CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun başlattığı Adalet Yürüyüşü’nün 13 gününde Gezi Direnişi’nde hayatını kaybeden Berkin Elvan, Ali İsmail Korkmaz, Ahmet Atakan ve Ethem Sarısülük’ün aileleri de katıldı.
Eskişehir’de polisler tarafından dövülerek öldürülen Ali İsmail Korkmaz’ın annesi Emel Korkmaz, Ahmet Atakan’ın annesi Emsal Atakan, Berkin Elvan’ın annesi Gülsüm Elvan, Gezi Direnişi’nde yaralanan Okan Göçer ve Gezi ailelerinin avukatı Efkan Bolaç, Adalet Yürüyüşü’nü PolitikYol’a değerlendirdi.
“EMEL KORKMAZ: ALİ İSMAİL HAYATTA OLSAYDI BURADA OLURDU”
Adalet bu ülkede herkese lazım olacak. Bu sadece bireysel bir eylem değildir. Türkiye’de yaşayan 80 milyonu ilgilendiren bir konudur, bu ülkenin bir an önce adalete kavuşması gerekiyor. İşten atılan akademisyenler bir an önce geri dönsün, katiller bir an önce yargılansın diye biz buradayız. Biz 4 yıldır mücadele ediyoruz, adaletin peşinden koşuyoruz ve adalet sağlanana kadar mücadelemizden vazgeçmeyeceğiz.
Biraz geç kalınmış bir yürüyüş ama katılım çok iyi. İnsanlar aileleriyle, evlatlarıyla bayramlaşmaktan ziyade bu yürüyüşe destek vermek için buradalar. Umutluyuz, geç de olsa bu ülkeye adaletin geleceğine inanıyorum.
Ali İsmail hayatta olsaydı burada olurdu. Ali İsmail her zaman yanlış olana karşı bir çocuktu. Her zaman adaletsizliğe, haksızlığa karşı bir çocuktu. Zaten bu yüzden evladım darp edildi. Elimizden alındı. Ali İsmail hayatta olsaydı bugün İngilizce öğretmeni olacaktı. Belki bugün Ali’m de işinden uzaklaştırılmış olacaktı. Bir anlamda ben onun için de buradayım.”
Hatay’da başına isabet eden gaz kapsülü nedeniyle hayatını kaybeden Ahmet Atakan’ın annesi Emsal Atakan ise yürüyüşü şöyle değerlendirdi:
“EMSAL ATAKAN: UMARIM ANALARIN SESİNİ DUYARLAR”
“Bu yürüyüşe biz anneler olarak adaletin bir an önce sağlanmasını istediğimiz için katıldık. Bizim çocuklarımız 4 sene önce katledildi. Bir önceki dönemin başbakanı olan Recep Tayyip Erdoğan “Emri ben verdim” dedi ve polisler çocuklarımızı öldürdü. Onlar hala dışarıda geziyor. Kaldı ki benim oğlum Ahmet Atakan için soruşturma dahi açılmadı. 4 yıldır ellerinden geldikçe her şeyin üzerini kapatmaya çalışıyorlar. Yüreğimiz gün geçtikçe daha çok yangın yerine dönüyor, evlat acısı çekiyoruz. Katiller, tecavüzcüler, istismarcılar, hırsızlar dışarıda geziyor. Eğer bu ülkeye adalet gelmez ülkede huzur, barış olmaz.
Katil olanlar, hırsız olanlar, tecavüzcüler yargılansın istiyoruz. Maalesef adalet bu ülkede yerle bir olmuş. Parası olanlar mahkemeleri, yargıyı satın almaya çalışıyorlar nitekim de alıyorlar. Ancak gün gelecek devran dönecek, bir gün yargı onları da çağıracak. Ben onlara sesleniyorum: Bu ülkeye bir an önce adalet gelsin. Artık insanlar öfke kusuyor. Artık akan kanlar dursun. Umarım anaların sesini duyarlar, bu ülkeye adalet gelir.
Bu ülkede suçlular dışarıda geziyor. Nerede aydın gazetecimiz, aydın avukatımız, aydın akademisyenimiz varsa hepsini içeri tıktılar. Çünkü bu ülkenin cumhurbaşkanı, başbakanı, AKP hükümetinin zihniyeti aydın insandan korkuyor.
