Çarşamba, Nisan 24, 2024

Gelecek Partisi Yönetim Kurulu Üyesi Cuma İçten: “AK Parti’nin dindarlarla hesaplaşması lazım”

Doruk Çakar
Doruk Çakar
1986 doğumlu. Hacettepe Üniversitesi Bilgi ve Belge Yönetimi bölümünden 2009 yılında mezun oldu. Uğur Mumcu Araştırmacı Gazetecilik Vakfı’nda araştırmacı gazetecilik eğitimi aldı. Çeşitli yerel ve ulusal yayın organlarında muhabirlik, editörlük ve yazı işleri müdürlüğü gibi görevler üstlendi.

CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun “helalleşme” açıklamasının yankıları siyasette devam ediyor. Önceki dönemlerde AK Parti Diyarbakır Milletvekilliği yapan ve şu an Gelecek Partisi Yönetim Kurulu’nda yer alan Cuma İçten, Kılıçdaroğlu’nun helalleşme çağrısının olumlu olduğunu söylerken “CHP’den de ziyade son 20 yıldan fazladır iktidar olan AK Parti’nin bunu yapması gerekiyor ama bunu örnek alırlar mı bilmiyorum” dedi. CHP Liderinin “muhafazakar kesim ile helalleşme” sözlerini de değerlendiren İçten, AK Parti döneminde dini kavramların siyasete alet edildiğini de anımsatarak, “Türkiye’de deizm ve ateizm hiçbir zaman olmadığı kadar artışa geçti. Dindarlara AK Parti’nin bir özür borcu vardır” ifadesini kullandı. İktidarın belli dönemlerde Kürt hakları konusunda çeşitli adımlar attığını da belirten İçten, “İktidar Kürt meselesiyle ilgili Kürtlerle helalleşmesi ve yüzleşmesi gerekir. Kürtlere yönelik hiçbir demokratik ve özgürlük adımları anayasada güvence altına alınmamıştır. AK Parti kurulduğundan bu yana her dönem anayasayı değiştirecek güce ve ittifaklara sahip olmasına rağmen Kürt hakları ya da farklı etnik kökenlerin demokratik hakları konusunda anayasada güvence altına almadı” görüşünü paylaştı.

İçten, sorularımıza şu yanıtları verdi:

CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğu’nun “helalleşme” çağrısını nasıl değerlendiriyorsunuz?

CHP’nin ciddi bir geçmişi var. CHP gibi bir partinin milletle helalleşmesi, özeleştiride bulunması, toplumla kucaklaşıp her alanla yüzleşmesi çok anlamlı. Yönetimde söz hakkını elde tutmuş ya da muhalefette bulunmuş tüm partilerin bu helalleşmeyi yapması lazım. Doğru bir adım, iktidara da diğer partilere de örnek teşkil edeceğine inanıyorum. Devletin milletiyle yüzleşmesini talep etmek hem iktidarın hem muhalefetin boynunun borcu.

YÜZLEŞMEDEN KAÇINMAMAMIZ LAZIM

Helalleşme çağrısında farklı kesimlerden, CHP’nin iktidarda olmadığı dönemlere ait atıflarda da bulunuldu. Örneğin Diyarbakır Cezaevi’nde yaşananlar tamamen darbe yönetiminin sorumluluğuydu.

Babam da Diyarbakır Cezaevi’nde aylarca kaldı, orada oldukça kötü muamelelere maruz kaldı. Devletin kurumları bu tür olayları reddetse de yakın tarihteki gerçeklik bunlar. Bunu sadece Diyarbakır olarak ele almak doğru olmaz. Doğu, batı, kuzey, devletin tüm birimlerinde, yetkiyi elinde bulunduranların şahsi yaptığı hatalar mutlaka olmuştur. Bunlarla da milletin yüzleşmesi lazım. Bu ülkede herkesin birbirine özür borcu vardır. Belki milletin devlete, belki devletin millete özür borcu vardır ama bu yüzleşmeden kaçınmamamız lazım. Helalleşme çağrısının cumhuriyetin kuruluşundan bugüne kadar eksileriyle artılarıyla herkesin yüzleşmesinde katkı olacağı kanaatindeyim.

