Cumartesi, Nisan 20, 2024

Eğitime kapıyı kapatma

Tüm eğitim kurumları aynı zamanda birer sosyal paylaşım ortamları olarak insanların dayanışma ortamları olarak düşünülmelidir. Doğal rehabilitasyonun bileşenleridir.  Yaşanan bu büyük travmayı birlikte dayanışma ve yardımlaşma ile aşmak, yeniden yaşam tutunmak mümkün. Sadece bu nedenle dahi eğitim kurumları açık tutulmalı, eğitimden ödün verilmemelidir.

6 Şubat 2023 tarihinde tarihimizin en büyük deprem felaketlerinden biriyle yüzleşmek zorunda kaldık. Deprem, bölgede yaşayan yaklaşık 15 milyon kişiyi ve 110 bin km2’lik bir alanı etkiledi.

Doğal afetler acil durum gerektirir. Önceden hazırlık gerektirir. Hızlı müdahale gerektirir. Amaç hasarı en aza indirmektir. Amaç insanı yaşatmaktır. Gördüklerimizi, yaşadıklarımızı anlatmaya gerek yok. Hepimiz biliyoruz. Yastayız. Öfkeliyiz.

Hali hazırda 40bini aşkın insan canını yitirdi. Yüz bini aşkın yaralımız var. Göçük altında kalan canların sayısı ise henüz meçhul.

Deprem sonrası 12.gündeyiz. Yastayız. Öfkeliyiz.

Deprem bölgesinde yaşamın normale dönmesi çok uzun zaman alacak. Yaralar kapanmayacak elbet. Ancak yaşamın sürdürülebilirliğini sağlamak, ekonomik kayıpların azaltılması öncelikler arasında.

Yaşamın sürdürülebilirliğinin sağlanmasının öncelikli koşulu ise güvenli, sürdürülebilir barınma koşullarının hızla sağlanabilmesi.

Hükümet öncelikli olan barınma sorununa ilişkin çözüm önerisini 11 Şubat günü duyurdu. “Depremzedeler KYK yurtlarında kalacak!” Emir büyük yerden olunca, olur mu olmaz mı tartışması ertelenerek, ilk iş olarak öğrencilerin eşyaları siyah çöp torbalarına dolduruldu, yurt koridorlarına konuldu. “Hazırız” anlamında…

Depremzedelerin KYK yurtlarına yerleştirilmesi çözüm müdür? Hazır mıyız gerçekten? Bakalım…

Türkiye genelinde KYK yurt sayısı yaklaşık 800 civarında. KYK yurtlarının çoğunluğu üç büyük şehirde bulunuyor. Toplam kapasitelerinin 800 bin kişi olduğu ifade ediliyor. Altı ya da sekiz kişinin kalabileceği ranzalı, küçük odalardan bahsediyoruz.  Barınma koşulları öğrencilerin konaklaması için dahi çok iç açıcı değil. Soruyorum;

Depremzedeleri bu koşullar dahilinde ülkenin dört bir yanına, belki de yaşadıkları şehirlerden yüzlerce kilometre uzağa göndermek çözüm mü?

Deprem bölgesinde elektrik ve internet altyapısı ve mobil telefon hatlarının çökme noktasına geldiği bir başka gerçek. Birçok öğrencinin bilgisayara erişimi bulunmamakta. Hal böyleyken  uzaktan eğitime geçilmesi durumunda bölgedeki binlerce öğrencinin ve öğretim elemanının eğitime erişiminin olmayacağı da bir başka önemli sorun olarak bulunmaktadır.

MEB’in resmî açıklamalarına göre Türkiye’de vakıf, dernek, şahıs, ticari, kamu üniversitesi yurtları ve özel işletmelere ait olduğu belirtilen “özel” yurtların sayısı ise 4 bin 692. Bir çoğunun hükümet tarafından doğrudan desteklenen cemaatlerle ilişkisi malum. Örnek verecek olursak sadece TÜRGEV’in İstanbul’daki yurtlarının kapasitesi 2 bin 396, Ensar Vakfının İstanbul’daki yurtlarının kapasitesi 1089 kişilik. Depremzedeler için öğrenci yurtları uygun bir barınma alanı ve öncelikli ise, bu yurtlara da depremzedeler yerleştirilecek mi?

11 Şubat günü Cumhurbaşkanı tarafından duyurulan, muhtemelen YÖK Başkanı ve Üniversite Rektörlerinin de bizlerle aynı anda haberdar olduğu “üniversitelerin yaza kadar kapatılması ve eğitime uzaktan devam edilmesi” kararı herhangi bir bilimsel gerekçeye dayanmamaktadır.

Depremzedelere uygun, insan onuruna yaraşır barınma koşullarının ivedilikle belirlenmesi çok önemli. Ancak sorunun çözümünde, eğitimden feragat edilerek, KYK yurtlarının öncelikli seçilmesinin akılla bilimle alakası yoktur. Barınma sorununun çözüm adresi öncelikli olarak konuk evleri, turistik alanlar ve boş evler olmalıyken, EĞİTİMden feragatın doğru bir gerekçesi olmaz, olamaz.

YÖK Başkanı ise “Bütün çabamız normalleşmenin en kısa zamanda tamamlanmasınadır. Ön lisans, lisans ve lisans üstünde bahar dönemi ile sınırlı olmak kaydıyla bazı kararlar alındı. Bu kararları alırken uzman ve bilim insanlarımızla, STK’larla gerekli değerlendirmelerde bulunduk. Alınan kararlar nisan ayı başında yeniden gözden geçirilecek. Hibrit öğretim seçeneği de değerlendirilecek.”  diyerek alınan karardan farklı düşüncesi olmadığını belirtti. Merak ediyorum, YÖK Başkanı tarafından bu kararların alınmasına katkı sunduğu söylenen uzman, bilim insanları ve STK’lar kimlerdir? Sorumluları merak etmek hakkımız.

