Depremler ülkesi Japonya’dan neler öğrenmeliyiz?
Politikyol
Trenlerde saniye hesabı yapan Japonya, binalarını yaparken de en küçük bir hasara sebebiyet verebilecek bir ihmali de ortadan kaldırıyor. Her yıl küçüklü büyüklü ortalama 2000 depremin yaşandığı ülkede doğal afetlerin önüne kaderci bakış açısıyla değil, mantığın, bilimin ve teknolojinin kullanıldığı bir çok yöntemle geçiyorlar.
Bu satırları depremler ülkesi Japonya’dan yazıyorum.
Sorgulamanın tam yeri ve tam zamanı şimdi. Artık biliyoruz ki deprem değil, ihmal öldürür. Çürük binalar, bu binaların yapımına göz yuman yetkililer, işini iyi yapmayanlar öldürür.
En az Japonya kadar deprem olan Türkiye’nin neden hala bu kadar kayıp verdiğini anlamak kolay; neden hala önlem alınmadığını, hazırlık yapılmadığını anlamak ise çok zor.
Uzmanların sürekli uyarılarına rağmen önlem alınmaması kesinlikle ve kesinlikle yetkililerin suçudur. Depremle yaşamayı hala öğrenemiyoruz. Doğal afetleri için ne önlemimiz, ne hazırlığımız var.
1999 depremini Türkiye’de, Japonya’da ise bir çok depremi bizzat yaşadım.
1999 ve 2023 arasında ne değişti diye kendimizi sorgulamanın tam zamanı.
JAPONYA’DAN NELER ÖĞRENMELİYİZ?
Japonya’dan elbette jeoloji ve inşaat mühendisliği ve deprem teknolojileri konusunda öğreneceğimiz çok şey var. Yalnız öğrenmemiz gereken bir diğer şey ise “dürüstlük ve iş ahlakı”. Japonya’da toplumun her kesiminden insan ve meslek gruplarına baktığımızda; mühendis işini en iyisi ile yapıyor, belediye çalışanı çöpleri itinayla topluyor, insanlar çöplerini en temiz haliyle çöp toplama yerlerine bırakıyor.
Toplum, en küçüğünden büyüğüne organize olmuş ve birbirine yardımcı olur durumda. Bununla birlikte Japonların kendi içerisinde birbirlerini de aynı zamanda organize edebildiği, kelime ile ifade edecek olursak “kakunin” denilen bir kontrol mekanizması var.
Yapılan en küçük iş bir diğer kişi ve kişiler tarafından defalarca kontrol ediliyor. En ufak bir ihmal hayatın hiçbir yerinde söz konusu bile değil. Trenlerde saniye hesabı yapan Japonya, binalarını yaparken de en küçük bir hasara sebebiyet verebilecek bir ihmali de ortadan kaldırıyor. Her yıl küçüklü büyüklü ortalama 2000 depremin yaşandığı ülkede doğal afetlerin önüne kaderci bakış açısıyla değil, mantığın, bilimin ve teknolojinin kullanıldığı bir çok yöntemle geçiyorlar.
Japonya, en erken tarihli olan 599 yılında ki Nara depreminden sonra Japon depremlerinin tarihi kayıtlarını tutup, 1982’de İmparatorluk Deprem Araştırma Komitesi oluşturmuş, 1899'da Japon Depremlerine İlişkin Tarihsel Veri Kataloğu olarak yayınlanmış. 1923 Büyük Kantō depreminin ardından, İmparatorluk Deprem Araştırma Komitesi, 1925'te Deprem Araştırma Enstitüsü olarak değiştirilmiş ve depremler kayıtlarıyla birlikte bir kaynakça oluşturulmuş.
1950 yılında düzenlenen “Yapı Standartları Yasası" ile deprem, yangın gibi bir çok doğal afetin önüne geçilebilecek maddeler ile yapıların ve insanların güvenliği düşünülmüş. Japon Bina Standartları Yasası’nın amacı ise, insanların hayatlarını, sağlıklarını ve mallarını korumak ve refahın artmasına katkıda bulunmak için inşaat sahaları, yapılar, tesisler ve kullanımlar için asgari standartları belirlemektir. Buraya kadar herşey olması gerektiği gibi fakat, devletin tüm idari mekanizmalarından, inşaaat şirketlerine kadar herkes bu kurallara kayiten uyuyor.
