Cumartesi, Nisan 20, 2024

Gerçek ötesi durumla başa çıkma yolları

Yanlış bilgi bulunsa ve çürütülse bile kamuoyundaki algıları değiştirmek o kadar kolay değildir. Zira “gerçek ayakkabılarını giymeden yalan dünyayı üç kez dolaşır”.

GERÇEK ÖTESİ

Türkçe karşılığını gerçek ötesi veya hakikat ötesi olarak sıklıkla duyduğumuz “post-truth” kelimesi Oxford Sözlüğü tarafından 2016 yılında yılın kelimesi seçmiştir. Kelimenin ortaya çıkışı doğrudan siyasal iletişimle ilişkili olmakla birlikte, siyasal iletişimden daha geniş bir kullanım alanına sahiptir. Türk Dili Dergisi’nde yayınlanan bir analize göre[1], gazete, dergi ve sosyal mecralarda kullanıcılar tarafından kelimenin Türkçe karşılığı olarak; “gerçek dışı, gerçek ötesi, gerçeklik ötesi, doğru ötesi, doğruluk sonrası, gerçek sonrası, gerçeklik sonrası, gerçeğin ötesi, gerçek üstü, hakikat ötesi, hakikat sonrası, post-gerçek, post-hakikat, hakikat ötesilik, hakikat sonrasılık, post-olgusal, sahte gerçeklik, öznel gerçekleme, inanılmış gerçek, gerçeğimsi, gerçek aşımı, gerçek aşınımı, hakikat aşınımı, hakikatin önemsizleşmesi, gerçeğin bükülmesi” kelimeleri kullanılmaktadır. Post-truth kelimesiyle anlatılmak istenen durum ise, “Nesnel hakikatlerin/gerçeklerin/olguların belirli bir konu üzerinde kamuoyunu/halkın görüşünü belirlemede/oluşturmada duygulardan ve kişisel kanaatlerden/inançlardan daha az etkili olması/olması durumu/olması hâli”dir.

Demokratik sistemlerin ayırt edici özelliklerinden biri düşünce ve ifade özgürlüğü çerçevesinde yapılanmış özgür ve serbest “haber alma” kaynaklarının varlığıdır. İnternetin yaygınlaşmasıyla birlikte ortaya çıkan bilgi/enformasyon hızındaki artışın beraberinde getirdiği bilgi kirliliği ve yanlış bilgilendirme eğilimleri karşısında yurttaşların olgular ve hakikatler hakkındaki bilgilendirilme ihtiyacı her dönemden daha fazla artmıştır. İnternetin sunduğu neredeyse sonsuz bilgi akışındaki yalan-yanlış, manipülasyon amaçlı kirli ve rasyonel olmayan bilgileri ayıklamak sade yurttaşların altından kalkamayacağı bir yük haline geldi. Katı olan her şeyin buharlaştığı günümüz dünyasında yurttaşların politik görüşlerinin ve tercihlerinin biçimlenmesi süreci yoğun olarak bu enformasyon kirliliğinin baskısı altındadır.

Yalın Alpay’ın da belirttiği üzere, bu süreçte “bireyler, kendi kimliklerine yakın hissettikleri siyasetçilere güvenerek postmodern dönemin aşırı ayrıntılı ve karmaşık ekonomi, kültür, dış siyaset, sanat gibi politikalarında, artık süreci takip edemez oldular ve iradelerini kimlik politikası çerçevesinde kendilerini yakın hissettikleri siyasetçilere her bakımdan teslim ettiler”[2]. Mevcut koşulları kendileri politik çıkarları açısından avantaja dönüştürmek isteyen politikacılar toplumsal-siyasal gerçekliğin bükülmesi, sahte gerçekliğin kamuoyu gündemine taşınması konusunda oldukça başarılı örnekler verdiler. Artık karşımızdaki gerçek ötesi durumun hegemonyası altındaki siyasal görünüm, bundan sonraki dönemde gerçeklik karşısındaki tavır alışlardan nesnelliğin ve rasyonalitenin yerini duyguların hatta inançların savunulmasına bırakmış gibi görünmektedir. Bu aynı zamanda demokratik sistem içinde yurttaşların konumunun zayıflamasını ifade eder.

