Bu yıl 14.sü gerçekleşen teras sergisinin teması “Görülmeyenler” olarak belirlendi.  Yapılan açık çağrıya; farklı anlatım ve teknik üretimleri ile 109 sanatçı, 134 yapıtı ile başvurdu. Proje4L İstanbul Güncel Sanat Müzesi, Türkiye’de çağdaş sanatın gelişimini teşvik etme misyonuyla 2001 yılında, Can Elgiz tarafından kurulur ve Vasıf Kortun tarafından yönetilir. Kuruluşu itibari ile genç Türk sanatçıların projelerine alan, destek ve uluslararası görünürlük kazandırmaya odaklanan müze; 2005 yılında Elgiz Koleksiyonu'na ev sahipliği yapmak için 'Elgiz Çağdaş Sanat Müzesi' adı altında özel bir koleksiyon müzesine dönüştürülür. Müzede, süresiz “Elgiz Koleksiyonu” sergisinin yanı sıra, çeşitli süreli sergiler, eğitim ve sosyal programlar da yürütülmektedir. Özellikle 2012 yılından beri devam eden teras sergileri ile adını çokça duyduğumuz Elgiz Müzesi; heykel alanında işler üreten sanatçılara, görünürlük sağlayan sergileme destekleri ile her yıl, açık çağrı yöntemi ile başvuru almaktadır. Gelen başvurular, danışma kurulunca değerlendirilip, süreli teras sergileriyle sanatseverlerin beğenisine sunulmaktadır. [caption id="attachment_217018" align="alignnone" width="467"] 14.Elgiz Müzesi Teras Sergisi “Görülmeyenler”[/caption] Bu yıl 14. sü gerçekleşen teras sergisinin teması “Görülmeyenler” olarak belirlendi.  Yapılan açık çağrıya; farklı anlatım ve teknik üretimleri ile 109 sanatçı, 134 yapıtı ile başvurdu. Nilüfer Ergin, Rahmi Aksungur, Seyhun Topuz, Haşim Nur Gürel, Meliha Sözeri, Ömer Emre Yavuz ve Can Elgiz ’den oluşan danışma kurulu değerlendirmesi sonucu 37 sanatçı seçildi. Seçilen eserler Elgiz Müzesi’nin iki bin metrekarelik terasında 22 Ekim tarihine kadar ücretsiz gezilebilecek. Bu yılki sergi teması bizi, tam da yaşadığımız zamanları tarifleyen bir başlıkla yakalıyor: “Görülmeyenler”. Görünmeyen olmak;  görmezden gelinen, saklanmaya çalışılan, bakış açımızın dışına itilen, üstü kapalı tehdit edilen birçok durumun ana başlığını kapsıyor. Yalnızca sanat alanında değil, nefes aldığımız her adımda bizlere yüklenen toplumsal normlar, durumlara ve olaylara nasıl bakıp tepki vermemiz gerektiğini belirlemeye çalışan baskı araçları olarak karşımıza çıkıyor. Danışma kurulu üyesi,  akademisyen ve sanatçı, Ömer Emre Yavuz sergi metninde şöyle diyor: “ … Gerçek, gördüğümüz ya da algıladığımız şey midir?     …Güpegündüz gözlerimiz açıkken ne göreceğimiz bize bağlı değildir, şimdi ve burada olanı göremeye zorlanırız. Peki ya görmediklerimiz? Görülmeyenler? Görülmeyenler, bizim bakmadığımız dikkatimizi yöneltmediğimiz yerdedir. Ama bu onların var olmadığı anlamına gelmez. Biz sadece şu an ve burada olanı bakışımızın yöneldiği şeyleri görebiliriz. Bazen görmemiz de yeterli olmayabilir. Söz gelimi gece gökyüzünü seyrederken şimdi ve orada görünen yıldızlar gerçekte orada değildir, belki de milyonlarca yıl önce kaybolmuştur. Oysa biz onları sanki şimdi oradaymış gibi görürüz. Görsel deneyim etrafımızdaki gerçekliğin süreklilik arz eden ve adına “görmek” dediğimiz bir temsilidir. Gözlerimiz açık olduğu sürece yalnızca ışığın dokunuşu yoluyla çevremizi saran dünyayı görürüz. O halde sadece bakışımızın yönünü değiştirerek görmediğimiz bilmediğimiz şeyler “Görülmeyenler” görünür hale gelebilir. Bu sergide eserleri terasta sergilenmek üzere seçilen 37 sanatçı, bakışlarını görünmez olana değil Görülmeyenlere çevirerek bakmadıklarımızı bakamadıklarımızı bize gösteriyorlar.” [caption id="attachment_217017" align="alignnone" width="467"] Caner Şengünalp.  Tanrısal Boşluk, Taş Polyester, 135*138*103cm[/caption] Bir bakıma bu sergide, zorunlu körlüklerin yaşatıldığı ülkemizde, gören gözün bile kanıtlayamadığı absürtlüklere, sanatçıların kendi malzeme ve anlatım biçimleri ile kattıkları yorumları izlerken; sanatın temsil gücünün, “görmezden gelinenin sesi” olarak biricik bir söyleme dönüştüğüne de tanıklık ediyoruz. Umarız yakın gelecekte, doğaya, insana saygılı, daha uygar, özgür, yaşanabilir, sanata desteğin daha da arttığı bir dünyada; vandal, baskıcı, otoriter zihniyetlerden uzakta, daha farklı konular üzerine düşünüyor ve üretiyor oluruz?  Ne dersiniz?