CHP Genel Başkanı Özgür Özel, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın CHP'nin kurultayını 'şaibeli' olarak nitelendirmesi ve CHP'nin eski Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun "açıklama yapılmalı' çağrısı ilişkin konuştu.

Özel, "Sayın Erdoğan'ın bir siyasi partinin içini karıştırmak için söylediği sözlere yanıt vermeye kalksak, 14 yıldır sayın Erdoğan bundan önceki kurultayımıza da, Kemal Bey'in geldiği kurultaya olmadık şeyler söylüyordu. Bir gün cevap verdik mi, Kemal Bey bir gün cevap verdi mi? Buna cevap mı verilir? Sayın Erdoğan'ın böyle bir sorusuna zaman harcadığımı söylesem Atatürk'ün kurduğu partinin, dünden bugüne emek vermişlerine ve bugün 1 milyon 600 bin üyesine ayıp etmiş olurum. Bunlar ciddiye alınacak şeyler midir?" dedi.

Özel,Türkiye Kent Konseyleri Platformu 32'nci Genel Kurulu'nun ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı.

İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Ekrem İmamoğlu ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş ile yarın bir araya gelip gelmeyeceğini ilişkin bir soruya Özel, şöyle yanıt verdi:

* Yarın Ekrem Bey de Ankara’ya gelecek. Mansur Başkan ile de görüşmüştük zaten bir üçlü toplantı yapmayı. Yarın uygun bir zamanda ve uygun bir ortamda geniş geniş, oturup hep birlikte içinde bulunduğumuz durum ve yürüttüğümüz süreç, bundan sonra da hep beraber ne yapabiliriz onu konuşacağız. Bir şey değişmez. Ekrem Başkan ile Mansur Başkan’ın, Türkiye’ye umut veren, birbirlerinin ellerini havaya kaldırdığı fotoğraf değişmez. O fotoğraftan bir adım geriye gidersek, Türkiye’ye diz çöktürecekler. Biz bunun farkındayız.”

'Buna cevap verilir mi?'

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın CHP kurultayına yönelik ''şaibeli'' iddialarına yönelik, CHP'nin 7'nci Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun ''CHP açıklama yapılmalı'' sözlerinin hatırlatılması üzerine ise Özel, şunları söyledi:

* Sayın Erdoğan’ın bir siyasi partinin içini karıştırmak için söylediği sözlere yanıt vermeye kalksak, ben 14 yıldır Sayın Erdoğan, bundan önceki kurultayımıza da Sayın Kemal Bey’in geldiği kurultaya olmadık şeyler söylüyordu. Bir gün cevap verdik mi? Kemal Bey, buna bir gün cevap verdi mi? Buna cevap mı verilir? Ben Sayın Erdoğan’ın böyle bir sorusunu duyduğumu, buna zaman harcadığımı söylesem, bu Atatürk’ün kurduğu partinin dünden bugüne emek vermişlerinin emeklerine ve bugün bir milyon 600 bin üyesine ayıp etmiş olurum. Yani bunlar ciddiye alınacak şeyler mi arkadaşlar.

"Dervişoğlu’nun açıklamaları doğru zeminde yapılan, doğru tartışmalardır ama..."

İmamoğlu'ndan Erdoğan'a: Zaten dönemi doldu, vakti bitti, yaşı geçti bir de söyleyeyim ‘ekrem ağrıları’ başladı İmamoğlu'ndan Erdoğan'a: Zaten dönemi doldu, vakti bitti, yaşı geçti bir de söyleyeyim ‘ekrem ağrıları’ başladı

Özel, İYİ Parti Genel Başkanı Müsavat Dervişoğlu’nun “Şu anda erken seçim için tarih belli değil. Adaylar da konuşuluyor. Diğer partiler hiç yokmuş gibi davranılıyor” sözlerinin hatırlatılması üzerine ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yeniden aday olup olamayacağının sorulması üzerine şunları kaydetti:

* Dervişoğlu’nun açıklamaları doğru zeminde yapılan, doğru tartışmalardır. Ama şöyle bir gerçeklik var. Sayın Erdoğan’ı bir daha aday olmaması için gayret göstereceksek, erken seçim yapmamak üzere gayret göstereceğiz. Çünkü YSK‘nın son kararını da biliyorsunuz. Verdiği mazbatayı da biliyorsunuz. Bunu Erdoğan’ın ikinci dönemi olarak saydılar ve Anayasa’ya göre bu dönem aday olabilmesi, seçimlerin Meclis tarafından yenilenmesine bağlı. Ben Erdoğan’ın işine gelecek bir takvimde buna 'evet' demeyeceğimi daha önce söyledim. Yani durup durup son üç ayda, dört ayda gelip ‘hadi seçimleri yenileyin’ derse biz burada yokuz diye söyledik. Ama şimdi bunu Müsavat Bey’e cevaben söylemiyorum da niçin erken seçim istediğimi söylemek için söylüyorum.

