Perşembe, Nisan 25, 2024

Erdoğan’dan Galatasaray açıklaması

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Habertürk-Show TV, Bloomberg TV ortak yayınında Veyis Ateş‘in sorularını yanıtlıyor.

Erdoğan, Galatasaray’da Hakan Şükrü ve Arif Erdem’in ihraç edilmesine ilişkin olarak “Buradaki olay sadece aidata dayalı bir olay olarak değerlendirilmesi bana çok hafif gelir. Niye çok hafif gelir? Bu kişiler şu anda Türkiye’den kaçmış mıdır, kaçmıştır. Niye kaçmıştır? Demek ki FETÖ ile iltisaklı oldukları belgeler var. Bu belgelerin olduğunu bildiği için de kaçma yolunu uygun bulmuşlar. Bundan güzel delil olur mu? Yargılanırsın, mahkeme kararını verir, hüküm verirse girer yatarsın. Burası senin vatanın. Bunlar Türkiye’yi vatan olarak saymayanlar. Doğrusu Galatasaray Yönetiminin aldığı kararın aidata bağlı olarak almasını hafif buluyorum. Aidat artı FETÖ bağlantısıdır” ifadelerini kullandı.

Erdoğan’ın açıklamalarından satırbaşları şöyle:

27 Mart 1994’ü hatırlatmanız sebebiyle teşekkür ediyorum ve İstanbul gibi bir güzel şehre, muhteşem şehre 1994’ün 27 Mart’ında belediye başkanı olarak göreve başlamak mutluluk vesilesiydi. İstanbul zor koşullar yaşamış bir şehirdi. CHP’den devraldık. Ve o zaman İBB’nin 2.5 milyar dolar borcu vardı. Sadece finans olayı değil, İstanbul susuzdu, çöp dağları vardı, hava kirliliği vardı. Bizler süratle yoğun bir çalışmayla bir taraftan belediyenin finans yönetimini öncelikle ele aldık. Finans yönetiminin yanında insan yönetimini ele aldık ve tabii insan yönetimiyle finans yönetimi başarılı şekilde ele alınınca süratle mesafe aldık.

Aklımda kaldığı kadarıyla o zamanlar doğalgaz İstanbul’un geneline yaygınlaşmış değildi. 50 bin haneye ulaşmıştı ve ‘süratle hava kirliliğini çözebilmek için doğalgazı yaygınlaştırmak gerekir’ dedik ve ana hatları yaygınlaştırmak için adımlarımızı attık. Vatandaş doğalgaza girmekten çekiniyordu. Maliyetinin yüksek olduğunu düşünüyordu. Biz de ‘Hayır bunun maliyeti aslında yüksek değil. Birçok şeyden kazanacaksınız. Evinizin içerisindeki temizlik, her yere onun yaygınlaşması birçok şeyi size geri iade edecek’. Ve vatandaş yaşadıkça anlamaya başladı. Bizler de bu adımı attık ve hava kirliliği, öbür taraftan çöp dağlarını yok etmeye başladık. Ama çöp dağlarını yok ederken şehir içinde belli merkezler kurmak suretiyle o istasyonlarda çöpü topluyor, sonra da şehir dışındaki yok etme merkezlerine götürüyorduk.

Suda bir sektör oluştu. Nasıl benzin istasyonları varsa su satış istasyonları vardı. Plastik bidonlar o ara ciddi manada yaygınlaşmıştı. Çünkü evde su akmıyor. Bir de şu anda nasıl pet şişelerde su içiyorsak icadı öyle başladı. Orman ve Su İşleri Bakanımız Veysel Eroğlu’nu o zaman İSKİ’nin başına getirmiştim. İSKİ yolsuzluklarla anılmış bir kurumdu. Bizden önce CHP zihniyeti Yalova’dan Kuruçeşme’ye tankerlerle su getirip dağıtacakmış. O getirdiğin su Beşiktaş ilçesine anca yetişir. Suyla birlikte İstanbul’un zenginlikleri meydana çıkmaya başladı. İstanbul’un var olan zenginliği var. Farkında olmayan CHP zihniyeti bunu götüremedi. Şu anda olduğu gibi. Önce konuyu hazmedeceksin. Önce teşhis, sonra tedavi.

