Perşembe, Mart 28, 2024

Erdoğan: Kuzey Suriye’de devlet kurma teşebbüsü içerisine giren bazı cahiller var

Cumhurbaşkanı  Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul’da düzenlenen  Atlantik Konseyi Zirvesi’ne katıldı

ABD’nin Ankara Büyükelçisi John Bass ve Irak Kürt Bölgesel Yönetemi (IKBY) Başbakan Neçirvan Barzani’nin de dinleyici olarak yer aldığı zirvede konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmasından öne çıkanlar şöyle:

“DOSTLARIMIZ BUNU BİZDEN ÖĞRENMELİ” 

Suriye’deki gelişmelere değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan,  “Sırf DEAŞ ile mücadele ediyor diye PKK, YPG gibi terör yapılarının etnik temizlik faaliyetlerine, bölgede işlediği cinayetlere tepkisiz kalmak, yeni insanlık suçlarına davetiye çıkarmaktır. PYD’yi biz tanırız, YPG’yi biz tanırız. Bizdeki PKK terör örgütünün bunlar düşük çocuklarıdır. Onların yetiştirmesidir. Bunları gayet iyi biliriz ve bu bölgede kim kimdir bunu bilen birisi biziz. Bu, bize sorulmalı. Dostlarımız bunu bizden öğrenmeli. Yoksa yanlış bilgiler üzerine geleceğe yönelik yanlış adımlar atılıyor ve bölge bir çöküşün içerisinde. Medeniyetler çöküyor, insanlar ölüme mahkum ediliyor” dedi.

“ÇÜNKÜ SURİYE’NİN BÖLÜNMESİNE KARŞIYIZ”

“Türkiye’nin uluslararası hukuktan doğan haklarını kullanması kadar doğal bir şey yoktur” diyen Erdoğan, “Biz bir hukuk devletiyiz, haklarımız neyse bunu kullanıyoruz ve kullanmaya devam edeceğiz. Tehditler sürdüğü müddetçe gereken her türlü tedbiri alacağız. Güney sınırımız boyunca bir terör koridorunun oluşmasına asla izin vermeyeceğiz. Hele hele Kuzey Suriye’de bir devlet kurma teşebbüsü içerisine giren malum bazı cahiller var, ‘Cahil cesur olur’ diyorlar ya o da o havalarda, kendine göre bakanlar kurulu oluşturuyor vesaire… Biz bunları karşılıksız bırakmayız ve Kuzey Suriye’de böyle bir devlet kuruluşuna da asla müsaade etmeyiz. Çünkü Suriye’nin bölünmesine karşıyız, Suriye’nin toprak bütünlüğünün korunmasından yanayız. Terörle mücadeleyi sınırlarımız içinde ve dışında sürdürmekte kararlıyız. Bu konuda tüm dost ve müttefiklerimizden dayanışma bekliyoruz” diye konuştu

MEVCUT YAPIDAN NEMALANAN ÜLKELER…

Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi ve Avrupa Birliği gibi platformların birkaç ülkenin kısa vadeli çıkar hesaplarına kurban edildiğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, ” Çözüm için kurulan mekanizmalar, değişim ihtiyacına cevap veremedikleri için, artık daha ziyade sorun üretir hâle gelmiştir. İkinci Dünya Savaşı sonrasında tesis edilen, Soğuk Savaş sonrasında ise küçük değişikliklerle tahkim edilen mevcut yapı, bundan nemalanan ülkeler tarafından, aynen korunmaya çalışılmaktadır” dedi.

“ÇÖZÜMSÜZLÜK ÜRETEN SİSTEME SUNİ TENEFFÜS YAPMAYA DEVAM EDEMEYİZ”

Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi ve Avrupa Birliği gibi platformların itibarının ise, buralardaki söz sahibi birkaç ülkenin kısa vadeli çıkar hesaplarına kurban edildiğini kaydeden Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Çözüm için kurulan mekanizmalar, değişim ihtiyacına cevap veremedikleri için, artık daha ziyade sorun üretir hâle gelmiştir. İkinci Dünya Savaşı sonrasında tesis edilen, Soğuk Savaş sonrasında ise küçük değişikliklerle tahkim edilen mevcut yapı, bundan nemalanan ülkeler tarafından, aynen korunmaya çalışılmaktadır” dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Şu gerçeklerin artık idrak edilmesi gerektiğine inanıyorum. Ya mevcut mekanizmalara format atacak, ya da ‘karamsarlık virüsünün’ bünyemizi daha çok sarmasını seyredeceğiz. Ya yeni aktörlerin talep ve önerilerine daha çok kulak kesilecek, ya da çözümsüzlük üreten sisteme suni teneffüs yapmaya devam edeceğiz. Ya tabandan gelen değişim rüzgârını yönetecek, ya da bu rüzgârın kasırgaya dönüşüp bizleri yok etmesini bekleyeceğiz. Önümüzdeki seçenekler bu kadar açık ve nettir. Hiç şüphesiz, karşımızdaki bu olumsuz tabloyu olumluya dönüştürmek, krizi fırsata çevirmek bizlerin elindedir. Yıkıcı rekabetin yerine iş birliğini, çatışmanın yerine dayanışmayı, gerilimin yerine uzlaşmayı ikame ettiğimizde, farklı bir sürecin kapılarını aralayacağımızı düşünüyorum” ifadesini kullandı.

“KATİL ESED DEVLET TERÖRÜ ESTİRMEKTEDİR”

Cumhurbaşkanı Erdoğan,“Elimizi vicdanımıza koyup şu sorulara samimiyetle cevap vermemiz gerekiyor: Şayet, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi başta olmak üzere uluslararası toplum Suriye konusunda dirayetli davransaydı, rejim yeni kimyasal silah saldırılarıyla, aynı zamanda konvansiyonel silah saldırılarıyla bu zulmü gerçekleştirebilir miydi? Bu benim 6 yıldır işlediğim bir konudur. Uluslararası toplantılarda, G20 zirvelerinde, dostlarla ikili görüşmelerde işlediğimiz bir konudur. Ama sadece kendim söyledim, kendim dinledim, bir netice alamadık. Esed rejiminin kendi halkını pervasızca katletmeye devam etmesinin sebebi, geçmişte işlediği suçların yanına kâr kalması değil midir? Ben devlet terörünü anlamakta zorlanıyorum. Devlet terörü bundan başka daha nasıl olabilir? Katil Esed bir devlet terörü estirmektedir. Eğer insanlık ve siyasi liderler, dünyada devlet terörüne karşı ise, karşı olmaları gereken en önemli ülke ve lider Suriye’dir. Eğer bununla ilgili kararlı adım atmış olsaydık, bugün 1 milyona yakın insan Suriye’de ölmezdi, 3 milyona yakın Suriyeli benim ülkeme, 1,5 milyona yakın insan Lübnan’a, 1 milyona yakın insan Ürdün’e iltica etmezdi. Ama bu insanlar şimdi kendi topraklarının dışında farklı ülkelerde kendilerine hayat bulmaya çalışıyorlar. Nerede? Varsa çadırlarda, konteynerlerde. Bu bizim insani sorumluluğumuzu ortadan kaldırmıyor. Öyleyse insani sorumluluğumuzun gereğini hep birlikte yerine getirmek durumundayız” ifadesini kullandı.

PolitiYol Telegram'da

GÜNÜN YAZILARI

SOSYAL MEDYA

13,609BeğenenlerBeğen
10,450TakipçilerTakip Et
60,616TakipçilerTakip Et
9,284AboneAbone Ol

EDİTÖR ÖNERİSİ

HAFTANIN ÇEVİRİSİ

SON HABERLER