* 14 bin 500 TL emekli maaşı alan bir emekliye, Erdoğan’ın aday olamayacağı seçim için 'üç yıl daha bekleyeceğiz' diyemiyorum ben. 22 bin TL asgari ücret verilmiş, 20 bin TL ev kirası... Bir asgari ücretliye 'ya dur, bekle üç sene daha sabret. Erdoğan’ın aday olma şansı yok üç sene sonra' demek istemiyorum. Ben o yüzden sandığı bir an önce önümüze koymak istiyorum. Bunun da bir yan etkisi, bir semptomu veya bu kaçınılmaz bir sonucu olarak, Erdoğan aday olabilir... Onun da adaylığından vallahi korkmuyoruz. Biz Türkiye’nin birinci partisiyiz.

* Şu anda da biliyorsunuz Suriye meselesi köpürdüğünde birkaç ankette bizi yakalar öne geçer gibi oldular, anket konuşuyorlardı. Var mı şimdi anket konuşan AK Partili? Bütün anketlerde CHP, Türkiye’nin birinci partisi. Yani Erdoğan’la da gelseler kazanacağız, Erdoğan’sız da gelseler kazanacağız. O yüzden Müsavat Bey’in söyledikleri, aslında doğru bir zemindir ama Türkiye’nin gerçekliği ile şu an uyuşmuyor. Bizim acilen hem emeklileri, hem emekçileri, hem gençleri, hem işsizleri bu iktidardan kurtarmak için bir seçim sandığına ihtiyacımız var. Bizim meselemiz erken seçim ve derhal seçimdir. Erken seçimin adayı da erken açıklanır arkadaşlar. Derhal seçiminde adayı derhal açıklanır."

'Artık bir CHP’li cumhurbaşkanının seçilmesini istiyoruz'

Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ın ''Cumhurbaşkanlığı aday adaylığı için ön seçime mesafeli olduğu'' şeklindeki açıklamalarının hatırlatılması üzerine de Özel, şunları söyledi:

* Bunu Mansur Bey ile de daha önce konuştuk. Yarın da geniş olarak değerlendiririz Mansur Başkan, bizim partimizin çok kıymetli bir belediye başkanı. Mansur Başkan, gücü yettiğince, insan üstü bir gayretle Ankara’nın yoksullarına, Ankara’nın yetimlerine, Ankara’nın kimsesizlerine el uzatmaya, yetişmeye çalışıyor. Biz artık bu çabanın yerel yönetimler eliyle ve sınırlı güçler ile değil, devlet eliyle, devlet gücüyle yapılmasını, bunun için de artık bir CHP’li cumhurbaşkanının seçilmesini istiyoruz. Mansur Başkanı da Ekrem Başkanı da bu sürecin kuvvetli isimleri olarak çok önemsiyoruz. Ama süreç, hiç kimseyi kendini böyle bir göreve layık gören hiç kimseyi dışlamayacak şekilde, en demokratik, en katılımcı ve en kapsayıcı şekilde yürütülecek. Bundan da kimsenin şüphesi olmasın.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, eski genel başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun KRT'de katıldığı yayında ''yol arkadaşınızın size ihanet etmemesi gerekir'' şeklindeki sözlerinin hatırlatılması üzerine, ''Onları hiç üstüme alınmadım. Hiç etmedim çünkü'' yanıtını verdi.

'Erdoğan’a rağmen aday olanların başına gelmedik şey kalmaz'

Özel, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ın CHP ve Ekrem İmamoğlu'nu yönelik açıklamalarının sorulması üzerine şöyle konuştu:

* Sayın Erdoğan, salon seviyor. Ben kendisini sokağa ve meydana çağırıyorum. Ben üç gün boyunca deprem bölgesinde gezdim. Sayın Erdoğan da depremin yıldönümünde Adıyaman’a bir geldi, gitti. Sayın Erdoğan, salonları kendi atadıklarıyla dolduruyor. Malum Adalet ve Kalkınma Partisi’nde bir ilçe iki tane aday çıkarırsa, çağırıp bire indirirler.

* Erdoğan’a rağmen aday olanların başına gelmedik şey kalmaz. O yüzden il kongrelerinin demokratik zeminler olmaktan çok, atanmışların toplandığı ve Sayın Erdoğan’ı alkışladığı, Sayın Erdoğan’ın da o alkışı milletin teveccühüne saydığı toplantılar bunlar. O toplantılarda aylardır çok sert şeyler söylüyor zaten kendisi. Ben seçildiğim günden itibaren milletin bizden kavga, küfür, hakaret istemediğini söyledim.

'CHP’li belediyelerden memnuniyet oranı yüzde 58 çıktı, Erdoğan da buna inanmamış, kendi ölçtürmüş, yüzde 61 bulmuş'

* Millet kendi sorunlarının dile getirildiği ve esas gündemin konuşulduğu yani açlığın, yoksulluğun, işsizliğin konuşulduğu, bir emekli maaşının Erdoğan geldiğinde 8 çeyrek altın alırken, şimdi ancak 3 çeyrek altın alabildiği emekli maaşının konuşulduğu, asgari ücretin altın hesabına vurulduğunda her asgari ücretlinin Erdoğan’dan 3,5 çeyrek altın alacaklı olduğunun konuşulduğu bir zemin, CHP’ye teveccüh, Erdoğan’a da güç kaybı olarak yansımış.