GERÇEK ÖTESİ VE GAZETECİLİK

Gerçek ötesi kavramı gazetecilik mesleği ile doğrudan bağlantılıdır. Uzunca bir süredir sadece Türkiye’de değil, dünyada da gazetecilik mesleğinin hızla itibar kaybetmesine tanıklık ediyoruz. İtibar kaybında yayın kuruluşları üzerindeki maliyet ve sermaye baskısı kadar yazılan haberlerden rahatsız olan kesimlerin baskısını da yadsımak mümkün değildir. Yukarı Bakma (Don’t Look Up) filminin bize anlatmaya çalıştığı itibar kaybının merkezinde belli bir konu üzerinde kamuoyunun görüşünü belirlemede nesnel hakikatlerin yerine hakikatin önemsizleştirilmesinin almış olmasıdır. Gerçek ötesi durumun belirlenimi altında özellikle ana akım gazetecilik mesleğinin ürünleri politikacı-sermaye-medya üçgeninde hakikatin yerini alacakeğilmiş, bükülmüş, sahte gerçekliğin üretim sürecinin ürünleri olmaktadır. Filmde de izlediğimiz üzere televizyonda sorulması gereken soruları sor(a)mayan gazeteciler, yalan söyleyen politikacılar, tekrar edildikçe büyüyen ve kontrolden çıkan yalanlar… Gerçek ötesi kelimesinin dolaşıma girmesiyle birlikte gazetecilikte “olgu doğrulama” veya “gerçeklik kontrolü” olarak bilinen “fact-checking” kavramı dolaşıma girmiştir. Donald Trump ve Hillary Clinton’ın yarıştığı bir önceki dönem (2016) ABD başkanlık seçimleri sürecinde adayların açıklamaları içinde 217 kadar (gerçek dışı) beyan tespit edilmişti[3]. Bunların yüzde 79’u Trump’a, yüzde 21’i Clinton’a aitti.

Aslında daha 2016 öncesinde neredeyse tüm dünyada olduğu gibi Türkiye’de de dezenformasyon, aldatmaca, alternatif gerçeklikler ve sahte haberlere karşı olguların doğruluğunu kontrol eden“Doğruluk Payı”, “Teyit.org”, “Malumatfuruş”, “Yalansavar.org”, “FactCheck.TR”, “Doğrula.org”, “Evrim Ağacı” gibi yapılar oluşturulmuştur[4]. Özellikle Türkiye gibi siyasal kutuplaşmanın keskin olduğu, enformasyon akışının kısıtlı olduğu, sansüre eğilimli toplumlarda olgu doğrulama önemli bir gazetecilik alanı olarak yükselmektedir. Ancak son dönemde hükümetler tarafından finanse edilen ya da onların görüşüne göre “çok fazla hükümet karşıtı” hale gelen ortamı dengelemek için tasarlanmış kuruluşlar da bulunmaktadır. Finansman kaynakları gizli tutulan Doğrula.org ve hükümet yanlısı Bosphorus Global tarafından finanse edilen Günün Yalanları ile Fact-Checking. TR’nin tanımlanmış gündemi, “sosyal, ekonomik ve politik konularda hükümetin ana akım duruşunu iç ve dış kaynaklı yanlış bilgilerden/dezenformasyondan korumak”tır. Gerçeklik kontrolü kuruluşları yanlış bilginin araştırılması ve düzeltilmesi işlevini yerine getirirken kuşkusuz bunu müzakereci yurttaşların güçlendirilmesi ve sahte-yalan haberlerden kamuoyunun korunması temelinde biçimlendirmesi beklenir.

