Perşembe, Nisan 25, 2024

Dünya’nın Ortası

Ekvator’da da iki ayrı ekvator çizgisi anıtı var. Birincisi eski ve geleneksel kabul gören, ikincisi ise bir başka yerde 2000 yılında askeri GPS sistemleri ile ölçülen ve daha doğru olan çizgi… Eski çizginin yeri halen daha çok ziyaretçi alıyor, kimse de bilimsel ölçümlere göre çizgi tam buradan geçmiyor demiyor.

Sizlere bu satırları Dünya’nın tam ortasından yazıyorum. Ekvator çizgisindeyim.

Ülkenin başkenti Quito şehrinin yaklaşık 30 km kuzeyinden geçen Ekvator çizgisi dünyamızı kuzey ve güney yarım küre olmak üzere ikiye ayırıyor. Ekvator Çizgisi aslında kuzey ve güney kutup noktalarına eşit mesafedeki noktaların birleştirilmesiyle ortaya çıkan hayali bir çizgi. Hayali bir çizgi olmasına rağmen kusursuz bir matematik ile hesaplandığı için somut etkilerini çizginin tam üzerinde görebiliyorsunuz.

Ekvator Çizgisi enlemlerin başladığı yer olarak kabul ediliyor. Dolayısıyla sıfırıncı enlem. Ekvator Çizgisinin güneyinde 90, kuzeyinde 90 olmak üzere toplam 180 enlem var. Örneğin Türkiye 36 – 42 Kuzey enlemleri arasında yer alıyor. Bir başka deyişle, Dünya’nın tam ortasından 36 enlem daha yakarıdayız. Bu da bizi Kuzey Yarımküre ülkesi yapıyor.

Dünya’nın tam ortasında, ekvator çizgisinin üzerinde yerçekimi diğer yerlere göre daha az. Bunu kanıtlamak için tur rehberimiz ufak bir deney yaptı. Gruptan gücüne güvenen 5 erkeği seçti. Ben de deneye katıldım. İki elimizi yüzümüzün hizasında sıkı sıkıya birleştirmemizi istedi. Kendisinin sadece tek elini kullanarak iki elimizi aşağıya kolaylıkla indirebileceğini iddia etti. Ayrıca kendisine karşı koymamızı ve direnmemizi istedi. Tur rehberimiz 1.60 boyunda ufak, genç bir kadındı. Bu yüzden hiçbirimiz bunu yapabileceğine inanmadık. Ben dahil gruptaki 4 kişinin elini hiç zorlanmadan kolaylıkla indirebildi. Bir kişide zorlandı, ama itiraf edeyim ki o da gruptaki en iri ve güçlü olan katılımcıydı.

Bir başka deneyde ise baş ve işaret parmağımızı birleştirerek bir daire yapmamızı istedi. Kendisinin sadece serçe parmağını kullanarak iki parmağımızla oluşturduğumuz daireyi bozabileceğini iddia etti. Karşı direnç göstermemiz serbestti. Beşimizi birden serçe parmağıyla kolayca alt etti.

Bir başka deneyde ise bir çivinin üzerine tavuk yumurtasını birkaç saniyelik uğraş sonunda oturtabildi. Yumurta yer çekiminin azlığından dolayı düşmeden çivi üzerinde sabit kalabildi. Sonrasında ben de denedim ama beceremedim. Yumurtaya yazık oldu.

