Çarşamba, Mart 29, 2023

Ekonomide yeni bir dönem

Mehmet Çağdaş İşim
Mehmet Çağdaş İşim
Balıkesir Üniversitesi inşaat mühendisliği lisans derecesi ve Beykent Üniversitesi bankacılık ve finans alanında yüksek lisans derecesi bulunmaktadır. Uluslararası projelerde planlama ve bütçeleme departmanlarında çalışmış olup, aynı zamanda Enagrup üyesi olarak ekonomi-finans alanındaki çalışmalarına devam etmektedir. Çeşitli dergilerde, gazetelerde ve sosyal platformlarda ekonomi-politik çerçevesinde makro ekonomik değişimleri yorumlamaktadır.

Ekonomideki bozulmanın kısa sürede (3-5 yıl) çözülmesinin ise zor olduğunu da eklemek gerekiyor. Nitekim ne kadar sürede bozulduysa en az o kadar bir süreç bu tablonun toparlanması için ayrılacaktır. Ekonomist Mehmet Çağdaş İşim yazdı

Küresel ekonomide son günlerde yaşanan banka iflasları ile oluşan dalganın yıkıcı olmadan FED ve ‘’big four’’ dediğimiz ABD’de ki en büyük bankalar yardımı ile sönümlenmeye çalışıldığını izliyoruz. Bir diğer dalganın ise Amerika kıtasından Avrupa kıtasına vurduğunu da gözlemledik. Avrupa’da Paribas ve Credit Suisse bankaları tarafında iflas durumları yaşanmasın diye yine keza orada da müdahâlelerin hemen geldiğini gördük. Peki, bunca durumun yaşanması neden şimdi gerçekleşti?

Yıllarca süren parasal genişleme politikalarından dolayı, küresel ölçekte 40 yıldır görülmemiş yüksek enflasyon rakamları oluştu ve doğal ekonomik büyüme oranlarındaki yetersizlik ile bir anda parasal küçülme politikalarına dönülmesi ile başladı. Parasal genişleme dönemindeki tabana yayılmayan yani adil ve eşit bir bölüşümün eşlik etmemesi sebepli olarak sermaye sınıfının riskli varlıklarını içeren yapılara sahip bankaların faiz artış döngüsüne artık dayanamadığını izliyoruz. Nitekim yüksek sermaye kesimine verdikleri kredilerin geri ödemeleri alınamadı, bu krediler adil ve eşit şekilde tabana yayılmadığı için sermayenin borçları her zaman olduğu gibi görünen ve görünmeyen vergiler(enflasyon) yoluyla tabana yayılacaktır.

Tüm bu etmenler ışığında kapitalin fütursuzca sermaye hareketlerinin yeteri kadar kontrol edilmediğini anlamalıyız. Regülasyonların gevşetilmesi sebepli olarak hem ABD ekonomisi hem de AB ekonomisinin içinde bulunduğu resesyonu böyle tanımlamak da doğru olacaktır.

Ülkemiz açısından ise kurumların kuvvetler ayrılığı ilkesinden uzaklaşması sebepli olarak yetkisiz ve etkisiz kalması ile birlikte ekonomideki savrulma hâli devam etmektedir. Döviz kuru patladı, enflasyon coştu, dış ticaret ve cari açık ise rekor üstüne rekor kırıyor. Ne idüğü belirsiz para politikası ile birlikte MB faizinin ve etkinliğinin yitirildiğini yaşayarak deneyimledik.

Piyasa kontrolleri ile birlikte ise artan fiyatlar sebepli olarak konut ve araç satışında yaşanan durgunluğun stagflasyon tanımında olduğunu da belirtmek gerekir. ÜFE-TÜFE verilerindeki gerçek dışılığın ise yansımalarını plan yapılamama sonucunu yarattığını belirtmek gerekir nitekim doğru veriler ile çalışılmaz ise yaşanan plansızlığın Ortodoks politikalar ile çözümlenmesi de imkânsızdır.