Sayın Kılıçdaroğlu bu maddeleri okumamış. 18 maddeden haberi yok. Cumhurbaşkanı 5+5 iki dönem seçilir. İkinci dönemde ‘Cumhurbaşkanı Meclis’i fesheder dedi’ dikkat ederseniz. Cumhurbaşkanı’nın Meclis’i feshi yetkisi yok. Dürüst ol, yalan söyleme. Dinleyenler de zannediyor ki Cumhurbaşkanı’nın fesih yetkisi var. Böyle bir şeyi niye söylüyorsun?

Cumhurbaşkanı’nın Meclis’i fesih yetkisi yoktur. Meclis’in bir erken seçim yapma yetkisi var mıdır? Böyle bir karar alabilir mi? Meclis’in böyle bir karar alma yetkisi var. Ama bunu Meclis alır. Cumhurbaşkanı’nın talebiyle değil. Bunun için de oranlar var. Meclis o oranı yakalayamadığı takdirde böyle bir yetkisi de yok.

OHAL ile ilgili olarak Cumhurbaşkanı, tamam OHAL kararı için adım atar. Ama bunu attığı zaman Meclis’e gider ve Meclis bu OHAL kararını ne yapar, onar. Veya onaylamaz. Onadığı takdirde OHAL devreye girer. Onaylamazsa devreye girmez. ‘Ben yine bunu uygulamaya koydum’ böyle bir şey diyemez. Aynı sapıtmayı şunda da yapıyorlar; ‘kararnameyi kanunların üzerine çıkarıyor’ açıklamaları var. Cumhurbaşkanı kararnamelerinin ne yasa ne de anayasa üzerinde hükmü yoktur. Hakkında anayasal ya da yasal bir madde varsa kararname çıkaramaz Cumhurbaşkanı. Velev ki çıkardı, Cumhurbaşkanı olmayan bir konuda kararname çıkardıysa parlamento gerekirse münfesih hale getirebilir. Güçlü, denetim mekanizması ağır olan bir parlamento var. Bu zat’ın hiç haberi yok. Sınırsız başkan yardımcısı atamaktan bahsediyor. Bin 500’e kadar başkan yardımcısı. Böyle çocukça bir yaklaşım olur mu? Biz 36 bakanla devraldık ve aldığımız 36 bakanla, Başbakan dahil 25 kişilik kabine oluştu o zaman. Şu anda da ya 27’dir, ya 28. Herkese lütufta bulunan iktidarlar oluşturmadık. Tek başına hükümetin güzelliği burada.

Yalan zaten makine gibi çalışıyor, ve bizim anlattığımız örnekler bunları yalanlıyor. Böyle bir şey olamaz. Bunu 16 Nisan teyit edecektir. Sonrasında bu dönem içerisinde de zaten mevcut kabine, mevcut hükümet 2019 Kasım’ına kadar bu işi hayırlısıyla götürecektir. Hükümet kabinede değişiklikler yapabilir, birleştirebilir, şu olur, bu olur. Mevcut hükümetin tasarrufudur. Benim bir tasarrufum yok. Hükümetle bazı görüşmeler yaparak yenilemelere gidilir, gidilmez, sayın Başbakan’la aramızdaki görüşmeyle alakalı bir konudur. Salt şahsımla olan tasarrufla yapamam.

Bu muhtarlar meselesi… Orada yine bir gaf yaptı. Tayyip Erdoğan şu anda Külliye’de 16 bin muhtarı millet adına ağırladı. Biz davet ederiz, orada İçişleri Bakanımız kendileriyle konuşur. İçişleri bakanlığındaki belirli birim muhtarların sorunlarını takip eder. Daha sonra bir yemek yeriz. Daha sonra da her ilin muhtarları ile resim çekilir. Hediyelerini veririm ve uğurlarım. 16 bin muhtarla bunu yaptım. Hedefim 55 bin muhtarla bunu yapmak. Bunların içinde asla şu partili bu partili yok.

Bir diğer konu. BM Genel Kurulu’ndaki ifadeyi gördünüz. Bu zatın BM genel Kuruluna kimlerin katıldığından bile haberi yok. Oraya liderlerden çok atanmışlar geliyor.

