Bir sanatçının yeni aşkı bir ülkeyi neden bu kadar ilgilendirir? Sevgilisinin ekonomik durumu, milliyeti bir toplumu neden bu kadar bağlar? Anlık gelişmelerin ilk adresi olan sosyal medyada ilk sırayı kaplayacak başka konu kalmamış mıdır?
8 Haziran 2022’de twitter’ın trend topiclerinin başında Ebru Gündeş’in yeni sevgilisi vardı. Bu, iş insanı ya da kimi kaynaklara göre “hayırsever” iş adamı olan kimseyle Ebru Gündeş’in kamuoyuna ilan ettikleri birlikteliğini hep beraber öğrenmiş olduk. Bu ilişkiyle ilgili, biz, üçüncülere mutluluk dilemekten başka bir şey düşmez elbette. Herkes sevsin, sevilsin şu yalan dünyada. Ve hiçbir şeyden emin olmadığımız kadar söyleyebileceğimiz husus, insan türünün hala yok edemediği şeylerden biri olarak aşkın, herkese lazım olduğu. Aşk, dünyayı güzelleştirecektir. Bu fasıl çok uzar elbette. Fakat, bu bahsi açmamızın nedeni ya da bu bahsi açarak kapısını aralamak istediğimiz tartışma farklı. Çünkü takip edebildiğimiz kadarıyla, konuya dair yorum yapan herkes, bu ilişkinin denk geldiği yeri işaret etmiş oldu.
Böylesine bir özel ilişkinin, ülkemiz siyasetinde aslında nereye karşılık geldiği konuşulmuş oldu. Bu ilgi yoğunluğu, bir beraberliği hayırlamak için değildi, takdir edersiniz. Kimse kerevete falan çıkmayacaktı çiftimizin arkasından. Kişinin milliyeti ise gündemi sarsan bu ilişki haberinden daha çok ilgi gördü. Sanatçımızın yeni sevgilisinin Iraklı bir zengin olması, konuyla ilgili atılan tweetlerin en vurgu yaptığı kısımdı.
Peki, bir ses sanatçısının yeni aşkı bir ülkeyi neden bu kadar ilgilendirir? Bu adımı atladık diyelim. Yani magazin değeri olduğu için diyelim. Eyvallah. Peki ya, bir ünlünün yeni sevgilisinin ekonomik durumu ve milliyeti bir toplumu neden bu kadar bağlar? 85 milyonluk bir yerde, anlık gelişmelerin neredeyse ilk adresi olan sosyal medyada ilk sırayı kaplayacak başka hiç mi konu kalmamıştır da gözler bir ses sanatçının özel hayatına çevrilmiştir?
Bir sonuç, onu gerçekleştiren tarafların kim olduğu yani tarihlerinin ne olduğuna göre pek alasından şaibeli hale gelir. Şüphe taşır. İki kişi arasında yaşanan bu şey, toplumu ırgalamasından başlayarak özel hayata indirgenemeyecek bir çapta olabilir.
Ebru Gündeş’in bundan bir önceki tercihi de Azeri kökenli, İran vatandaşı Reza Zarrab, ülkemizde petrol ithalatı bakımından “harikalar” yaratan bir holdingin sahibiydi. Adının nelere karıştığını, hepimiz hatırlıyoruzdur.
17 Aralık 2013, Türkiye’de yeni biçim sağcılığın büyüyüp serpildiği sürecin bir uğrağı olarak, onun Orta Doğu’nun, bilhassa soydaşlığın çok tuttuğu kısımlarında kendisine nasıl bir ağ yarattığının gözler önüne serilmesiydi. Siyaset her zaman olduğu gibi ticaretle aşırı ilgiliydi. Ve, 80 darbesinin ülkemize armağanı olarak nitelendirebileceğimiz arabesk – fantezi müzik de işlevini görüyordu bu hat üzerinde. Siyasetin ticaret sevmediğinin yalan olduğunu fısıldıyordu adeta hepimize.
Demek ki bazen, taraflardan birisi veya her ikisi, televole sektörünün işlevini görmesinin dışında, eğer kamuyu ilgilendirecek kadar ünlü biriyse ve bu ünlülerin bu duygusal tercihleri hâkim olan politik-ekonominin bir izdüşümünden başka bir şey değilse, mutluluk temennisinin ötesine geçilebiliyor.
Özel hayatın gizliliği, kimliğinden azade olarak bir kadının iradesine olan saygı, bir konuya salt “ahlakçı” bir yerden ver yansın edilmemesi gerektiği, kendisi ünlü olduğu kadar seçimleriyle de ünlü olan bir kimsenin ne olursa olsun kişilik haklarının gözetilmesi, bu ilişkinin izini sürme gayretimizin elbette haricinde olarak bakidir. Ancak, ortaya koymaya çalıştığımız düzlem, politika, ekonomi ve sanatın birbirine yapışık olduğu bir balçığın yeni bir örneğinden başka bir şey değildir. Bu sebeple de diyebiliriz ki Iraklı Rassan Khosnaw‘ı Ebru Gündeş boşuna tercih etmemiştir.