Bu yürüyüş bize umut verdi. Zaten umut olmazsa kimse gelmez, mücadele etmemiz lazım.”
GÜLSÜM ELVAN: BU YÜRÜYÜŞ ADALET ARAYAN HERKES İÇİN
Kemal Bey öncü oldu. Bu yürüyüşü adalet arayan herkes için. Bu bir fırsattır. Adalet arayan herkes çıksın. Biz 4 senedir adalet aradık, aradık, biz bulamadık. Onun için herkes, adalet için sokağa çıksın.
6 Temmuz’da benim mahkemem var, bakalım bu sefer ne çıkartacaklar önümüze onu bilemiyoruz. Çağlayan’dayız sonuna kadar.
4 senedir sokaktayız, sokakta olacağız. Ben Bugün en çok da adalete ihtiyacı olan 2 kişi var. Evet çok kişi işinden ihraç edildi ama 2 kişi açlık grevinde. Benim yavrumun getiremediği ekmeği Nuriye ve Semih yemedi. Bugün ben Nuriye ve Semih için adalet arıyorum.
Gülsüm Elvan “Bugünkü yürüyüşü size bir umut verdi mi?” sorusuna şöyle yanıt verdi: Aslında çok kalabalık olabiliriz. Evet, güzel kalabalık var ama daha da kalabalık olabiliriz.
Gezi Direnişi sırasında yaralanan Okan Göçer de bugün Adalet Yürüyüşü’ne katılanlar arasındaydı.
Göçer, Kılıçdaroğlu’nun başlattığı Adalet Yürüyüşü hakkında; “Bu zamana kadar Gezi olaylarında ve onun öncesinde olduğu gibi, Nuriye ve Semih’te olduğu gibi ve bizim davalarımızda olduğu gibi, Dilek Doğan gibi adalet istiyoruz. Mahkemeye gittiğinizde adaleti temsil eden bir terazi vardır, iki tarafı eşit, dengelidir ve onu tutan kişinin gözleri kapalıdır. Ama Türkiye’de şu an böyle bir şey yok. Biz o terazinin az da olsa dengelenmesini istiyoruz. Gezi davalarının hiçbiri sonuçlanmadı. Biz genel olarak Türkiye’de herkese, sağcısından solcusuna herkese ama herkese, adaletin eşit bir miktarda dağıtılması için katıldık. Desteğimizi sunduk. Adalet istiyoruz.” dedi.
Yürüyüşe katılan Gezi Ailelerinin avukatı Efkan Bolaç ise yürüyüş hakkında şunları söyledi:
“80 MİLYON KİŞİNİN ADALETSİZ BİR ÜLKEDE YAŞAMAMASI İÇİN YÜRÜYORUZ”
“Her ne olursa olsun harekete geçmiş bir kitle, harekete geçmiş bir yapı var. Adaletsizliğin bu kadar tavan yaptığı bir noktada adalet için yürümek onurludur, kutlu bir yürüyüştür. Bu anlamda bakıldığında bence 250 km yürüyen bir parti genel başkanı ve onu yalnız bırakmayan partili, partisiz bir kitle var. Bu konuyla ilgili olarak genel başkanla aynı düşüncede olsun olmasın yürüyen bir grup var. Bu anlamda bakıldığında olması gereken bir şeydi. Artık açık faşizm koşullarında yaşadığımız söyleniyor, açık faşizm koşullarında da bir şeylerin harekete geçmesi gerekiyor. “Adaletsizliği adaletle yenin” diyor Gandhi. Bu anlamda bakıldığında adaletsizliği adaletle yenmemiz gerekiyor. Bu adaletsizliği yenerken de sadece Enis Berberoğlu için yürümüyoruz. Sadece CHP’nin uğradığı haksızlıklar için yürümüyoruz. 80 milyon kişi için yürüyoruz. 80 milyon kişinin adaletsiz bir ülkede yaşamaması için yürüyoruz. Yürüyüşümüz Nuriye ve Semih yaşasın diyedir. Yürüyüşümüz OHAL kararnameleriyle atılan insanların sokakta aç kalmaması içindir. Haksızlığa uğrayan herkesin kimsesi olabilmek içindir”
