Yakın zamanda bazı özel bankaların bu durumu dikkate alarak genel müdürlüklerini İstanbul’dan Ankara’ya taşımak yönünde arayışlar içinde olduğu da izlenmektedir. Aslında bu konuda oldukça geniş kapsamlı ve çok yönlü.Bu girişten sonra bu hafta hangi konuya dikkat çekmeye çalışıyoruz? sorusunu yanıtlayalım. Operasyonel risk kapsamında dikkate alınan dış olaylar arasında doğal afetler, terör vb. konular var. Gelelim Ülkemize. 6 Şubat depremlerinden sonra herkesin ilgi alanı ülkemizdeki fay hatlarının geçtiği bölgeler, bu fay hatlarının her an hareketlenme ihtimali olduğu, birbirini etkileme dereceleri vb. Biliyoruz ki ülkemizde deprem ihtimalinin yüksek olduğu ve en fazla etkilenecek yerler 1. ve 2. bölge deprem yeri olarak sınıflandırılırken, fay hatlarına biraz daha uzak mesafede olan ve olası depremlerden daha az etkilenme durumu olabilecek bölgeler de 3. 4. 5. derece deprem bölgesi olarak ifade edilmektedir. Ankara fay hatlarına daha uzak olduğundan önemli kamu kurumları ile gözetim ve denetim kurumlarının merkezlerinin burada konumlandırılmış olmasının önemi 6 Şubat depremlerinden sonra tekrar gündeme gelmiştir. Çünkü, yakın zamanda; kamu bankaları, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumu, T.C. Merkez Bankası gibi ekonominin can damarı kurumların bulunduğu il merkezinde, böylesine önemli bir risk göz ardı edilerek değişiklik yapılmıştır. Finans Merkezi’nin oluşturulması adı altında ülkemizin en önemli ve can damarı bu kurumlarının İstanbul’a taşınması kararının olası sonuçları, operasyonel riskler açısından tekrar gündeme gelmiştir. Ancak deprem riski bugün doğmuş bir risk değildir. Geçmişten beri var olan deprem riskinin yer değişikliği kararlarında öncelikle dikkate alınması gereken bir husus olduğu tartışılmaz bir gerçektir. Yakın zamanda bazı özel bankaların bu durumu dikkate alarak genel müdürlüklerini İstanbul’dan Ankara’ya taşımak yönünde arayışlar içinde olduğu da izlenmektedir. Aslında bu konuda oldukça geniş kapsamlı ve çok yönlü. Gündemi de dikkate alarak sadece “deprem” özelinde konuya dikkat çekmeye çalıştım. Bu çerçevede ülkemizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün Başkent olarak 100 yıl önce Ankara’yı tercih etmesine bir kez daha dikkat çekmekte yarar var.
Editör: TE Bilisim