YÖK’ün resmi verilerine göre deprem bölgesinde uzaktan eğitim dahil 311 bin 614 kişi üniversite öğrencisi mevcut. Bölgede bulunan üniversiteler toplam örgün öğrenim öğrencisinin yüzde 9’una ev sahipliği yapmakta. Bu öğrencilerin eğitime devamı, bölgedeki yakın üniversitelerde misafir öğrenci statüsünde sağlanabilecekken, ülkenin tamamında öğrencileri yurtlardan çıkartıp, uzaktan eğitime geçmek çok büyük bir yanlış.

Depremden etkilenen öğrencilerin eğitim hakkını korumak için bu öğrencilere derslere uzaktan (online) katılım hakkı tanınabilir ve dersler hibrid olarak verilebilir. Hibrid olarak verilebilecek derslere ise bölüm ve fakülte akademik kurulları karar verebilirler.

Deprem bölgesinde elektrik ve internet altyapısı ve mobil telefon hatlarının çökme noktasına geldiği bir başka gerçek. Birçok öğrencinin bilgisayara erişimi bulunmamakta. Hâl böyleyken uzaktan eğitime geçilmesi durumunda bölgedeki binlerce öğrencinin ve öğretim elemanının eğitime erişiminin olmayacağı da bir başka önemli sorun olarak bulunmaktadır. Depremzede öğrenci ve öğretim üyelerinin bir dönem izinli sayılmaları, öğrencilerin bir yıl kayıt dondurmaları kabul edilebilir çözümler olarak düşünülmelidir.  KYK yurtlarını öğrencilerin elinden almak, tüm üniversiteleri çevrim içi eğitime mahkûm etmek ise tek kelimeyle “iş bilmezlik”tir.

Yakın zamanda, pandemi sürecinde zorunlu olarak uzaktan eğitim deneyimini yaşadık. Yetersizliğini, oluşturduğu sorunları pandemi sonrası yeniden örgün eğitime geçtiğimizde deneyimledik. Bugün durum çok farklı. Ülke genelinde uzaktan eğitim zorunluluğu oluşturacak bir neden bulunmuyor.

Ülkemizde yüksek öğretim öğrenci sayısı yaklaşık 7,8 milyon kişi.  Üniversitelerin örgün programlarında okuyan öğrenci sayımız ise 6 milyon kişiden oluşuyor. KYK yurtlarında kalan öğrenci sayısı 678 bin 763.  678 bin 763 kişilik barınma alanı oluşturmak için, 5 milyonun üzerindeki öğrencinin eğitiminin aksatılması, çevrim içi eğitime geçilmesi tek kelimeyle İZANsızlıktır.

Depremden etkilenen öğrencilerin eğitim hakkını korumak için bu öğrencilere derslere uzaktan (online) katılım hakkı tanınabilir ve dersler hibrid olarak verilebilir. Hibrid olarak verilebilecek derslere ise bölüm ve fakülte akademik kurulları karar verebilirler.

Barınma sorununun çözümü gerekçe gösterilerek alınan, tüm ülkede  çevrim içi eğitim kararı aceleyle ve düşünülmeden alınmış bir karardır. Bu karardan vaz geçilmediği takdirde,  ileride daha büyük sorunlara yol açacaktır. Bu karar gözden geçirilmeli ve derhal geri çekilmelidir.

Deprem bölgesinde olmayan üniversitelerin önümüzdeki dönem eğitime hangi formatta devam edecekleri kararı ancak o üniversitelerin “senatolarınca” alınacak bir karardır. Her üniversitenin koşulu ve o üniversitede okuyan ve depremden etkilenen öğrenci sayısı farklı olduğu için böyle bir karar merkezden alınamamalıdır.

Doğal afetlerde eğitimin devam etmesinin önünde çeşitli engeller olabilir. Ancak bir doğal afetle karşılaşıldığında, eğitimden feragat etmek asla öncelik olarak görülmemelidir. Barınma sorununun çözümü gerekçe gösterilerek alınan, tüm ülkede çevrim içi eğitim kararı aceleyle ve düşünülmeden alınmış bir karardır. Bu karardan vaz geçilmediği takdirde, ileride daha büyük sorunlara yol açacaktır. Bu karar gözden geçirilmeli ve derhal geri çekilmelidir.

Tüm eğitim kurumları aynı zamanda birer sosyal paylaşım ortamları olarak insanların dayanışma ortamları olarak düşünülmelidir. Doğal rehabilitasyonun bileşenleridir.  Yaşanan bu büyük travmayı birlikte dayanışma ve yardımlaşma ile aşmak, yeniden yaşam tutunmak mümkün. Sadece bu nedenle dahi eğitim kurumları açık tutulmalı, eğitimden ödün verilmemelidir.

Karar YANLIŞtır. Bir an önce bu yanlış karardan dönülmelidir.

Geleceğimizi ancak nitelikli eğitimle kurabiliriz.

PolitikYol'da yayınlanan yazılar her gün öğlen mailinizde!

spot_img
PolitiYol Telegram'da

GÜNÜN YAZILARI

SÖYLEŞİLER

SOSYAL MEDYA

13,609BeğenenlerBeğen
10,160TakipçilerTakip Et
60,616TakipçilerTakip Et
9,354AboneAbone Ol

GÜNDEM

ÇEVİRİLER

Bir Cevap Yazın

YAZARIN DİĞER YAZILARI