Cuma, Mart 29, 2024

Eski Dışişleri Bakanı Karayalçın’dan Katar krizi yorumu: Türkiye Dışişleri işin bu noktaya geleceğini göremedi mi?

Eski Dışişleri Bakanları’ndan Murat Karayalçın, Katar Krizi’ni PolitikYol’a değerlendirdi. Karayalçın, Katar ile yakın ilişkiler içinde olan Türkiye dışişlerinin bu krizi önceden görebilmesi gerektiğini ifade etti

Karayalçın’ın konuyla ilgili açıklamaları şöyle;

Türkiye’yi çok olumsuz etkileyeceği anlaşılan bir gelişme şekilleniyor Ortadoğu’da. Türkiye ile Katar arasında son yıllarda olağan koşullar çerçevesinde açıklanması kolay olmayan gelişmeler yaşanmaya başlandı. Bu hem para transferlerinde, hem yatırımlarda, sermaye akımlarında ortaya çıktı. İki devlet arasında çok yakın ilişkilerin yaşanmakta olduğunu gösteren karşılıklı ziyaretler, futbol maçlarına gidişler gibi ilginç gelişmeler izlendi. Tabi bunların ötesinde Türkiye ile Katar arasında askeri bir anlaşma imzalandı. Türkiye, Katar’da tugay büyüklüğünde bir askeri birlik bulundurma konumuna geldi.

ÖNCEDEN PLANLANAN BİR UYGULAMA

Öte yandan Trump’ın ilk yurtdışı gezisini Suudi Arabistan’dan başlatması, Suudi Arabistan’da büyük İslam ülkeleri toplantısının örgütlenmesi ve onun ardından İslam NATO’su ya da Sunni NATO’su diye adlandırılan bir gelişmenin olacağının ortaya çıkması Ortadoğu’da bir şeylerin kaynatılmakta olduğunu gösteriyordu. Galiba Katarla ilgili olarak yaşanan son gelişme bu ziyaretin yol açtığı gelişmelerin ilk ve en çarpıcı örneği olma durumunda. Belli ki önceden çok iyi planlanmış bir uygulama ile karşı karşıyayız. Bu kadar çok sayıda Arap devletinin bir araya gelmesi, Katar’dan temsilciliklerini çekmesi ve Katar’a ambargoyu başlatmaları ardından buna yeni İslam ülkelerinin eklemlenmesi bugün karşı karşıya kaldığımız olayın çok önceden tasarlandığını gösteriyor.

İstanbul Menkul Kıymetler Borsası’na baktığımızda ya da satın alınan gayrimenkullere baktığımızda her yıl buraya Katar’dan gelen para miktarını göz önünde tuttuğumuzda askeri ilişkiler çerçevesindeki gelişmeleri değerlendirdiğimizde bu şokun açıklanması mümkün. Daha doğrusu bunun ‘şok’ olarak nitelendirilmesi mümkün.

TÜRKİYE’NİN DEVREYE GİRMESİNİ DOĞAL KARŞILIYORUM

Ben Türkiye’nin devreye cumhurbaşkanı düzeyinde girmesini anlayışla karşılıyorum. Türkiye bir yandan bu blokla ilişkileri çok iyi bir ülke yani Suudi Arabistan vs kastediyorum. Öte yandan Katar ile özel ilişkilere sahip. Bu iki grup arasında yaşanmakta olan sorunun çözülmesi için Türkiye’nin devreye girmesini o nedenle doğal karşılıyorum ama ben buradan bir sonuç alınabileceğini düşünmüyorum. Çünkü bu önceden tasarlanmış bir kararın uygulamasıdır. Şimdi onlara “Diplomasiyi, demokrasiyi öne çıkartın” türünden çağrıların bana göre bir anlamı yok.

İHVAN TARTIŞMASI

Bu tartışma da önemli. Suudi Arabistan’ın İhvan’la ilgili bir tavır almış olmasını Türkiye’deki çevrelerin çok ciddiyetle değerlendirmesi gerekiyor. Bu örgütün yanlışlıkları Türkiye’de de kamuoyu tarafından dile getirilmişti. Ancak maalesef Türkiye’nin yöneticileri bu eleştirilere kulak asmadılar. Tersine İhvan’la yakın ilişkiler içerisinde olduklarını dile getirdiler. Yani Suudi Arabistan’ın bile İhvan’la ilgili böyle bir tepkiyi ortaya koymasının, Türkiye’deki yönetici kadroyu bir etkilemesi gerekiyor.

Örneğin Mısır’da Sisi tek başına bu tepkiyi göstermiş olsaydı Türkiye’deki yönetici kadro için çok etkileyici olmayabilirdi ama Suudi Arabistan’ın bu tepkiyi seslendirmesi sanırım bizim yöneticilerimizin üzerinde çok ciddi olarak düşünmeleri gereken bir resmi ortaya koymaktadır.

İRAN BÖLGENİN EN ÖNEMLİ GÜÇLERİNDEN BİRİSİDİR

Aslında işin İran ayağı, İran’la bağlantılı tarafı bence büyük önem taşıyor. İran, bu bölgenin kabul etmeliyiz ki, en önemli güçlerinden birisidir. İran’ı bir başka Arap ülkesi ile karıştırmamak ve karşılaştırmamak gerekir. Binlerce yıldır bu toprakları etkileyen iki güçten birisi İran, birisi Türkiye olmuştur. Bunun pratiklerini, somut sonuçlarını açık biçimde görüyoruz. İran biraz Türkiye’nin yanlışlığından da yararlanarak çok büyük kazanımlar elde etti. Irak’da, Suriye’de, Lübnan’da büyük bir gücü vardı ve bir çizgisel güç konumuna geldi. Biz, tarihimiz boyunca İran’la hep belirli bir çizgiyi koruduk, bunun devam ettirilmesi gerektiğini düşünüyorum. Bir tarihte İran’a karşı ambargonun uygulandığı sırada, ambargonun dışında kalabilen Türkiye diplomasisinin bugün Sunni NATO diye adlandırılan bir silahlı yapılanmanın içine girmesi, Türkiye ve bölge için düşünülebilecek en büyük tehditlerden ve tehlikelerden birisidir. Bu silahlı güç işletilir, işletilmez bilmiyorum ama açıkça bu güç İran’a karşı kuruldu. Amerikan’ın da bunu desteklediğini görüyoruz.
Zaten Katar’ı suçlarken yalnızca terörist örgütleri desteklemesi değil bir de İran’la ilişkileri devreye sokuluyor. Türkiye’nin burada çatışmaya varacak gelişmelerden uzak durması ve bu gelişmeleri engellemesi gerekir.

İş bu noktaya geldikten sonra diplomasi çağrısı yapmanın anlamı yok. İşin bu noktaya geleceğini Türkiye Dışişleri göremedi mi? Bu kadar yoğun ilişkiler içindeler, bunun istihbaratının alınması gerekirdi.

PolitiYol Telegram'da

GÜNÜN YAZILARI

SOSYAL MEDYA

13,609BeğenenlerBeğen
10,450TakipçilerTakip Et
60,616TakipçilerTakip Et
9,284AboneAbone Ol

EDİTÖR ÖNERİSİ

HAFTANIN ÇEVİRİSİ

SON HABERLER