SON 5 YILDIR ÇOK DAHA ESKİ BİR TÜRKİYE’YE GİDİŞ VAR

Son 20 yıldır ülkeyi yöneten AK Parti. Siyasi partiler, ülkeyi yöneten partilerin kırdığı döktüğü insanlarla yüzleşmesi adına bir şey yapılacaksa, 20 yıldır ülkeyi yöneten AK Parti iktidarı da yapmalıdır. AK Parti iktidara gelmeden önce kamuoyuna verdiği seçim beyannamesi var. İnsan hakları ve özgürlükler, yolsuzluklar, hak ve hukuk, özgürlük ve demokratikleşme gibi adımlar bu belgelerde yer aldı. İktidara geldikten sonra bir süre bunların belli bir kısmını yapsa bile son 5-6 yıldır, daha önceki kazanımların tam tersine, çok daha eski bir Türkiye’ye doğru gidilmiş oldu.

AK PARTİ’NİN DİNDARLARLA VE KÜRTLERLE HELALLEŞMESİ LAZIM

CHP Lideri Kılıçdaroğlu, özellikle muhafazakâr kesim ile helalleşme konusunda samimi bir çağrıda bulundu. Bunu nasıl değerlendirirsiniz?

Burada önce AK Parti’nin kendisiyle hesaplaşması ve helalleşmesi gerekir. AK Parti’nin dindarlarla hesaplaşması lazım. AK Parti dini jargonları kullandı, Kuran, Allah, kitap, sahabe, hadis, bunları siyasete alet etti. Siyasete alet ettiği bu yaklaşımla insanların inançlarını sorgulamasını, dinden soğumasını sağladı. Türkiye’de deizm ve ateizm hiçbir zaman olmadığı kadar artışa geçti. AK Parti’nin dindarlara bir özür borcu vardır. Hiçbir devirde (Gelecek Partisi olarak da bu fikirdeyiz) insanların dini inançları, mezhepleri siyasi alana sokulmamalı. İnsanlar farklı inançlara sahip olabilir. Bunu anlayışla karşılamamız gerekiyor. Başörtüsü özgürlüğü de her zaman AK Parti tarafından kullanılan bir argüman oldu. Dini anlamda bunu hep kullandı, dindar kesimi hep kullandı. Ama başörtüsü konusunun da anayasal güvence altına alınmamasının sebebi de AK Parti iktidarının kendisidir. Başörtüsünü siyaset malzemesi yapıyor, iş anayasal düzenlemeye gelince de bu topa girmiyor. Kürt meselesinde de öyle.

Benzer şekilde Alevilerin de hakları, hukukları ve talepleri var. Bunların da anayasal güvence altına alınması gerekiyor. Bunlar da görmezden geliniyor. Bununla da yüzleşmesi gerekiyor.

Bu bakımdan Kürt meselesine yaklaşım konusunda neler söylersiniz?

İktidar Kürt meselesiyle ilgili Kürtlerle helalleşmeli ve yüzleşmelidir. Kürtlere yönelik hiçbir demokratik ve özgürlük adım anayasada güvence altına alınmamıştır. AK Parti kurulduğundan bu yana her dönem anayasa değiştirecek güce ve ittifaklara sahip olmasına rağmen Kürt hakları ya da farklı etnik kökenlerin demokratik hakları konusunda anayasada güvence altına almadı.

TOPLUMUN YARISINDAN FAZLASI TERÖRİST- HAİN İLAN EDİLDİ

Helalleşmeyi CHP’den çok iktidarın yapması gerektiğini söylüyorsunuz.

Önce yakın tarihin 20 yıllık tarihin hesabının ve yüzleşmesinin yapılması gerekiyor. Akademisyenleri, öğrencileri, tarım esnafını, hal esnafını hain ilan eden bir iktidarla karşı karşıyayız. Toplumun yarısından fazlasını terörist ve hain ilan ettiler. Kendisi gibi düşünmeyen kendisi gibi yaşamayan insanları ötekileştirdiler. Helalleşmeye CHP’den de ziyade son 20 yıldan fazladır iktidar olan AK Parti’nin yapması gerekiyor. Bu konuda CHP’yi örnek alırlar mı bilemiyorum. Helalleşme dini terminolojide bir terim. Ben insanların özeleştirileri ve halkıyla yüzleşmesi gerektiğine inanıyorum.

AK Partinin gençlerle yüzleşmesi gerekiyor. Yüzde 30’a ulaşan işsizlik var. Her 5 gençten 3’ü işsiz. Üniversiteyi bitiren gençler boşta. Öğrenciler de kalacak yurt bulamıyor. Üniversite mezunu öğrencilerimiz, KPSS’den en yüksek puanı alıyor ama AK Parti yöneticisi bir akrabası olmadığı için mülakatta eleniyor. O çocuklarla yüzleşmesi gerekiyor.

