Yabancı fona karşı değilim. Yabancı fonu ülkeye sokmak da başarı. Ama yıkıcı etkilerini azaltmak hatta engellemek gerek. Adam deli kazancı görmüş, Türkiye’ye çağlayarak geliyor. Koy menkul kıymet vergisini, artır gümrük vergilerini. Ama ne yaptılar? Vergileri sıfırladılar. DÜNYA GÜNDEMİ Çin, 2023 ekonomik büyüme hedefini %5 olarak belirledi. 2010 – 2020 yılları arasında %7 ile %10 arasında büyüyüp dünya büyümesine ciddi etki yapan Çin’in geçen seneye göre daha düşük bir büyüme hedeflemesi durgunluk beklentilerini tetikledi. 2020 yılında %6.80 daralıp 2021 yılında %18,30 büyüyen Çin’in “Sıfır Covid” politikasından vazgeçmesi, tüketici taleplerinin artması ile daha agresif bir büyüme hedefi belirlemesi bekleniyordu. FED, geçen hafta yine piyasalarda dalgalanmaya yol açtı. Hafta başı Powell, “faiz artırım hızının artabileceğine ve %5,1 hedefi üstünün konuşulabileceğine” dair oldukça şahin açıklamalar yaptı. Bu açıklamalar sonrasında 2023 yılında “faiz indirimi” bekleyenlerin sayısı gitgide azalıyor. Hafta sonuna doğru ABD tarım dışı istihdam verileri açıklandı. Veriler beklentilerin altında kalsa da, bir önceki aya göre düşük gelmesi olumlu algılandı. Beklenti 205 bin artış iken 311 bin olarak gerçekleşti. Ancak bir önceki ay 504 bin olduğundan piyasalar olumlu karşıladı. Hafta başı Powell açıklamaları ile FED’in Mart ayında 50 baz faiz artışı ve faizin zirvesinin %5,5 hatta %6 olacağı beklentisi arttı. Dolar diğer paralar karşısında değer kazandı; hisse senedi, kripto paralar, değerli madenler gevşedi. Hafta sonu gelen ABD istihdam verileri ise tam tersi bir etki yarattı. Sürekli yazıyorum. “Dünyanın sorunu keşke faiz artırarak yada düşürerek çözülecek kadar basit olsa. Her söylem ve her veri piyasaları dalgalandırmaya devam edecektir.” Dünya Emtia endeksi: 106 puana kadar gevşedi. Buna rağmen dünya enflasyonu yüksek setretmekte ısrar ediyor. Fiyatlar gevşerken enflasyonun artması doğal olarak ciddi endişe yaratıyor. Bu denklem, resesyon kaygısını artırıyor; resesyon kaygısı ise bu denklemi daha endişe verici hâle getiriyor. Resesyon beklentisi artması değerli madenlere talep getirir. Servet vergileri gündemde: ABD’nin bütçesini dengelemek için yeni vergilere gidebileceği söyleniyor. 2008 den beri ama özellikle 2020 den sonra piyasaya saçılan paranın geri çekilmesi için gerekli bir uygulama sanki. Türkiye bütçesi de şubat ayında rekor açık verdi. Ama bırakın ilave vergi almayı seçim korkusundan vergi almayacaklar nerdeyse. ABD, Bankacılık depremi: Silicon Valley Bank’ın 175 milyar dolarlık müşteri mevduatı fona devredildi. Banka battı kısaca. 2008 den beri en büyük banka batışı. Ekonomiyi ve hisse senedi piyasasını dalgalandıran bir konu daha. ABD de mevduat sigortası 250 bin dolar. Bu bankada daha fazla mevduatı olanlar soğuk soğuk terlemeye başlamıştır. Ayrıca ABD yetkilisi başka bankalarında izlenmeye alındığı belirtti. Batışın ABD nin diğer bankalarına ve dünya bankalarına kadar genişleyeceği endişesi risk algısına olumsuz etki yapacaktır.
2023 yılının yeni iktidarı, 2003 yılının iktidarı kadar şanslı değil. 2002 yılında ülke dibe vurmuş geri dönüyordu. Bugün ise dipte baygın yatıyor. Ama 2003 yılında majör ülke paraları 2 trilyon dolardı, bugün 20 trilyon dolar.
