Cumartesi, Nisan 20, 2024

Erdoğan’ın dili sürtük, halkın karnı aç

Yıllar öncesinde binlerce Tekel işçisi Ankara’nın göbeğinde hak arayışındayken o dönem Arınç’ın açıklaması çok dikkat çekiciydi: Meclisteki ana muhalefet partisi beni korkutmuyor, ancak sokaktaki tekel işçileri beni korkutuyor.

Düzen siyasetçilerinin hep biz de sizin aranızdan çıktık, biz sizin derdinizden anlarız hamaseti yıllara yayılmış ve hep kullanışlı olduğu düşünülen bir tarzdır. Adnan Menderes, Çoban Süleyman, Halkçı Ecevit, Mağdur Erdoğan, yanlarına eklenecek başka isimler olsa da hizmet ettikleri, zengin ettikleri, milyonlarca emekçi değil, hep bir azınlık olmuştur. Kimisi yakın akrabalarından başlayarak devletin kaynaklarının yağmalanmasını sağlamış, kimisi komünizmin gelmesine engel olmak için kendisine biçilen dürüst siyasetçi portresine bürünmüş ama bütünüyle sermaye sınıfı hep memnun kalmış bu isimlerden.

Yıllarca Erdoğan’ın demokratlığına ikna edilmek istenen halk yoksullaşırken, geleneksel sermayenin yanına yeni isimler eklenerek azınlık zenginleşmiş, bunun yanı sıra Erdoğan dili hizmetkârlarının canını zaman zaman kızdırsa bile ne istediniz de vermedik çıkışları sonrası sükûnet sağlanmıştır. AKP ve özelinde Erdoğan iktidarları döneminde inişli çıkışlı süreçler yaşasa bile alternatifsiz kalmış sınırsız hizmet anlayışıyla yeni bir siyasi hareket ve figür çıkmamış veya çıkarılamamıştır.

Erdoğan’ın fütursuzca konuşmaları uzunca zamandır süre gelen bir hal almış durumda. Ekrana bakarak konuşması bazen danışmanlarına kızılmasına neden olsa bile aslında bu konuşmalarda şaşılacak bir şey yoktur. Düzen siyasetçilerinin birbirlerine karşı kullandıkları sert ifadelerin gerçeği yansıtmadığını geçmişten bugüne çok çabuk ortak noktalarda buluşabildiklerini hep gördük. Halka karşı kullanıldığında ise tepkiye yol açması tebaa olmayan bir halk kesiminin olduğunu göstergesidir. Ancak bu tepki örgütsüz dışa vurulduğu için sonuçsuz kalıyor.

Dil sadece konuşmamızı sağlamaz tat alma özelliği de vardır. “Birleşmiş Milletler Dünya Gıda Programı’nın (WFP) yayınladığı gerçek zamanlı haritaya göre, Türkiye’de 14,8 milyon kişi yeterli gıda tüketemiyor. Haritaya göre, ülkede yeterli gıda tüketemeyenlerin sayısı, son 3 ayda 420 bin, son bir aydaysa 60 bin arttı. Beş yaş altı akut yetersiz beslenme oranı yüzde 1,7, kronik yetersiz beslenme oranıysa yüzde 6 olarak kaydedildi.” 15 milyona yakın insan birçok gıda maddesinin tadını unutmuş.

Erdoğan’ın Haziran direnişi gündeminde sarf ettiği sözler, sokağın iktidarları için nasıl da tehdit oluşturduğunu biliyor olmasından kaynaklı. Amaçsız bir sokak hareketinin oluşturacağı kaostan bahsetmiyorum. Laikliğin emekçiler için temel bir ihtiyaç olduğu bilinciyle, barınmanın, çalışmanın, ısınmanın hak olduğu talebiyle örgütlü tepkinin sonuç alacağını biliyorlar. Erdoğan ben milletimin dilinden konuşuyorum dese de dilinin son dönemde ağız kuruluğuna yol açtığı belli.

Muhalefetin sıkça tekrarladığı siyaseti sokağa çekmeye çalışıyorlar iddiası doğru değildir. Yıllar öncesinde binlerce Tekel işçisi Ankara’nın göbeğinde hak arayışındayken o dönem Arınç’ın açıklaması çok dikkat çekiciydi. ”Meclisteki ana muhalefet partisi beni korkutmuyor, ancak sokaktaki tekel işçileri beni korkutuyor”. Yoksullara muhalefetin dili de seçimleri bekleyin vaazı veriyor.

Türkiye birçok temel başlıkta kriz halinde yol almaya çalışıyor. Barınma, Isınma, gıda fiyatları almış başını gidiyor. Erdoğan’ın çenesini sonsuza dek kapatacak olan şey milyonların örgütlü talepleri olacak.

PolitikYol'da yayınlanan yazılar her gün öğlen mailinizde!

spot_img
PolitiYol Telegram'da

GÜNÜN YAZILARI

SÖYLEŞİLER

SOSYAL MEDYA

13,609BeğenenlerBeğen
10,160TakipçilerTakip Et
60,616TakipçilerTakip Et
9,354AboneAbone Ol

GÜNDEM

ÇEVİRİLER

Bir Cevap Yazın

YAZARIN DİĞER YAZILARI