Yaşanılan bu depremle birlikte ne kadar birbirimizle kutuplaştırılmaya çalışılırsak çalışalım en ufak acımızda yine merhemimizi kendimizin üretebileceğini görmüş olduk. Şu andan itibaren bize düşen cumhurbaşkanı ve devletin önderliğinde acılarımızı sarıp yeni felaketler olmadan depreme karşı önlem almamızdır. Kaybedecek en ufak bir zamanımız bile yok!
TDK Büyük Türkçe Sözlüğüne göre şerefsiz “şereften yoksun olan, onursuz” anlamına geliyor.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a göre şerefsiz deprem bölgesine yardım gitmedi diyenleri tanımlamak için kullanılan bir söz öbeği. Bakınız, “Şu an itibarıyla Hatay’ımızda asker, polis, jandarma toplamda 21 bin 200 personel görev ifa ediyor. Bununla ilgili olarak da bazı haysiyetsiz, açık konuşuyorum, namussuz kişiler, kampanya yaparak ‘Hatay’da biz asker, jandarma, polis göremedik’ gibi yalan yanlış iftiralar atıyorlar. Bizim askerimiz, jandarmamız, polisimiz şereflidir ama bu şerefsizlerin ağzına biz onları meze yaptırmayız” örneğinde görüldüğü gibi.
Türkiye yaklaşık bir haftadır Kahramanmaraş’tan peş peşe gelen 7.8 ve 7.6 şiddetindeki deprem haberleriyle sarsılmış durumda. On ili etkileyen depremde can kaybı 20 bine yaklaştı.
Ülkenin dört bir yanında yaşayan vatandaşlar acı haberlerin ardından sosyal medya üzerinden benzeri görülmemiş bir dayanışma örneği sergiledi.
Bu yazıda tüm nesnelliği bir kenara bırakıp sayın cumhurbaşkanımızın açıklaması hakkındaki düşüncelerimi yazacağım zira günlerdir sahada canları pahasına haber yapmaya çalışan meslektaşlarımın yerine bana laf söylemek düşmez.
Günlerdir hem vatandaşların hızlıca örgütlenmesi hem de başta Oğuzhan Uğur ve Haluk Levent ve onun AHBAP’ı sayende benzeri görülmemiş bir yardım kampanyası başlatıldı. Özellikle sosyal medya üzerinden sürekli bir akış sağlandı enkaz adresleri, enkazların kaldırılması için vinç talebi bölgedeki eksiklikler gibi konular hakkında sürekli paylaşım yapıldı.
Bizzat kendimin de içinde bulunduğu paylaşım gruplarında hala kurtarma ve ihtiyaç çağrısı yapılıyor. Hal böyleyken biz vatandaşlar devletin gidemediği yerlere elimizi uzatmaya çalışırken ve birbirimizin yaralarını sarmaya çalışırken hiç değilse cumhurbaşkanımızın bizi takdir edeceğini düşünüyorduk.
Sayın cumhurbaşkanı günlerdir hem sosyal medyada hem de ekrana çıkan gazetecilerin buraya yardım gelmiyor isyanlarına rağmen bölgeye askeri yardımın gitmemesini inkar edip bunu söyleyenleri “şerefsiz” ilan etti.
Günlerdir bizzat kendim ve arkadaşlarım özellikle felaketin ilk günlerinde Hatay’a yardım gönderilmesi için elimizden geleni yapmaya çalıştık. Gerçekten de hepimizin malumu olduğu üzere ilk günlerde Hatay ve civarına yardım gönderilmemişti.
Salı günü T24 canlı yayınına katılan TİP Genel Başkan Yardımcısı ve Hatay Milletvekili Barış Atay yayında “Hiç elektrik yok sıfır. AFAD yok, AFAD hiç gelmemiş buraya. Yan yana beş altı apartmanın yıkıntısını vatandaşlar bir hafriyat gibi kazıyorlar. İnsanlar bir umut yakınlarına ulaştıklarına düşünüyorlar, henüz canlı çıkartma umudu olacak enkazlara iş makineleriyle girmiş durumdalar. Burada bunu yapmayın diyecek bir kişi bile yok. Hatay’ın bütün ilçeleri resmen terk edilmiş durumda” sözleriyle yaşananları anlatmaya çalışmıştı.
Cumhurbaşkanımızın bu sözleri sosyal medyada yardım toplamaya çalışan milyonlarca vatandaşta derin bir hayal kırıklığı yarattı. Eminim ki sayın cumhurbaşkanı bu sözleri günlerdir süren yorgunluğun ve yaşanılan acının etkisiyle sehven söylemiştir ancak cumhurbaşkanın bu sözleri özellikle cumhuriyet tarihinin en önemli seçimi yaklaşmışken hem kendi hem de muhalif seçmende hoş karşılanmadı. Günlerdir ülkenin farklı köşelerinde dört koldan yardım toplamaya çalışan vatandaşların üstüne tekrar kutuplaştırma tohumları serpmeye çalışmak bana göre son derece hatalı bir hamledir.
Yaşanılan bu depremle birlikte ne kadar birbirimizle kutuplaştırılmaya çalışılırsak çalışalım en ufak acımızda yine merhemimizi kendimizin üretebileceğini görmüş olduk. Şu andan itibaren bize düşen cumhurbaşkanı ve devletin önderliğinde acılarımızı sarıp yeni felaketler olmadan depreme karşı önlem almamızdır. Kaybedecek en ufak bir zamanımız bile yok!
Hepimizin başı sağolsun
