Cumartesi, Nisan 20, 2024

“Eşit Temsil” ve “Eşit Katılım” yolunda yeni ufuklar

Ayşe Kaşıkırık
Ayşe Kaşıkırık
Ayşe Kaşıkırık, 1988 İstanbul’da doğdu. 2012 yılında İstanbul Teknik Üniversitesi İşletme Mühendisliği’nden onur derecesiyle mezun oldu. 2017’de İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde (SBE) Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi yüksek lisans programını “Cinsiyet Eşitlikçi Perspektifle Belediye Bütçeleri: Fatih Belediyesi” konulu tezi ile tamamladı. İstanbul Üniversitesi SBE’de Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi programında doktora eğitiminde tez aşamasındadır. 2013-2016 yılları arasında TÜBİTAK’ta araştırmacı olarak görev aldı. 2017-2020 yılları arasında KA.DER’de (Kadın Adayları Destekleme Derneği) projeler koordinatörü olarak, kadın dostu kentler, toplumsal cinsiyet eşitliği, toplumsal cinsiyete duyarlı bütçeleme ve kadınların eşit temsili odağında projeler yürüttü. 10 yılı aşkın mesleki hayatında ulusal ve uluslararası 25’ten fazla proje yönetti. Kadın çalışmaları, kent politikaları, sosyal politikalar, toplumsal cinsiyet eşitliği ve yerel yönetimler alanındaki akademik çalışmalarını ve projelerini bağımsız araştırmacı olarak sürdürmektedir. Bu alanlardaki raporları ve makaleleri çeşitli bilimsel dergilerde yayımlandı. “Daha eşitlikçi ve kapsayıcı bir dünya mümkün!” düşüncesinden hareketle, Nisan 2021’de, bağımsız bir sivil toplum kuruluşu olan “Küresel Eşitlik ve Kapsayıcılık Ağı (KAPI)”nı kurdu. Özgün projeler üreterek, araştırmalar yaparak, yayınlar ve raporlar hazırlamayı hedefliyor. Böylelikle, toplumun tüm kırılgan kesimlerinin birbirinden öğrenmesine, güçlenmesine ve dayanışmasına katkıda bulunmayı amaçlıyor.

Tam ve gerçek eşitlik için kadınlar kararların alındığı tüm kademelerde eşit temsil edilmeli; kadınların sözleri, sesleri, talepleri ve beklentileri politikalara yansımalı.

 “Bir kadın, ne zaman kendi sesini duyurmak için ayağa kalksa, planlamamış bile olsa, tüm kadınlar için de ayağa kalkmış olur.”

Maya Angelou

Kadınların sesleri, sözleri ve talepleri görünür değil, kadınlar karar alma süreçlerine dahil edilmiyor ve eril politikalar gündelik hayatın her alanını A’dan Z’ye şekillendiriyor.   Toplumun yarısını oluşturan kadınların bürokraside, siyasette, akademide, sporda, sanatta ve daha birçok mecrada; kısacası seçimle ve atama ile gelinen tüm karar alma mekanizmalarında eksik temsili yaygın bir insan hakları ihlali.

Oysa ki, eksik temsil ve dolayısıyla eksik katılım bir “demokrasi meselesi”. Demokrasinin gücü ve kalitesi, kadınların ve ayrımcılığa uğrayan diğer grupların karar alma süreçlerine dengeli katılmasına, eşit temsil edilmesine ve kimsenin geride kalmamasına bağlı. Nihayetinde, gerçek demokrasi için nüfusun yarısı olan kadınlar yönetim kademelerinde eşit temsil edilmeli, kararlara eşit katılmalı ve karar alma süreçlerinin “nesnesi” değil öznesi olmalı. Unutmayalım ve her zaman hatırlayalım, eşit temsil temel bir insan hakkıdır!

Kız çocukları eğitim imkanlarına eşit düzeyde(!) katılabilse bile bu durum istihdama yansımıyor, özellikle kademe yükseldikçe kadın temsili hızla düşüyor. Halbuki, eşit temsil olmadan kapsayıcılık olmaz, çeşitlilik olmaz, çok kültürlülük olmaz, sürdürülebilir kalkınma olmaz.

CUMHURİYETİN 100. YILINDA KARAR ALMA MEKANİZMALARINDA KADIN TEMSİLİ

Türkiye’de kadınların eksik temsili -yerel siyasetten ulusal siyasete akademiden bürokrasiye kadar- her alanda yoğun olarak hissediliyor. Türkiye Cumhuriyeti’nin 100. yılını kutladığımız 2023 itibarıyla karar alma mercilerindeki kadın temsilini incelediğimizde;

Cumhurbaşkanlığı Kabinesi’nde ve TBMM’de Kadın Temsili

  • 17 bakandan sadece 1’i kadın (Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı).
  • 579 milletvekillinden 100’ü kadın, bir diğer ifadeyle kadın milletvekili oranı % 17,27.

 

Yerel Siyasette Kadın Temsili

  • 30 büyükşehirden sadece 2’sinde belediye başkanı kadın (Aydın Büyükşehir ve Gaziantep Büyükşehir Belediyesi).
  • 51 il belediyesinin bir tanesinin bile başkanı kadın değil.
  • İl genel meclis üyesi oranı sadece % 3,77.
  • Kadın belediye meclis üyesi oranı yalnızca % 11,01.
  • 234 mahalleden sadece 1010 mahallenin, 18.274 köyden ise yalnızca 124’ün muhtarı kadın. Türkiye genelinde toplam 1.134 kadın muhtar var, diğer bir deyişle kadın muhtar oranı yalnızca % 2,24.