18 yaşındaki gençlerimize büyük bir hakaret olarak görüyorum. Kaldı ki 18 yaş olarak sınırlı değildir. Şimdi ise 18-25 yaş arası gençlik bundan istifade edecek. Sadece bundan değil. Bu yaş grubunda AB’nin ortalaması yüzde 73. Biz bu işe çok çok geç kaldık. Şöyle bi tarihimize bakalım ya. Fatih’e bakıyorsun 23 yaşında çağ kapatıp çağ açıyor. Seçme yaşı olarak 18’i veriyorsun seçilme olarak vermiyorsun. Bakan olmaya bakıyorsun, 22-25 yaşında bakanlar tanıyorum ben. Niye gençlerimize güvenmiyoruz ya? Bizim genç yaşta parlamentoda olan arkadaşlarımızın bir çoğu esnaf. Partimizin gençlik kollarından girmiş seçilmiş ve gelmiş. Diyor ki vekil olacak. Olduktan sonra 2 senede emeklilik hakkını kazanacak. Ayda 10 bin lira maaş alacak ve emekliliğini böyle devam ettirecek. Bi defa 23 yıl prim ödeyecek. Erkeklerde 65 yaşına gelmeden maaş alamaz. Bayanlarda da 60. Ondan önce alamaz. Parlamento görevini askerlikten daha kolay görmüyorum. Kaç kişi burada muaf olacak. 3 kişi 5 kişi. Burada milletvekiline böyle br hakkın tanınmasını ben vatani bir görev olarak düşünüyorum. Arkadaşlarım da buna katılıyordur.

Bizim mevcut anayasamızı, kanunlarımızı tek başına, tek adam değiştirme yetkisine sahip mi. Tek başına bunları değiştirmeye yetkisi olmayan bir kişi nasıl oluyor da teşkilat şemasını değiştirebiliyor?

Onun değiştirebileceği yerler yasalarda yazar. Mevcut anayasada 104. madde. Orada cumhurbaşkanının görev alanları bellidir. Gelecek olanda da bellidir. Lokantaları kapatmasından tut da, ne bileyim birçok yerlerdeki ilgili ilgisiz görevden almaya varıncaya kadar… 5 yıl güvenoyu, millet sandığa gider ve sandıkta kararını verir. Şu anda olduğu gibi… Belki Kılıçdaroğlu’nu rahatsız eden odur, akşam yat, sabah kalk gensoru yok artık. 16 Nisan’da milletimiz ‘Evet’ derse hükümetler gensoru belasından kurtulacak. Çünkü çalıştırmıyor. İki de bir güvenoyu yok. 5 yılda bir sandığa gelir, millet kal derse kalırsın, değiş derse değişirsin.

Genel kurulda ayak ısırmaya varıncaya kadar, bayan milletvekilinin burnunu kırmalar… Bunu ortadan kaldırdığımızda parlamento çok daha sağlıklı çalışacak ve kucaklama hakim olacak. 16 Nisan’dan sonra Kasım 2019’a kadar ben zaten görevimin başındayım. Bir değişiklik olmayacak. Hükümet de görevinin başında. Şu anda yasalar neyse, yine bu yasalar çerçevesinde adımını atacaktır. ABD’de Trump sağlık reformuyla ilgili ne dedi, ‘kaldıracağım’ dedi. Ne oldu? Kaldırabildi mi? Kendi partisi aleyhte aldığı kararlarla şu anda Trump’ın bu adımı engellendi. Belki de Obama veya onun partisi işbaşında kalsaydı Obama’nın attığı adım devam edecekti. Trump’ın atmak istediği adım engellendi. Denetim gücü var demek. Kendi partiniz de olsa parlamentonun işine gelmiyorsa sizi engelleyebilirler. Bu kurumların hepsi anayasa teminatı altındadır. Bunlarla ilgili ‘keyfim elverdi’ diye bir şey yok. 5 keçiyi güdemeyecek adamlarla bu iş yürümez.

 

PolitiYol Telegram'da

GÜNÜN YAZILARI

SOSYAL MEDYA

13,609BeğenenlerBeğen
10,450TakipçilerTakip Et
60,616TakipçilerTakip Et
9,284AboneAbone Ol

EDİTÖR ÖNERİSİ

HAFTANIN ÇEVİRİSİ

SON HABERLER