Daha da önemlisi son 5 yılda insanlar aidiyet duygularını dile getirdiler. Gelişmiş, bilinçli, kalifiye insanlar Avrupa’ya Amerika’ya göç ediyor. Bir aidiyet duygusu sorunu yaşıyoruz. Bu PKK terör örgütünün bile yapamadığı bir etkidir. Terörün en yüksek olduğu dönemde bile insanlarımız aidiyet duygusunu kaybetmedi. Ama hukuksuzluktan dolayı, AK Parti iktidarının adalete hukuka müdahalelerinden dolayı insanların adalete hukuka güveni kalmadı. Ekonomideki bu sorunlar, doların yükselmesinin arkasında adalet sisteminin, hukukun Türkiye’de oturmaması da var.

KILIÇDAROĞLU’NUN ÇAĞRISI DESTEKLENMELİ

Sayın Kılıçdaroğlu’nun, gönderme yaparak, bu konuların muhatabının iktidar olduğu mesajını vermeye çalıştığı düşüncesindeyim. Kaldı ki kendisi iktidar olmadığı dönemde yaşanmış olayların bile hatırlatmalarda göndermelerde bulundu. Bir siyasi partinin sorumluluğunu üzerine alarak bunu devlet adına borçlu olduğunu dile getirmiş. Bu da desteklenmesi gerekir. Devlet ile millet barıştırılmalı.

DOĞA İLE YÜZLEŞMELERİ GEREK

İktidarın helalleşmesi gerektiğini söylediniz. Peki bu tek başına yeterli mi?

AK Parti iktidarı en çok doğa ve çevreyle yüzleşmesi gerekiyor. Deniz kenarlarını imara açtılar. Ormanları, tarlaları, dere yataklarını imara açtılar ve doğa katliamı yapılıyor. Kendilerinin deyimiyle “İstanbul’a ihanet ettik” dediler ve bu sözü kullandıktan sonra ihanet etmeye devam ettiler. Fakirin fukaranın elindeki arazileri aldılar, yeşil alan ilan ettiler, o arazileri ellerine aldılar ve yandaş dedikleri şirketlere 10 katı kar ile sattılar. Şu an doğa katlediliyor. Geleceğe torunlarımıza miras bırakacaklarımız topraklarımız ülkemiz elden gidiyor. Yaşanacak bir ülke kalmıyor. AK Parti başta olmak üzere 20 yıldır 30 yıldır, 50 yıldır tüm iktidarların doğayla yüzleşmesi, helalleşmesi gerekir. Kanal İstanbul’u yaptıklarında bir daha kapatabilir miyiz? Bu çok daha önemli. Doğayı talan ettikten sonra dönüp özür dileme şansınız yok

GEÇMİŞTE TABİ YÜZLEŞECEĞİZ, ÖZLENİLEN TÜRKİYE BU

“Herkesin birbirine özür borcu var” dediniz. Bu ifadenizi biraz açar mısınız?

Geçmişle tabi yüzleşeceğiz. Ama bu umudu AK Parti iktidarında görmüyorum. Muhalefet bu konuda daha olumlu. Birlikte bu sorunları çözmeye çalışıyoruz. 6 tane parti hem parlamenter sistemle ilgili hem de ülkenin ortak sorunlarıyla ilgili bir arada birlikte çözüm üretmeye çalışıyor. Özenilen Türkiye bu. Bir arada olmayı sağlamak, insanların ortak beklentisi bu. İlk seçimde Türkiye özüne dönecek.

 

PolitikYol'da yayınlanan yazılar her gün öğlen mailinizde!

Doruk Çakar
Doruk Çakar
1986 doğumlu. Hacettepe Üniversitesi Bilgi ve Belge Yönetimi bölümünden 2009 yılında mezun oldu. Uğur Mumcu Araştırmacı Gazetecilik Vakfı’nda araştırmacı gazetecilik eğitimi aldı. Çeşitli yerel ve ulusal yayın organlarında muhabirlik, editörlük ve yazı işleri müdürlüğü gibi görevler üstlendi.
spot_img
PolitiYol Telegram'da

GÜNÜN YAZILARI

SÖYLEŞİLER

SOSYAL MEDYA

13,609BeğenenlerBeğen
10,160TakipçilerTakip Et
60,616TakipçilerTakip Et
9,354AboneAbone Ol

GÜNDEM

ÇEVİRİLER

Bir Cevap Yazın

YAZARIN DİĞER YAZILARI