- Biz üyemiz olmamasına, dünya görüşümüz ortaklaşmamasına rağmen Gökhan Zan’ın Türkiye İşçi Partisi adayı olmasını kabul ettik. Çünkü bir şeyi göstermek istiyorduk: “Burada parti olarak kendimize bir beklentimiz yok. Türkiye İşçi Partisi bir şey kazansın istemiyoruz. Bu tabloyu değiştirelim.” Temel amaç buydu ve bu iddiayla çıktığımız bir yolculuktu aslında. Geldiğimiz aşamada çeşitli iddialar; ses kayıtları falan konuşulmaya başlanınca Hatay örgütümüz tarafından Genel Merkez’imize iletildi bunlar. Biz bunu doğrudan muhatabıyla konuştuk. Arkadaşlarımız orada bir değerlendirme yapmak için bilgi almak istediler. Bir kısmı için “montaj” dendi. Bir kısmı için “Ben görüşmeyi yaptım ama içeriği şuydu” dendi. Açıkçası gerçekten şu aşamada da “Şöyle bir suç var diyemiyorum” fakat bizim açımızdan şeffaflık ve temiz siyaset bütün Türkiye’de en hassas olduğumuz noktalardan bir tanesi. İlkesel bir duruşumuz var ve bizim bilmediğimiz bir ilişkinin kurulmuş olması da bu kararı almamız için yeterli.
'Kumpas kurulduğunu iddia ediyorsa ispatlayacak'
- Bundan sonrası gerçekten bizim sorumluluğumuz değil, mahkemeler karar verecek. Bundan sonra Gökhan Zan kendisine kumpas kurulduğunu iddia ediyorsa bunu ispatlayacak. Başka bir şey varsa bu açığa çıkacak. Belki başka partiler, başka insanlar için bunlar çok normal şeyler olabilir ama bizim kabul edebileceğimiz şeyler değil. Bunu da yurttaşlarımızla açıklıkla paylaşmayı bir sorumluluk olarak gördük. Şunu yapabilirdik; “görmezlikten, duymazlıktan” gelebilirdik. Belki o şantajlar başarıya ulaşırdı ve örneğin bunlar hiç yayımlanmayabilirdi, konuşulmayabilirdi ama biz bunu kendimize yakıştıramadık.
'Bedelleri göze almak gerekir'
- Tabii teknik ayrıntısına çok vakıf değilim. Bu kriminal inceleme sonucunda ortaya çıkacak ama “deep fake” dedikleri bir uygulamayla yapıldığını söylüyor ama kimi konuşmalarda da “Ben bu seçimi kazanamazsam da kendi geleceğimi düşünmem gerekir” gibi birtakım ifadeleri de bizim arkadaşlarımıza söylüyor. Burada birincisi seçimi kazanamamak durumu; bizim açımızdan buna göre bir plan yapılması zaten kabul edilebilir bir şey değil. İkincisi siyasi mücadele sırasında insanlar birtakım fedakarlıklarda bulunabilir, buna cüret ederek siyasete girilir zaten. Bir tavır alıyorsanız bunun hepimiz açısından belli bedelleri var ve bunu göze almak gerekir. Yani yanda bir kişisel ajanda tutmak doğru bir şey değil.
- Biz şunu yapacağız, bir kere biz Defne’de, Samandağ’da, Arsuz’da, Antakya’da hâlâ çok iddialıyız ve oraları kazanmak için mücadele devam ediyor. Oralarda belediyemiz, listelerimiz güçlü listeler ve seçimi kim kazanırsa kazansın Hatay’da bu mücadele devam edecekse Türkiye İşçi Partisi’nin Hatay Büyükşehir Belediye Meclisi’nde güçlü bir grupla temsil edilmesini sağlamamız lazım. Ki Hatay halkına verdiğimiz sözü devam ettirebilelim.
'Sütte leke olur bizde olmaz'
- İlk başta belki anlaşılamadı, anlaşılamaz. Ben şunu rahatlıkla söyleyebilirim Türkiye İşçi Partisi için: Sütte leke olur, bizde leke olmaz. Dolayısıyla biz o kadar temiziz, o kadar şeffafız ki küçücük bir gölge bile hemen belirginleşir ve Türkiye İşçi Partisi bunun cezasını kendisi keser. Bu bence tersten, yurttaşlar açısından “siyasette olması gereken duruş” diye değerlendirilecek.
ü