Agrobay işçilerinin direnişi tarım işçilerinin yıllardır karşılaştıkları sorunları da gün yüzüne çıkartırken, işçilerin birçok sektörde yaşanan sorunlarla benzer olan sorunları birlikte hareket etmeyi örgütlenmeyi, yoksulluğa karşı mücadeleyi gerektiriyor.

Bugünün ekonomik kriz koşulların da tarım sektörün de yoğun olarak çalışan çocukların birçoğu okullarını bırakıp geçici işçilikten sürekli işçiliğe geçiş yapıyor. Kız çocukları bu durumdan erkek çocuklarına göre daha fazla etkileniyor. Çocuk yaşta çalışmak zorunda kalmaları ile çocuk yaşta evlenmek zorunda kalmaları aynı sistemin sonuçlarından kaynaklı. Kapitalizmin yoksulluk yaratan tarafıyla toplumu gelenekler, cemaatler ile yönetmesi aynı musluktan akan su gibi.

Yoksulluk süreklileşmiş bir hâlken şimdi derinleşmiş durumda. Agrobay seracılık yıllarca yetişkinlerle beraber çocukları da çalıştırmış, üretim ağırlığı domates olan 2003 yılından bu yana faaliyet gösteren anonim bir şirket. İzmir Dikili’de 250 dönümlük bir alana sahip Avrupa’nın en büyük serası olan bu şirket şimdi Dünya’nın birinci sırasına yükselmek iddiasıyla sendikalı olan kadın işçilerini işten çıkarttı.

Şirketin internet sayfasında birazcık inceleme ile yapılınca ne kadar yatırım yapıldığı, istihdam ve ihracat hedefleri hepsini görebilirsiniz. Üretimin modern seralarda yapıldığı birçok sertifikaları var. Bu şirketin işçilerin sendikalaşmasındaki rahatsızlığı diğer üretim yapan şirketlerle aynı. Üretim sürecinde ucuz iş gücünün kârın başlangıcı olarak görüyorlar. Çocuk işçi çalıştırmaları da o yüzden.  Yetişkin işçilere asgari ya da asgari ücretin altında ücret vermeleri sendikalaşan işçilerin bu duruma boyun eğmemeleri bir direniş hikâyesini ortaya çıkarıyor.

Kadın işçilerin çalışırken karşılaştıkları sorunları şöyle anlatıyorlar. “sürekli baskı ve mobbinge maruz kalarak ve yıllar sonra yaptırılan sigortaları ile çalıştıklarını, kıdem ve ihbar tazminatlarının ödenmediği, asit ve tarım ilaçları içerisinde işçi sağlığı ve iş güvenliği olmaksızın hiçbir koruyucu ekipman verilmeden çalıştırıldıkları ve çoğu işçinin astım hastası olduğu,  birçok iş kazasına maruz kaldıklarını, iş esnasında kullanmaları gereken eldivenlerini dahi kendi paraları ile aldıklarını, hasta olduklarında zorla çalıştırıldıklarını, bir gün işe hasta olup gitmemeleri durumunda onun yerine iki gün çalıştırıldıklarını, izin hakları olmasına rağmen mesaiye çağrıldıklarını gelmediklerinde ise çeşitli hakaretlere uğradıklarını, bayramlarda çalışmak istemediklerinde işten atılmakla tehdit edildiklerini ve günde sadece bir defa lavaboya gidebildiklerini söylüyorlar”

Yine işten atılan kadınların hepsi çocukken o iş yerinde çalışıyorken bugün aynı iş yerinde çalışırken işten atılıyorlar. Günlerdir kurdukları çadırda uğradıkları haksızlıkları anlatırken karşılarına çıkarılan güvenlik güçleri bir yana, destek için gelenler sera patronuyla görüşürken patronunun mahkemeyi işaret etmesi kendi haksız hukuksuz tutumunu gizlemek için olabilir mi?

Tarım emekçilerinin geçici ve çoğunun sigortasız çalıştırılması nedeniyle sendikalaşmanın en zor olduğu bu sektörde, sendikalaşan işçileri başka nedenlerle işten çıkarmalarına karşı Tarım- Sen sendikasının dik duruşu örnek bir mücadeleci sendikanın nasıl olmasına dair iyi bir örnektir. Agrobay patronunun işten çıkarma sebeplerine dair açıklamasına karşı sendikanın açıklaması şöyle:

  • Hiçbir işveren sendikal sebeple işçi işten attım demez, diyemez. Aylardır gizlilikle sürdürdüğümüz üyelik çalışması ücretsiz izin dayatması karşısında hızlanmış ve bundan yönetimin haberi olmuştur. Gerek işçilerin ağzını arayarak gerekse gözetim altında tuttukları işçilere baskı yaparak bilgi alan Agrobay yönetimi ‘Nereden bileceğiz üyeleri?’ gibi zavallı açıklamalarla safa yatmaya çalışmaktadır.
Tarım emekçilerinin geçici ve çoğunun sigortasız çalıştırılması nedeniyle sendikalaşmanın en zor olduğu bu sektörde, sendikalaşan işçileri başka nedenlerle işten çıkarmalarına karşı Tarım- Sen sendikasının dik duruşu örnek bir mücadeleci sendikanın nasıl olmasına dair iyi bir örnektir.
  • Agrobay yönetimi açıklamasında toplum ve halk sağlığını çokça önemsiyormuş gibi, Tobamovirüs önlemleri sebebiyle işçilere ücretsiz izin dayatmasını bir tür rica ve çözüm gibi ifade etmiştir. Yasa tanımazlara hatırlatalım. Ücretsiz izin işçinin onayı olmadan tek taraflı verilemez. İşçiler ücretsiz izne çıkmak istemediklerini ya tazminatlarını alıp çıkmak ya da ücretli olarak çalışmak istediklerini söylediğinde, zorla baskıyla ‘Hayır ücretsiz izne çıkacaksınız’ diyen yönetim, ‘Tazminatını vermem’ diyen yönetim şimdi ‘ince’ dillerle durumu manipüle etmektedir. Kadın işçileri 80°’de, klorların içinde, ölümüne ve bir dönem sigortasız çalıştıran Agrobay’ın sağlık vurgusu komiktir. İşçilerin sağlığını hiçe sayanlar virüs önlemini ancak kârları düştüğü için alır, halkın sağlığını önemsedikleri için değil.
  • Sendika üyelik çalışması yapan iki mühendisin işten atılması işçilerin sabrını taşıran son damla olmuştur. Yine hukuk tanımazlara anlatalım. Toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkı Anayasa ve diğer uluslararası antlaşmalar ile güvence altına alınmış bir temel haktır. Her vatandaş hiçbir izin alınmadan, eylemin anlam ifade ettiği yerde toplantı gösteri yürüyüşü yapma, düşünce ifade özgürlüğünü gerçekleştirme hakkına sahiptir. İşçilerin tepesine çöreklenip, çöp gibi kapının önüne koyup sonra da sessizlik telkin eden yönetim sorunun esas kaynadığıdır, provakatif eylemi kendileri yapmıştır.

ü

Agrobay işçilerinin direnişi tarım işçilerinin yıllardır karşılaştıkları sorunları da gün yüzüne çıkartırken, işçilerin birçok sektörde yaşanan sorunlarla benzer olan sorunları birlikte hareket etmeyi örgütlenmeyi, yoksulluğa karşı mücadeleyi gerektiriyor.

ü

ü

ü

Editör: Özgür Hüseyin Akış