Cumartesi, Nisan 20, 2024

Ekim ayında en az 165, yılın ilk on ayında ise en az 1596 işçi yaşamını yitirdi

İşçi Sağlığı ve Güvenliği Meclisi Ekim ayı İş Cinayetleri Raporu’nu yayımladı. Rapora göre ekim ayında 165 işçi hayatını kaybetti. İSİG’in raporu şu şekilde;

Savaşta ölenlerden daha fazla insan iş cinayetlerinde ölüyor…
Ekim ayında en az 165, yılın ilk on ayında ise en az 1596 işçi yaşamını yitirdi

Son raporlarımızda OHAL sonrası iş cinayetlerinin sayısal olarak arttığını vurgulamış ve OHAL’in bir fırsata çevrilip işten atmaların olağanlaştırıldığını belirtmiştik. İşçi sağlığı mücadelesi de bu noktada her geçen gün hedef alınıyor. Geçtiğimiz ay Çapa İSİG işyeri temsilcisi Cemal Bilgin ve Enerji-Sen İSİG Sekreteri Tarık Yüce görevlerini yaptıkları için işten atılmıştı. Son KHK ile birlikte Zonguldak’taki maden işçilerinin öncülerinden, yıllardır İSİG mücadelesinin emektarı olan Salim Çalık da işten atıldı. Bu yaşananlar gösteriyor ki genel olarak işçi sınıfı ve bir parçası olarak işçi sağlığı iş güvenliği mücadelesi hedef tahtasında…

İşçi sağlığı ve güvenliğinin dayandığı önemli ayaklardan biri de güvenceli çalışma. Son KHK’larla birlikte siyasi bir hedefle birleşik olarak sayıları on bini aşan kadrolu eğitim emekçisi ve akademisyenin kamudan hukuksuz şekilde ihraç edilmesiyle birlikte, kamuda kadrolu çalışmadan bir bütün olarak sözleşmeli ve güvencesiz çalışmaya geçiş için büyük bir tasfiye harekatı yapıldığı görülmektedir. Hedeflenen kamuda güvenceli çalışmanın tümden kaldırılması ve bunun önünde engel oluşturan tüm ilerici sendika ve örgütlenmelerin tasfiyesi, eğitim ve sağlıktaki mutlak özelleştirme ve piyasalaştırma süreçlerinin sermayenin hedefleri doğrultusunda son ve büyük bir darbeyle tamamlanması, tüm devlet kurumlarında sermaye için “dikensiz bir gül bahçesi” yaratılmasıdır.

Diğer yandan son iki haftadır mahkemelerden çıkan kararlar ve sarfedilen sözler İSİG mücadelesine karşı hukuksal alanda da bir saldırının habercisi. Sırasıyla aktarıyoruz;

1- İstanbul Esenyurt’taki Fi Side projesi inşaatında 3 işçinin hayatını kaybetmesiyle ilgili davanın 19 Ekim’de Bakırköy 15. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen ikinci duruşmasında müşteki avukatlarının ‘asıl sorumlularının yargılanmadığı’na dair beyanlarını tutanaklara bile geçirmeyen mahkeme başkanı, “Ne yani, Sabancı’nın bir çalışanı hata yapsa bundan Sabancı’yı mı sorumlu tutacağız?” ifadelerini kullandı.

2- Soma’daki maden katliamında hayatını kaybeden 301 işçiden 14’ünün ailelerinin açtığı manevi tazminat davasının temyiz duruşması, 25 Ekim’de Yargıtay 21. Hukuk Dairesinde yapıldı. Soma Kömür İşletmeleri AŞ’nin patronlarının avukatı Kadir Çekin, yargılama sürecine sunulan bilirkişi raporlarının çelişkili olduğunu öne sürüp ailelere ödenen tazminat miktarlarının da çok yüksek olduğunu savundu. Dosyadaki kararın bundan sonraki tüm iş kazalarına emsal teşkil edeceğini belirten Çekin, “Davayı açanlar, harç falan da yatırmadıkları için hayallerinin bile üstünde bir rakam istediler ve mahkeme bu rakamlara hükmetti. Deliller bile toplanmadan karar verildi. Bu yönüyle bile yerel mahkeme kararlarının bozulması gerekir” dedi.

3- 27 Ekim’de basına yansıyan habere göre, Mecidiyeköy’deki Torun Center inşaatında 6 Eylül 2014’te 10 işçinin hayatını kaybettiği katliama ilişkin davada, bilirkişi raporu mahkemeye ulaştı. Raporda, olayın ‘öngörülebilir nitelikte bir iş kazası’ olduğu belirtilirken, kazanın meydana gelmesindeki asıl nedene sebebiyet veren kişi veya kişilerin tespit edilemediği ifade edildi.