Son olarak Barış Manço’nun 1987’de Ekvator Çizgisine giderek yaptığı suyun akış yönünü belirten o efsanevi deneyini yaptık. Bir neslin bilime karşı ilgisini ve sevgisini arttıran deneyi yıllar sonra tekrar etmek hem eğlenceli hem de duygusal bir andı. Bu vesileyle Barış Manço’nun vizyonuna ve sanatçı kişiliğine bir kez daha hayranlık duydum. Moda’daki evinde şan, şöhret ve lüks içinde yaşamak varken, Türk gençleri dünyayı görsün, tanısın, bilsin diye sen kalk bin bir zahmete katlanarak (1987 ulaşım ve teknoloji imkanlarını düşünün) Ekvator Çizgisini bul ve Coriolis Etkisini gösteren deneyler peşinde koş…

Gerçi günümüzden yaklaşık 40 yıl önce Seyşeller’de klip çeken, domates-biber-patlıcandan aşk şarkısı çıkartan, çay tarifiyle gençlere nasihatlar veren (Nane Limon Kabuğu), koca bir doktora teziyle anlatılabilecek ahlak felsefesi konusunu bir şarkıyla özetleyen (Halil İbrahim Sofrası), dönemin en güçlü siyasetçisini şarkılarıyla hicvedebilme cesareti gösteren (Süleyman), çocuklara, hayvanlara, gençlere, ihtiyarlara, Anadolu’ya ve hatta 2023 yılına şarkı yapan bir dehadan başka türlüsü de beklenmezdi. Bu vesileyle vefat yıldönümünde Manço’yu tekrar saygıyla anıyorum.

Konumuza geri dönersek, Ekvator bu coğrafi konumunu son derece iyi kullanıyor. Quito şehrinde birçok yerde Dünya’nın ortasında olmanın ve ekvator çizgisinin reklamıyla birçok farklı ürün ve aktivite pazarlanıyor. Hatta ekvator çizgisinin geçtiği kasabanın resmi adı bile ‘Dünya’nın Ortasındaki Şehir’ olarak değiştirilmiş. (La Ciudad Mitad del Mundo)

Önceki yazılarımda belirtmiştim, turizm her şeyden önce bir pazarlama işidir. Ürününüz ne kadar iyi veya kötü olursa olsun iş dönüp dolaşıp pazarlamaya bağlanır. İyi pazarlanan turizm destinasyonları gezginleri kendisine çeker.

Şimdi siz değerli okuyucularımdan Google’a girip ‘the middle of the earth’ (Dünya’nın merkezi) cümlesini aratmasını rica ediyorum.

Google’a göre Dünya’nın merkezi Türkiye’de Kırşehir.

1973’de yapılan bir araştırmaya göre dünyadaki kara parçaları ve kıtalar, kısacası üzerinde insan yaşayan fiziki toprak parçaları göz önüne alındığında ise, dünyanın tam ortası Kırşehir çıkıyor. Bir başka araştırmaya göre tam koordinatlar Çorum ilini gösteriyor. Bazı kaynaklarda Mısır olduğunu iddia ediyor.

Dediğim gibi turizm bir pazarlama işidir. Bu ölçümler bilimsel makaleye konu olacak doğrulukta olmak zorunda değiller. Zaten Ekvator’da da iki ayrı ekvator çizgisi anıtı var. Birincisi eski ve geleneksel kabul gören, ikincisi ise bir başka yerde 2000 yılında askeri GPS sistemleri ile ölçülen ve daha doğru olan çizgi… Eski çizginin yeri halen daha çok ziyaretçi alıyor, kimse de bilimsel ölçümlere göre çizgi tam buradan geçmiyor demiyor.

Kırşehir veya Çorum olsun… Biz bunu bir turizm ürünü olarak ne kadar pazarlayabiliyoruz? Devasa bir anıt yapılsa, ziyaretçilere sertifikalar verilse nasıl olurdu?

Bir sonraki ülkem Kolombiya’da görüşmek üzere…

PolitikYol'da yayınlanan yazılar her gün öğlen mailinizde!

spot_img
PolitiYol Telegram'da

GÜNÜN YAZILARI

SÖYLEŞİLER

SOSYAL MEDYA

13,609BeğenenlerBeğen
10,160TakipçilerTakip Et
60,616TakipçilerTakip Et
9,354AboneAbone Ol

GÜNDEM

ÇEVİRİLER

Bir Cevap Yazın

YAZARIN DİĞER YAZILARI