TÜRKİYE GÜNDEMİ TCMB ve BDDK kararları: MB, bankaların ihtiyaç kredi faizlerine üst sınır getirdi. Bu sınırı geçen bankalar geçme yüzdelerine bağlı olarak kredi tutarının %20 ve %90’nı oranında menkul kıymeti karşılık olarak tutmak zorunda. BDDK, Aralık ayında bankaların özkaynakları içindeki net döviz pozisyonunun özkaynaklara oranını %20 den %5 seviyesine çekmişti. Bu hafta yeniden %5 den %10 seviyesine yükseltti. Ömer Gencal paylaşmıştı; “Türkiye’nin döviz cinsi borç stoku toplam borcunun %65 seviyesine çıkmış. Bütçe açığını fonlamak ve kuru baskılamak için bankalara zorla devlet tahvili aldırmak ve kredileri kısıtlamak çözüm değil.” Dolar 15 lira olur mu? Amerikalı Wellse Fargo Bank, Millet İttifakı seçimi kazanırsa doların 15 liraya kadar düşebileceğini açıkladı. Yazılarımı takip edenler bilecektir, aynı iddiayı Kasım 2022 ayında bende dile getirmiştim. Dolar 12 lirayı, 15 lirayı görebilir mi, görebilir. 2003 yılında 1,7755 lirayı gören dolar, 11 ayda %26 düşerek 1,30 lirayı görmüştü. Nisan 2013 ayında hâlen 1.80 lira civarındaydı. Neden? Çünkü 2002 sonunda ülkede döviz yoktu. Az olan değerlidir. Dolarda değerliydi. 2003 yılından 2008 yılına kadar ülkeye yabancı fon yağdı. Döviz fazlalaştığı için dolar 1,14 liraya kadar düştü. Mortgage krizi ile Türkiye’den ayrılmaya başlayan yabancı fonlar Major Merkez Bankalarının piyasayı paraya boğması ile yine geri döndü ve 2013 yılına kadar Türkiye’de kaldı. Yabancı fonlar Türkiye’ye “Asrın Lideri” yönetiyor diye gelmedi, deli kazanç sağlayacak ortam buldukları için geldi. Türkiye’de iktidar değiştiği gün benzer kazanç olanağı doğabilir. Yabancı 100 bin dolar getirip liraya 19 liradan çevirse 1.900.000 lira eder. Bunu %15’den bir yıllık mevduat yapsa vade sonu kabaca 2,185,000 lirası olur. Döviz gelip bollaşınca değeri düşeceği için diyelim dolar 16 lira oldu, dolarını geri alsa 136 bin doları olur. Bir yılda dolar bazında %36 kazanç. Deli kazanç. Yabancı bu kazanç için gelir. 2003 yılında da bu kazanç için geldi. Yabancı fona karşı değilim. Yabancı fonu ülkeye sokmak da başarı. Ama yıkıcı etkilerini azaltmak hatta engellemek gerek. Adam deli kazancı görmüş, Türkiye’ye çağlayarak geliyor. Koy menkul kıymet vergisini, artır gümrük vergilerini. Ama ne yaptılar? Vergileri sıfırladılar. Gelen dövizi ithalatı ikame edecek sanayi ve tarım yatırımlarına yatıracaklarına asfalta ve inşaata yatırdılar. Yapmayın diyenlere; “Cahil, cahil konuşmayın, yol olmazsa ticaret nasıl büyüyecek” dediler. Şimdi de döviz düşecek diyenlere “İthalat patlar, dış ticaret açığı büyür, ülke batar” diyorlar. Gerçekten komik adamlar. 2023 yılının yeni iktidarı, 2003 yılının iktidarı kadar şanslı değil. 2002 yılında ülke dibe vurmuş geri dönüyordu. Bugün ise dipte baygın yatıyor. Ama 2003 yılında Major ülke paraları 2 trilyon dolardı, bugün 20 trilyon dolar. 2003 yılında bu paranın yüzde onu, 200 milyar dolar gelmişti. 2023 yılında yüzde ikisi gelsin. 400 milyar dolar eder. İşler iyi giderse ben çok daha fazla gelebileceğini düşünüyorum. Önemli olan gelen dövizi nasıl kullanacağımız. AKP iktidarı hatasına düşersek, beş yıl sonra yabancı yeniden çıktığında, 450 milyar dolar olan dış borcumuzu bir trilyon dolar olarak bulabiliriz. PİYASA DOLAR/TÜRK LİRASI: 21,5 – 22 lira arası hedefimizde değişiklik yok. Ama yatay seyir biraz daha devam edecek gibi duruyor. BİST100: Hem S&P hem D&J ciddi desteklerinin altına geldiler. Bu hafta yukarı atamazlarsa gevşeme sertleşebilir. Global resesyon, global faiz artışları, Rusya-Ukrayna savaşı. Hep hisse senedi piyasası aleyhine. Türkiye borsası için yorum yapmamak daha akıllıca. ALTIN/ONS: 1825 dolar destek, 1880 dolar direnç devam ediyor. Global faiz artışlarına karşı böyle ayakta durabilmesinin sebebi; global resesyon ve Rusya savaşı. EURO/USD: Birkaç hafta 1,05-1,08 bandında dinlense de 1,1180 hedefim duruyor. BRENT PETROL: 81, 79 ve 75 dolar destekleri. 86,80 dolar direnci. BITCOIN: Ocak ayı başında haftalık kapanışı 17.450 dolar altına gelmedikçe hedefi 24.000 dolar diye tahmin yürütmüştük. Bir önceki hafta da 19.750 dolara kadar gevşeyebilir diye tahmin etmiştik. 19.750 dolar altında kalırsa 12.450 dolar hedefe girer.