Türkiye demokrasi tarihinin en karanlık döneminden geçmektedir. Böylesi bir dönemi yaratan AKP’nin ve ona destekte kusur etmeyen MHP’nin tarihe nasıl geçeceği şimdiden belli olmuştur. TBMM’ye sundukları “ittifak yasası” bir demokrasi utanç belgesi olarak her zaman hatırlanacaktır.
AKP-MHP ittifakının TBMM’ye sunduğu Seçim İttifakı yasa teklifiyle iki partinin kendilerine diğer partiler karşısında ayrıcalık, imtiyaz ve anti demokratik bir konum sağlamaya çalıştıkları açığa çıktı.
İttifaka dahil olacak partilere otomatik olarak yüzde 10’luk seçim barajından muafiyet getirecek düzenleme teklifi, 16 Nisan referandumundaki şaibe ve hile gölgesinin temelinde yatan mühürsüz oy ve zarfları da yasal kılıfa uyduruyorlar.
Sandık kurulu başkanlarının “Kamu görevlisi” olması şartını içeren değişiklik teklifi, aynı zamanda sandık çevrelerinde vatandaşlarca yapılacak ihbarlar üzerine polis ve güvenlik güçlerinin çağrılmasını öngörüyor. Bu olanakla, muhbir vatandaşlar, diledikleri zaman polisi, jandarmayı, asılsız ihbarlarla sandığa çağırıp, seçmenlere baskı yapma imkanına kavuşacaklar.
Bir başka maddede ise valilerin talebiyle, seçimlere bir ay kala güvenlik gerekçesiyle Yüksek Seçim Kurulu’na (YSK) seçim bölgelerini birleştirme, seçim sandıklarını taşıma yetkisi veriliyor. Bu ucu açık yetki, akla ilk olarak Doğu ve Güneydoğu’da uygulanacak izlenimini getirse de ucu açık bu yetki YSK tarafından valilerin talebi üzerine Ankara, İstanbul ve diğer büyük şehirlerde de yine güvenlik gerekçesiyle uygulanabilecek. Bunu engelleyen, sınırlayan bir şey söz konusu değil.
Dolayısıyla bu yetkiyle YSK seçim bölgelerini, milletvekili sayılarını değiştirme imkânına da kavuşacak.
Bu değişiklik teklifi gerçekte seçmenden sandık kaçırma amacıyla ittifak adı altında bir organizasyon oluşturma ve bu organizasyonun ortakları arasına YSK’yı da dahil ederek, yasal kılıf hazırlama amaçlıdır.
AKP’nin iktidarı kaybetme, Cumhurbaşkanının makamını kaybetme, MHP’ni de baraj altında ve TBMM dışında kalma endişeleri, paniği ve korkusunun yasa maddelerine dönüştürülmesinden ibaret bir değişiklik tekliftir.
Böylesine seçmen iradesine, oya saygısız bir düzenlemeyi TBMM gündemine getirmek, demokrasi, şeffaf ve serbest seçim, hür iradeyle oy kullanma vb. demokratik kriterlerin tümünün ayaklar altına alınması, yok sayılmasıdır.
Gündeme getirdikleri teklifin, kamuoyunda tartışılmasını, gündeme getirilmesini, gerçek amacının ortaya konulmasını önlemek için de, ordumuzun Afrin operasyonunu, milli duyguları istismar amaçlı kullanmakta, seferberlik görev emri çağrılarıyla gündemi meşgul ederek gözden kaçırmak istemektedirler.
Küçücük çocukları asker üniformalarıyla AKP kongrelerinde, TBMM grubunda sahneye çıkartıp, “şehit olmaya hazır mısın” diye sorarak gözyaşlarına boğup söylem ve görsel şovlarla milli duygu istismarı yapmaktadırlar.
Kurdukları ittifakı “Milli Mutabakat” diye millete sunup, kendileri dışındaki, iki parti dışındaki partileri, seçmenleri gayrı milli ilan edip, toplumdaki kamplaşma ve cepheleşmeden medet ummaktadırlar.
Bu değişiklik teklifi demokrasinin, serbest ve şeffaf seçimlerin, seçmen iradesinin sandıklarda özgürce tecelli etmesini engellemek amacıyla devreye sokulmak istenen bir demokrasi suikastının kapalı kapılar ardında, iki partinin hazırladığı ve millete kabul ettirmeye çalıştığı utanç belgesidir.
