Cuma, Mart 29, 2024

Firuzağa’daki Velvet İndieground’un sahibi: Mekanım açık, herkesi beklerim

İstanbul Beyoğlu Firuzağa’da bulunan Velvet İndieground’un sahibi Seogu Lee kişisel Facebook hesabından yayımladığı mesajla bugüne kadar yanında olan herkese teşekkür etti, mekanını kapatmadığını ilan etti.
Sendika.Org’un haberine göre, saldırı karşısında duyduğu üzüntüyü anlatan Lee, basında çıkan kendisine dönük tüm haberlerin yalan olduğunu ifade etti, basına hiç demeç vermediğini ve ilk kez açıklama yaptığını belirtti.

Bir şiirle başladığı ve bitirdiği yazısında “Eğer siz de aynı yalnızlığı, üzüntüyü ve sahte gülümseyişimin arkasında gizlenen utangaç sevgiyi hissediyorsanız lütfen ‘yalnız ve garip’ dükkânımı ziyaret edin. Konuşabilir ve hislerimizi paylaşabiliriz” diyerek herkesi mekanına çağırdı.

Seogu Lee’nin açıklaması:

“Sana yalnız garip salonda rastladığımda,

başında şehvetin portakal peruğu

zaman akıyor, daha çok aydınlatıyordu

havuzda yüzen bir kuş gibi

Fark ettin mi? Fark ettin mi?”

Yalnız ve Garip Salon (Leen SangEun)

Destek, dayanışma ve sevginiz için hepinize teşekkürler. Çoğu mesajı okuyamasam da hepinize minnettarım.

Tüm bu mesajlar nedeniyle müteşekkir olsam da daha fazla sevgiye ve desteğe ihtiyacı olabilecek misafirlerime olanlar nedeniyle çok üzüntü duyuyorum.

O geceki korku ve şok sadece beni değil, o talihsiz gecede olan hayranları, müziğin gücüne ve sevgiye inananları da kederle yükledi, iğrendirdi ve mutsuz etti.

Ama bu tür bir aptallık bizi mağlup edemez. Bu davranışı tanımlamak için başka bir ifade bulamıyorum. Hiçbir şey bu vahşeti haklı gösteremez. Neyse ki bizim umutlarımız ve hayallerimiz çok daha büyük ve güçlü. Ve sizden gelen tüm bu sıcak mesajlar inancımın sarsılmadığını kanıtladı. Bu kadar sevgi beni binlerce yıl boyunca etkileyecek ve ağlatacak.

O trajik gecede zamanım durduğundan beri tahmin edebileceğiniz gibi, zihnim parçalandı; beynim uyuştu; aklım dağıldı; geleceğim komada. O saatten sonra tek bildiğim orada değildim. Hiçbir yerde değildim. Bu nedenle sessiz kalmak zorundaydım.

Dün geceden beri çeşitli makaleleri okuma fırsatım oldu. Bu beni, bazı şeyleri çok geç olmadan açıklığa kavuşturmaya itti.

Hiçbir şeye karar vermedim. Hiçbir şey söylemedim. Bahsettiğim tek şey, en başından beri bana yardım eden Avukatım Eren’den duyduğunuz kira sözleşmesinin geçerli olduğuydu. Dükkânı kapatmak gibi bir planım yok ve hiç kimse şimdiye kadar kapatmamı istemedi.

Hiçbir gazeteci ile konuşmadım ve bunu yapmak gibi bir planım yok. Benimle veya dükkânımla ilgili herhangi bir haber varsa -avukatım aracılığımla yayınlanmış veya burada yazılmamışsa- lütfen okuduğunuza veya okuyacağınıza inanmayın.
Bu saldırganların herhangi bir Türk veya Müslümanı genel olarak temsil edebileceğini hiçbir zaman düşünmedim. Lütfen onlar adına özür dilemeyin. Benim için üzülmeyin. Gerçek Müslümanların diğer dinlere göre daha fazla hoşgörüye sahip olduğuna inanıyorum. Ve neredeyse 6 yıldır Türkiye’de yaşayan bir kişi olarak bunu yeterince öğrendim.
Fakat her ülkede mücadele etmek zorunda olduğumuz o aptal insanlar var. Sadece onlarla karşılaştığımız için şanssızız. Ve bu olay bir bütün olarak bir ülkeyi suçlamak için kullanılmamalıdır.

