rejimini ifade etmektedir. Olağanüstü hal, yasasız bir yasa gücünün söz konusu olduğu kuralsız bir alandır. Bu hali Agamben Walter Benjamin ile Carl Schmitt arasındaki olağanüstü hal tartışmasını bu bakış açısı üzerinden okumaktadır. Benjamin’in 1923 yılında Siyasi İlahiyatı okuması ve bir dizi alıntı yapması sonucu bu tartışma başlamıştır. Agamben bu noktada, Schmitt ‘in egemenlik kuramının, Benjamin’in şiddet eleştirisine bir yanıt olarak okunabileceğini söylemektedir. Agamben Benjamin’in şiddet eleştiresindeki sorununu, şiddetin yasaların dışında ya da daha da ötesinde olduğunu, yasaların ortaya süren şiddet ile yasaları koruyan şiddet arasındaki diyalektiği parçalayacak bir şiddet, saf, ilahi, devrimci bir şiddet olarak adlandırdığı görmektedir.
Bu hali ile Schmitt ‘in egemenlik doktrinin hangi anlamda Benjamin’in eleştirisine bir yanıt olarak görebileceğimizi vurgular Agamben. Bu olağanüstü hal tam olarak Schmitt ‘in anlamaya ve yasanın dışında saf bir şiddet olduğuna dair ilk tezle birleşme çalıştığı alandır. Çünkü Agamben Schmitt açısından saf şiddet diye bir şey olmadığını, nomos’a mutlak anlamda dışsal olan bir şiddetin olmadığını, çünkü olağanüstü halin bir kez ilan edildiğinde, devrimci şiddetin de kendisini yasalar dâhilinde bulduğunu belirtmektedir. Dolayısıyla Agamben’e göre olağanüstü hal, Schmitt ‘in Benjamin’in saf şiddet olduğuna dair ilişkin verdiği teze karşılık uydurduğu bir araçtır.
Schmitt’ e göre, yasal düzenin işleyişi son kertede bir düzenlemeye, olağanüstü hale tatbik edilmesi halinde geçici olarak askıya alınarak olağanüstü hale dayanır. Fakat Agamben istisnanın kural haline gelmesi ile birlikte Schmitt ‘in olağanüstü hal kuramın yerle bir olacağını açıklamaktadır. Bu hali ile Agamben Schmitt ve Benjamin arasındaki tartışmada, Schmitt ‘in ne olursa olsun yasalara olan bağlantısını sürdürmeye çalıştığı, Benjamin’in ise tersine çevirerek, bu bağlantıdan özgürleşmek gerektiğini söylediği bir kuralsızlık alanı olduğunu tespit etmektedir.[1]
[1] Giorgio Agamben, Olağanüstü Hal, , Aykut Çelebi(ed), Çev. Ece Göztepe, Şiddetin Eleştirisi Üzerine, içinde (İstanbul: Metis Yayınevi, 2010), s.165-174.
Yorumlar