* Kendisine verilen akıl, kutuplaşmaya devam. O da bizim nasırımıza basmak için her şeyi deniyor. Teğmenler meselesi de böyle bir meseledir. ‘İsrail bize saldıracak’ yalanı da böyle bir meseledir. Darbe tartışmalarını kışkırtmak da böyle bir meseledir. 12 yıl önce yapılmış barışçıl protestolardan darbe çıkarmak da sanatçıları RTÜK’ten videolarını isteyip, 12 yıl önceki görüntülerden onlara korku salmaya çalışmak da böyle bir meseledir. Ayrıca belediyeleri silkeleyin ki çorba dağıtamasınlar, kreş açamasınlar, hizmet edemesinler, maaş ödeyemesinler, tartışma olsun, grev olsun...

* Ben de diyeyim ki; CHP’liler belediyeleri kötü yönetiyor. O bu hesaplar içindeyken, CHP’li belediyelerden memnuniyet oranı yüzde 58 çıktı. Sayın Erdoğan da buna inanmamış, kendi ölçtürmüş. O da yüzde 61 bulmuş. Bunun üzerine geçmişte adaleti mahkeme, mahkeme gezdirip katlettiği seyyar giyotini siyasete çekip, bakan yardımcısı yapmışken, yasal bir boşluktan yararlanarak, kendisi sadece milletvekili adayı olsa, gidip İstanbul’a başsavcı olamaz artık.

'İstanbul’da yapılan yargı terörüdür ve bunun üzerinden gerilim yaratıyor'

* Bakan yardımcısı yaptığı kişiyi, o zamanlar kanunda bakan yardımcılığı falan yazmıyor diye gayrimeşru bir şekilde, Anayasa’nın ve kanunların ruhuna aykırı bir şekilde tuttu, İstanbul’a Cumhuriyet Başsavcısı yaptı. Gittiği dünden beri saldırmadık kimse kalmadı. Takip ediyorsunuz. Hafta 7, o 8. hafta birilerine muhalif olanlara saldırıyor. Bunun adı bazen baro başkanı, bazen belediye başkanı, bazen sanatçı, bazen CHP gençlik kolları başkanı. Ama şöyle bir şey var. Gitgide de kendince çemberi daraltarak, en son Ekrem İmamoğlu‘nu da ifadeye çağırarak, kendince yargı terörü estiriyor orada. Yargı taciziydi, yargı terörüne döndü. İstanbul’da yapılan yargı terörüdür ve bunun üzerinden gerilim yaratıyor. Onun üzerinden de geçen gün yine böyle bize olmadık sözler söylemiş.

'Ben seçmenlerine hürmeten ne Sayın Bahçeli’ye ne de Erdoğan’a hakaret etmem, küfür etmem'

* Biz de artık yine ben seçmenlerine hürmeten ne Sayın Bahçeli’ye ne de Erdoğan’a hakaret etmem, küfür etmem. Bunu benden beklemesinler. Bunu bekliyorlar. Yapmam ben bunu. Çünkü Erdoğan fazlasıyla hak ediyor olabilir yaptıklarıyla. Sayın Bahçeli’nin söyledikleri sözün hak eden cevabı bizim söylediğimiz sözlerden daha ağır olabilir ama bir gerçeklik var arkadaşlar. Anadolu’nun bir yerinde bir sabah kalkmış oyunu atmış seçmen, eğer Sayın Erdoğan’a oy verdiyse, o seçmene hürmeten seçtiğine küfür edemezsiniz yani ayıp bir şeydir. O yüzden Sayın Erdoğan, küfrederek küfür duymaya çalışıyor. Hak edileni söylesek, insan içinde dolaşamayız.

* Ama yanlış. Bunu açıklıkla bir daha söylüyorum ama o bizim seçmene hürmeten doğru zeminde bir siyasi tartışmalarımızı, hep gayri ahlaki bir zemine çekmeye çalışıyor. 16 milyon İstanbullunun seçtiği kişiye yargı tacizi... Bütün İstanbul’da yargı terörü... İstanbul gibi bir kentin hak ettiği muamele mi? O yüzden benim Erdoğan’a vereceğim cevap bu sınırlar içinde olur. Bertolt Brecht şiirini bilmiyor, düzeltmiyor ve yanlışta ısrar ediyorsa, buna cahillik denir. Buna mı alınmış? Ayrıca cahil değilse, bildiğini göstersin.

* Sayın Erdoğan zaman zaman şiir falan okuyor. Bertolt Brecht'in yedi cilt şiirlerinden Türkiye'de Halkın Ekmeği diye bir seçki yayınlandı. O seçkinin içindedir zaten 'Ya hep beraber ya hiçbirimiz' şiiri. Ama orada 'Halkın ekmeği adalet' diye bir şiir var. O şiiri okusun hep birlikte dinleyelim ben de kendisine cahil dediğim için sözümü geri alayım. Bertolt Brecht'in 'Halkın ekmeği' şiirini okursa grup toplantısında prompterdan ben diyeceğim ki 'cahil değil.'''

Kaynak: ANKA