O haydutların “bahane”lerini söylediklerini duyduğumda delirdim ve hüsrana uğradım. İçeride olduğumdan, dışarıda gerçekten ne olduğunu bilmiyorum. Fakat müzik seven bu insanları tüm hayatım boyunca gördüm. Onlar hayal edebileceğiniz en barışçıl insanlardır. Onların tek suçu varsa, o da, bu güzel müzik etkinliğini deneyimledikleri için çok mutlu olmalarıdır. Müzik seven bu insanların sırf farklı bir bakış açısına sahip olduğu için başka birisini aşağılayabileceğini hayal bile edemiyorum.
Daha da önemlisi, en başından beri dışarıda olan bir şahidim var. Gerekirse, o şahitlik edecek. İçeriye gelip beni şikâyet etmek veya polis çağırmak yerine -inanması Güç, fakat eğer gerçeği söylerlerse- neden içeri geldiler ve beni dövdüler ve daha fazla aşağılamak için dışarı çıkardılar? Bunu yapmak daha kibarca olmaz mıydı?

Dükkânı açtığımda, dükkânın karakterini temsil edecek müzikleri topladım. (Bu bir plak dükkânı. Plak dışında hiçbir şey satmıyorum.)
Herkes Velvet Underground’u rahatlıkla görebilir.

Çoğu kişi bilmiyordur, Lee SangEun’un “Yalnız ve Garip Salon” isimli bir şarkısı var. Bağlantısı burada. İş kartıma sahipseniz, bu şarkıdan adapte ettiğim “yalnız ve garip” satırını hâlâ bulabilirsiniz.

Dükkân kitlesel bir çekiciliğe sahip olmayı amaçlamıyordu.

Dükkânım aklımın bir parçasını bulabileceğim bir barınaktı.

Dükkânım benzer düşünen insanlarla tanışmak için bir mekândı.

Müzik ile bağlı olan aynı inançla çevrelenmek istedim. Dükkânımın sevgi ve güven ile dolu olmasını diledim.

Kucak dolusu sevgi görmek istememe rağmen, o geceden sonra, ben ve dükkânım adı altında daha fazla çatışma görüyorum. Şu anda en büyük korkum bu.
Daha fazla yanlış anlamayı önlemek için, bu gönderiden sonra telefon çağrılarını, mesajları ve e-postaları yanıtlamayacağım.

İyi bir niyetiniz olsa bile bana ulaşmaya çalışmayın lütfen. Henüz hazır değilim.

O geceye dair söylenecek hâlâ çok şey var. Fakat hislerimi şu anda ifade edemiyorum.

Eğer siz de aynı yalnızlığı, üzüntüyü ve sahte gülümseyişimin arkasında gizlenen utangaç sevgiyi hissediyorsanız lütfen “yalnız ve garip” dükkânımı ziyaret edin. Konuşabilir ve hislerimizi paylaşabiliriz.

“Kendim olmak, Kendim olmak

Bir fincan renkli nefes çekmek

Ah sert isimlerimizi içeren bir tek kelimeyi, Sevgi’yi biliyorum”

– Yalnız ve Garip Salon (Lee SangEun)

PolitikYol

PolitiYol Telegram'da

GÜNÜN YAZILARI

SOSYAL MEDYA

13,609BeğenenlerBeğen
10,450TakipçilerTakip Et
60,616TakipçilerTakip Et
9,284AboneAbone Ol

EDİTÖR ÖNERİSİ

HAFTANIN ÇEVİRİSİ

SON HABERLER