Net uluslararası rezervin -44 milyar olduğunu görüyoruz. Hane halkı kart harcamalarının %100 ün üzerinde bir seviyede arttığını görüyoruz. İşsizlik seviyesinin bu kadar genç nüfusa rağmen Avrupa da 1. Sırada olduğunu da belirtmek gerekir. Bir de doğal afetler sebepli olarak 100 milyar dolara yakın bir fatura görüyoruz.

Tüm bu yaşananların sonucunda Türkiye ekonomisinin yukarıda bahsetmiş olduğum küresel risklerden de etkilenmesi sonucunda iflası riski bariz şekilde belirgindir. Sıcak paraya ulaşım parasal daraltma uygulayan dünyadaki gelişmiş ülkeler yüzünden önceki on yıllık dilimlere göre oldukça zordur. Plansız bir yol haritasında zaten yabancı yatırımcının ilgisizliğini BİST içerisindeki yabancı oranlarının rekor seviyede düşük olmasından da görüyoruz.

Toparlayacak olursak bir an önce aklın, bilimin, liyakatin ve gerçek verilerin ve bu veriler ışığında yapılacak planlamanın gereksinimi gayet net ve açıktır. Bu darboğazdan çıkabilmenin anahtarı da kuvvetler ayrılığı ilkesine dayanmakta olduğunu elimizdeki gösterge datalardan başkanlık sistemi sonrası oluşan dış ve iç yatırımların durgunluğundan ve ekonomik sonuçlardan görmekteyiz.

Ülkemiz açısından ise kurumların kuvvetler ayrılığı ilkesinden uzaklaşması sebepli olarak yetkisiz ve etkisiz kalması ile birlikte ekonomideki savrulma hâli devam etmektedir.

Bu açıdan millet ittifakının oluşturduğu ekonomi-politik yol haritasının önemine dikkat çekmek gerektiğine de inanıyorum. Burada uzun uzun okuyucuları sıkmamak adına maddeleri irdelemeyeceğim merak edenler metne internetten ulaşabilir. Nitekim ortak mutabakat metninde ekonomi başlığı altındaki maddelerin %50’si bile doğru şekilde uygulanabilirse en azından gelecek nesiller açısından bambaşka bir umut ışığı oluşabilecektir.

Ekonomideki bozulmanın kısa sürede(3-5 yıl) çözülmesinin ise zor olduğunu da eklemek gerekiyor. Nitekim ne kadar sürede bozulduysa en az o kadar bir süreç bu tablonun toparlanması için ayrılacaktır. Doğru yaklaşımlarla oluşan güçlü bir temel yapının inşası ile gelecek nesiller için bir şans yaratma şansını umarım ki heba etmeyiz…

PolitikYol'da yayınlanan yazılar her gün öğlen mailinizde!

Mehmet Çağdaş İşim
Mehmet Çağdaş İşim
Balıkesir Üniversitesi inşaat mühendisliği lisans derecesi ve Beykent Üniversitesi bankacılık ve finans alanında yüksek lisans derecesi bulunmaktadır. Uluslararası projelerde planlama ve bütçeleme departmanlarında çalışmış olup, aynı zamanda Enagrup üyesi olarak ekonomi-finans alanındaki çalışmalarına devam etmektedir. Çeşitli dergilerde, gazetelerde ve sosyal platformlarda ekonomi-politik çerçevesinde makro ekonomik değişimleri yorumlamaktadır.
spot_img
PolitiYol Telegram'da
PolitikYol.com Podcast

GÜNÜN YAZILARI

SÖYLEŞİLER

SOSYAL MEDYA

13,609BeğenenlerBeğen
10,160TakipçilerTakip Et
56,305TakipçilerTakip Et
9,354AboneAbone Ol

GÜNDEM

ÇEVİRİLER

Bir Cevap Yazın

YAZARIN DİĞER YAZILARI