Erdoğan’dan açıklamalar: Kuleli Askeri Lisesi müze olacak

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul’un fethinin 565. yılı için gerçekleştirilen kutlama programında konuşma yaptı.

Erdoğan’ın konuşmasından satır başları şu şekilde:

  • Bizans askeri kıyafetleriyle bu devletin polisinin karşısına çıkanları gördük.
  • Çevreci biziz. Alibeyköy’de Vialand çevre şaheseri olarak yapıldı. Artık Haliç’te balık tutuluyor.
  • Aşk ile koşan yorulmaz.
  • Sokaklar çöp dağlarıydı, hava kirliliği almış başını gidiyordu. Dağları delerek su getirdik. Olmaz diyorlardı oldu. Bu iş aşk işi.
  • Taksim’deki AKM’yi yıktık. Muhteşem bir proje. En büyük opera binasını orada kuruyoruz. Kuleli Askeri Lisesi’ni müze olarak şehrimize kazandıracağız.
  • Atatürk Havalimanı’nın olduğu yeri de inşallah Osmanlı’da olduğu gibi millet bahçesi haline getiriyoruz. O dev arazi, Amerika’daki Central Park’ın 3 katıdır, fazlası var, azı yok. Hyde Park’ın 8-9 katı. Öyle bir millet bahçesine inşallah İstanbul’umuz sahip olacak.
  • Darbelerin, cuntaların, vesayetin ülkemize yaşattığı bunca acıya rağmen hala 27 Mayıs darbesini savunabilenler, bu ülkenin geçmişini mahvettikleri yetmiyor gibi geleceğine de göz dikmişler gibidir. Biz 16 yıldır işte bunlarla mücadele ederek ülkemizi demokraside ve ekonomide büyüttük.
  • Bu seçimlerde dış politika vaatlerini Türkiye’nin ve Türk milletinin çıkarlarına göre değil, Bizans’ın günümüzdeki temsilcileri olarak gördüğü güçlerin taleplerine göre sıralayan partilerle yarıştığımızı biliyoruz. Türkiye’ye terörle mücadeleden ekonomik şantaja kadar her konuda saldıranların ağzıyla dış politika perspektiflerini kuranlar İstanbul’un fethini hala hazmedemeyenlerdir.
  • Cumhuriyeti kuran parti olduğunu iddia ettikleri halde milletimizi bölmek, ülkemizi parçalamak, devletimizi yıkmak için çalışan bölücülerin payandası haline gelenler, Atatürk’ün mirasına da ihanet ediyorlar.
  • Tüm dünyanın, Batı ülkelerinde yükselen İslam düşmanlığından endişe ettiği bir dönemde seçim beyannamesinin tamamında İslam ifadesini sadece İslami radikalizm kavramıyla geçiren bir parti elbette Fatih’in mirasına sahip çıkmayacaktır.
  • İstanbul’un fethi bizim için ne kadar sevindirici, ne kadar iftihar verici bir hadiseyse birileri için de o derece bir büyük felaket günüdür. Biz bu şehrin sokaklarına ‘Zulüm 1453’te başladı’ diye yazanları unutmadık. Bizans askerlerinin kostümleriyle polisimizin, jandarmamızın karşısına dikilenleri unutmadık. 15 Temmuz’da tankları alkışlayanları, kontrollü darbe diyerek milletin zaferine gölge düşürmeye çalışanları unutmadık. Bayrağımıza tahammülü bulunmayanları, ezandan rahatsız olanları, pasaportundan utananları unutmadık. Hiç uzağa gitmeye gerek yok, 24 Haziran seçimleri sürecinde yaşadıklarımız bile tek başına bu gerçekleri göstermeye yeterlidir.
  • Bizim icraatlarımızın ulaştığı yere bunların hayalleri bile ulaşamaz.
  • Sözlerimi Aşık Veysel gibi, “Seversen olayım yarin İstanbul” diyerek tamamlamak istiyorum.