Akademide Kadın Temsili

  • Kadın profesör oranı % 32 olmasına rağmen 129 devlet üniversitesinden sadece 5’inin ve 75 vakıf üniversitesinden ise 12’sinin rektörü kadın. En nihayetinde, kadın rektör oranı yalnızca % 8,3!

 

Mülki İdare Amirliğinde Kadın Temsili

  • 81 validen sadece 3’ü kadın (Afyonkarahisar, Bartın ve Nevşehir).
  • 922 kaymakamdan yalnızca 101’i kadın.

 

Görüldüğü üzere, kararların alındığı mekanizmalar erkek egemenliği altında ve eril tahakküm tüm karar alma süreçlerini derinden, sistemli ve yoğun olarak etkiliyor. En nihayetinde, yüzyıllardır varlığını sürdüren ve toplumun kılcal damarlarına kadar işlemiş olan cinsiyetçi tutumlar, davranışlar ve normlar nedeniyle kadınlar kamusal alandan ve özellikle yönetim kademelerinden uzak kalıyor. Kadınlar iş dünyasında, siyasette, sanatta, bürokraside, akademide şiddetin görünen ve bir o kadar da görünmeyen bin bir yüzüyle karşılaşıyor.

Özetle, 21. yüzyılın ilk çeyreğinin bitmesine birkaç yıl kala halen eksik temsil sorunu dünyada ve Türkiye’de kadın hareketinin gündemin ilk sıralarında yer alıyor. Kadınlar eşit, özgür, adil, kapsayıcı ve şiddetsiz bir dünyada ve Türkiye’de yaşamak istiyor.

SON SÖZLER

Türkiye Cumhuriyeti’nin temel kuruluş felsefesi olan cinsiyet eşitliği anlayışı başta seçimle ve atama ile gelinen karar alma mekanizmaları olmak üzere hayatın tüm alanlarına işlemeli. Tam ve gerçek eşitlik için kadınlar kararların alındığı tüm kademelerde eşit temsil edilmeli; kadınların sözleri, sesleri, talepleri ve beklentileri politikalara yansımalı.

Sonuç olarak, kız çocukları eğitim imkanlarına eşit düzeyde(!) katılabilse bile bu durum istihdama yansımıyor, özellikle kademe yükseldikçe kadın temsili hızla düşüyor. Halbuki, eşit temsil olmadan kapsayıcılık olmaz, çeşitlilik olmaz, çok kültürlülük olmaz, sürdürülebilir kalkınma olmaz.

Ezcümle, kadınlar “eşit temsil” ve “eşit katılım” istiyor!

PolitikYol'da yayınlanan yazılar her gün öğlen mailinizde!

Ayşe Kaşıkırık
Ayşe Kaşıkırık
Ayşe Kaşıkırık, 1988 İstanbul’da doğdu. 2012 yılında İstanbul Teknik Üniversitesi İşletme Mühendisliği’nden onur derecesiyle mezun oldu. 2017’de İstanbul Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü’nde (SBE) Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi yüksek lisans programını “Cinsiyet Eşitlikçi Perspektifle Belediye Bütçeleri: Fatih Belediyesi” konulu tezi ile tamamladı. İstanbul Üniversitesi SBE’de Siyaset Bilimi ve Kamu Yönetimi programında doktora eğitiminde tez aşamasındadır. 2013-2016 yılları arasında TÜBİTAK’ta araştırmacı olarak görev aldı. 2017-2020 yılları arasında KA.DER’de (Kadın Adayları Destekleme Derneği) projeler koordinatörü olarak, kadın dostu kentler, toplumsal cinsiyet eşitliği, toplumsal cinsiyete duyarlı bütçeleme ve kadınların eşit temsili odağında projeler yürüttü. 10 yılı aşkın mesleki hayatında ulusal ve uluslararası 25’ten fazla proje yönetti. Kadın çalışmaları, kent politikaları, sosyal politikalar, toplumsal cinsiyet eşitliği ve yerel yönetimler alanındaki akademik çalışmalarını ve projelerini bağımsız araştırmacı olarak sürdürmektedir. Bu alanlardaki raporları ve makaleleri çeşitli bilimsel dergilerde yayımlandı. “Daha eşitlikçi ve kapsayıcı bir dünya mümkün!” düşüncesinden hareketle, Nisan 2021’de, bağımsız bir sivil toplum kuruluşu olan “Küresel Eşitlik ve Kapsayıcılık Ağı (KAPI)”nı kurdu. Özgün projeler üreterek, araştırmalar yaparak, yayınlar ve raporlar hazırlamayı hedefliyor. Böylelikle, toplumun tüm kırılgan kesimlerinin birbirinden öğrenmesine, güçlenmesine ve dayanışmasına katkıda bulunmayı amaçlıyor.
spot_img
PolitiYol Telegram'da

GÜNÜN YAZILARI

SÖYLEŞİLER

SOSYAL MEDYA

13,609BeğenenlerBeğen
10,160TakipçilerTakip Et
60,616TakipçilerTakip Et
9,354AboneAbone Ol

GÜNDEM

ÇEVİRİLER

Bir Cevap Yazın

YAZARIN DİĞER YAZILARI