2011’de yaşanan büyük felaket bu kontrol mekanizması sayesinde Sendai’de eğer ki tsunami olmasaydı neredeyse depremi hasarsız atlatmış olacaktı. Kaldı ki 2011 sonrasında çok sayıda 7 ve üstü depremler yaşandı. Burada belki deprem yasaları, deprem tarihi, deprem teknolojileri uzun uzun anlatılabilir fakat Japonya’da toplumun her birimi bu yasalara harfiyen, kesinlikle uyuyor. Mekanizma, devlet, inşaat şirketleri, mühendisler ve inşaatı yapanlar ile sorunsuz şekilde işliyor. Peki Türkiye? Biz yapılarımızda bu standartları ne zaman sağlayıp, ne zaman uygulayacağız. İnsanımız ne zaman insan gibi yaşayacak?
Japonya’dan öğrenmemiz gereken teknolojilerin yanında, artık Türkiye’de insanlarımıza ahlak, iş ahlakı derslerinin de eğitim müfredatına konulması gerektiğine inanlardanım.
Hepimiz sorumluyuz! Ülke’de işini yapmayan herkes kadar bunlara göz yumarak bizler de bundan sorumluyuz. İnsanca, güvenle yaşamak Türkiye’nin hakkı.
JAPONYA DEPREME NASIL HAZIRLANIYOR?
Japonlara anaokullarından itibaren “depremle yaşamak” üzerine bir çok eğitim veriliyor. Eğitimler her daim uygulama üzerine ve çocuklara da belli aralıklarla deprem olduğunda neler yapılması gerektiği üzerine tatbikatlar yaptırılıyor. Elbette Japonya’da ki yapıların güvenli oluşundan kuşku duymadıklarından olası bir deprem anında herkes soğuk kanlı bir şekilde yapması gerekenleri yapıyor ve uyguluyor. Deprem olduğunda öncelikle evlerden çıkmayın uyarısı yapılıyor. Depremi önceden haber veren deprem uyarı sistemi ile tüm halk depremden 1-1,5dk önceden cep telefonlarına gelen uyarı alarmı ile uyarılıyor. Japonya’da sistem insan hayatının güvenliği ve refahı üzerine kurulmuş.
Bununla birlikte her Japon’un evinde muhakkak bir deprem çantası bulunuyor.
Standart bir deprem çantasında, şu, en az bir günlük yiyecek, konserve ve konserve açacağı, düdük, bir el feneri, taşınabilir bir radyo, pil, şarj cihazı, ilk yardım çantası, battaniyeler, yağmurluk ve önemli belgelerin kopyaları (pasaportlar, banka bilgileri, evinizin tapusu vb.) ve nakit para bulunuyor. Ve evler depremle birlikte yaşanabilir hale getiriliyor. Az eşya, ve duvarlara monte edilmiş dolaplarla ev içi güvenlikte muhakkak sağlanıyor. Can ve yapı güvenliği sağlandıktan sonra halka deprem öncesi, deprem anında ve sonrasında yapılacaklarla ilgili tüm halk bilgilendirilmiş durumda ve herkes harfiyen kuralları uyguluyor.
Haberler sürekli olarak güncelleniyor fakat Japonya tarafından haberler şu an için; Japon hükümeti, Türkiye'deki depremin ardından Japonya Uluslararası Afet Yardım Ekibini gönderme kararı aldı. 18 kişi önceden yolcu olarak Haneda Havalimanı'ndan yola çıktı.
Hepimiz sorumluyuz! Ülkede işini yapmayan herkes kadar bunlara göz yumarak bizler de bundan sorumluyuz. İnsanca, güvenle yaşamak Türkiye’nin hakkı.
Yorumlar