4- Ankara’da OSTİM ve İvedik Organize Sanayi bölgelerinde 3 Şubat 2011’de meydana gelen ve 20 kişinin yaşamını yitirmesiyle sonuçlanan patlamalarla ilgili görülen davada 18 sanıktan 13’ünün beraat ettirildiği, 5 sanığın ise “iyi hal indirimi” uygulanarak 10 ila 37 yıl arasında değişen hapis cezalarına çarptırıldığı karara, 28 Ekim’de Yargıtay’dan itiraz geldi. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı, karara ilişkin yaptığı tebliğnamede “bilinçli taksirle birden fazla kişinin ölümüne neden olmak” suçlamasıyla ceza alan sanıkların, ayıplı tüpleri iki ayrı firmaya satarak iki ayrı yerde patlama meydana geldiğine dikkat çekti ve sanıkların aynı suçlamadan ikişer kez cezalandırılmasına gerek olmadığını belirtti, cezanın yarı yarıya düşürülmesini istedi.

5- 19 yaşındaki Murathan Öztürk, lüks araç sahiplerinin sık sık yarış yaparak ölümlü kazalara neden olduğu Bağdat Caddesi’nde 11 Temmuz 2015’te, kaldırımda çiçek satan Mehmet Emin Kaya’ya çarparak kaçmıştı. Aracıyla drift yaptığı görüntüler ortaya çıkan Öztürk, 87 gün sonra teslim olmuş, verdiği ilk ifade de kaza anında ‘oruç tuttuğu’nu ileri sürmüştü. Mahkeme, Öztürk’e cezada indirime gitmeyerek yedi yıl hapis cezası vermişti. Bu cezanın infaz yasasına göre en az 3.5 yılını yatması gerekiyordu. Bağdat Caddesi’nde kaldırımda çiçek satan Mehmet Emin Kaya’yı otomobiliyle ezerek ölümüne sebep olan ve 87 gün sonra teslim olan sürücü Murathan Öztürk, darbe girişiminin ardından çıkarılan KHK’larla kapsamı genişletilen koşullu salıverilmeyle 28 Ekim’de tahliye oldu.

Bu verdiğimiz beş örnek kamuoyunda bilinen iş cinayeti davalarıdır ve böyle niceleri var. Asıl karar verenin sorumlu tutulmaması, ölen işçiye ve ailesine hakaret, pişkinlik ve keyfiyet, sorumluların verilen cezaların çok büyük bir kısmının affedilerek serbest bırakılması… Ne ararsanız var. Peki bu durumda hukuka nasıl güveneceğiz?

Son olarak belirtmek istediğimiz bir husus var: İSİG mücadelesinin önemli bir ayağı da sanat. Bu noktada arkadaşımız Kıvanç Sezer’in yönettiği ve başrolünü Menderes Samancılar’ın oynadığı inşaat işçilerinin hayatının anlatıldığı ‘Babamın Kanatları’ filmi birçok festivalden de ödül alarak önümüzdeki ay vizyona giriyor. Yine arkadaşımız İsmail Saymaz’ın kaleme aldığı ‘Fıtrat: İş Kazası Değil, Cinayet’ kitabı yarın kitapçılarda olacak. Arkadaşlarımıza başarılar diliyor ve İSİG mücadelesinin sanat ayağının daha da güçlenmesi için çağrıda bulunuyoruz…

Yazılı, görsel, dijital basından takip edebildiğimiz, emek-meslek örgütlerinden gelen bilgiler ile işçiler, işçi yakınlarının bildirimleri ışığında tespit edebildiğimiz ve her gün güncellenen bilgiler ışığında 2016 yılının ilk on ayında yaşanan iş cinayetleri şöyle:

Ocak ayında en az 116 işçi,
Şubat ayında en az 144 işçi,
Mart ayında en az 160 işçi,
Nisan ayında en az 171 işçi,
Mayıs ayında en az 125 işçi,
Haziran ayında en az 206 işçi,
Temmuz ayında en az 161 işçi,
Ağustos ayında ise en az 202 işçi,
Eylül ayında en az 146 işçi,
Ekim ayında ise en az 165 işçi yaşamını yitirdi.

2016 yılının ilk on ayında iş cinayetleri sonucu en az 1596 işçi kardeşimiz aramızdan ayrıldı. Bu gidişle yıl sonunda ‘yeni fakat utanılası bir rekor’ kıracağız: İş cinayetleri tarihimizin en üst seviyesine ulaşacak…

PolitiYol Telegram'da

GÜNÜN YAZILARI

SOSYAL MEDYA

13,609BeğenenlerBeğen
10,450TakipçilerTakip Et
60,616TakipçilerTakip Et
9,284AboneAbone Ol

EDİTÖR ÖNERİSİ

HAFTANIN ÇEVİRİSİ

SON HABERLER