Ancak bu noktada gerçek ötesi durumu her zaman çürütülebilecek yalan-yanlış bilgi olarak almak da soruna çözüm olmayacaktır. Yanlış bilgi bulunsa ve çürütülse bile kamuoyundaki algıları değiştirmek o kadar kolay değildir. Gerçek ötesi durum kitleye alternatif bir gerçekliği yansıtır ve kitle bu alternatif gerçekliği kendisiyle özdeşleştirir. “Gerçek ayakkabılarını giymeden yalan dünyayı 3 kez dolaşır”mış. Rasyonaliteden ziyade duygulara, çoğu zaman dini inançlara hitap eden bu alternatif gerçekliğin kamuoyunda yıkılması ve yerine gerçekliğin konulması göründüğü kadar kolay değildir. Pandemi sürecinin beraberinde getirdiği sosyal izolasyon ve ekonomik sıkıntılar toplumu oluşturan bireyler arasında güven ve sivil inisiyatiflerin zayıflamasına yol açarken, bilim insanlarının bile hükümet yanlısı olanlar/olmayanlar şeklinde ayrılması bilime duyulan güveni azaltmıştır. Yurttaşların gerçek ötesi durumla başa çıkabilmeleri için öncelikle aralarındaki keskin kutuplaşmaların ve ekonomik eşitsizliklerin ortadan kaldırılması, bilime duyulan güvenin yeniden inşa edilmesi, yurttaşlar aralarında güven, iyi niyet, empati, kamu kurumlarına güven, sivil katılım gibi unsurlara dayalı olarak sosyal sermayeyi güçlendirmeleri gerekir.

Distopik bir dünyayı anlatan 1984 romanının yazarı George Orwell, “gazetecilik birilerinin yazılmasını istemediği şeyleri yazmaktır. Bunun dışındaki her şey halkla ilişkilerdir” derken yurttaşların hakikatler konusundaki bilgilendirilme işlevi olarak gazeteciliğin önemine dikkat çekiyordu. Gazeteciliğin asıl işlevi bir yandan gerçek ötesinin hegemonyası altındaki yurttaşların gerçeği bilme hakkının savunucuları olurken, diğer yandan birbirini dışlayan uzlaşmaz siyasi kutuplaşmaların yumuşatılması, yurttaşlar arasında güven ve sivil-demokratik değerlerin yeniden inşasına katkıda bulunmaktır. Yazıyı gazeteciliğin önemine dikkat çeken Nobody Speaks filmini önererek bitirmek isterim.

[1] Adem Terzi, “Post-Truth Kavramı ve Türkçe Karşılıkları Üzerine”, Türk Dili, Yıl:69, Sayı:820, Nisan 2020, s.81.

[2] Yalın Alpay, “Hakikat Askıda”, Politikyol, 12 Eylül 2021, İntenet adresi: https://www.politikyol.com/hakikat-askida/

[3]Jose Antonio Zarzalejos, “Communication, Journalism and Fact-Checking”, UNO, 2017, Sayı 27, s.11.

[4] Akın Ünver, Türkiye’de Doğruluk Kontrolü ve Doğrulama Kuruluşları, Siber Politikalar ve Dijital Demokrasi 2020, EDAM Raporu, s.35. İnternet adresi: https://edam.org.tr/turkiyede-dogruluk-kontrolu-ve-dogrulama-kuruluslari/

PolitikYol'da yayınlanan yazılar her gün öğlen mailinizde!

spot_img
PolitiYol Telegram'da

GÜNÜN YAZILARI

SÖYLEŞİLER

SOSYAL MEDYA

13,609BeğenenlerBeğen
10,160TakipçilerTakip Et
60,616TakipçilerTakip Et
9,354AboneAbone Ol

GÜNDEM

ÇEVİRİLER

Bir Cevap Yazın

YAZARIN DİĞER YAZILARI