Cuma, Nisan 19, 2024

Cumhuriyet Davası’nda üçüncü gün

“Terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek” iddiasıyla tutuklanan Cumhuriyet gazetesi yönetici, yazar, muhabir ve avukatları hakkındaki dava, gözaltılardan 9 ay, iddianamenin hazırlanmasından 3 ay sonra önceki gün başladı. Davanın 3’üncü duruşması bugün görülmeye devam ediyor.

AHMET ŞIK’IN SAVUNMASINDAN

Ahmet Şık’ın savunması başladı. Şık, “3 gündür bu davanın saçmalığını arkadaşlarım anlattı, aslında içeriğine dair söyleyeceğim bir şey yok” dedi.

Söyleyecek fazla şeyim yok ama size aradığınız örgütün yol haritasını çıkartacağım. Yeni Türkiye denen garabeti inşa eden iki güç ayrıştı, adına iktidar denen kanalizasyon patladı. Medya köşelerinden yapılan tehditler yaşanacakların işaretiydi. Ortalığı pislik götürdü, götürüyor.

Devletin sahibinin kim olacağına ilişkin kavgaya tutuştular. Bu kavga, darbe girişimine kadar uzandı. Hakikati dile getirenlerin seslerinin kısılmaya çalışıldığı günlerden geçiyoruz. OHAL ile temel haklar askıya alındı. RTE ‘Bu darbe allahın bize bir lütfudur’ dedi. Ağzından kaçırdı. Şimdi bu lütfu yaşıyoruz. Nuriye ve Semih kardeşime dahi yanıt hapishane oldu. Yargı bağımsızlığı ortadan kaldırıldı. HDP genel başkanları esir edildi. 10 binlerce insan darbecilik-FETÖ’cülük suçlamasıyla gözaltına alındı50 binden fazlası tutuklandı.İşkencelerden geçirilenler oldu. KHK’larla liyakatin değil biatin esas alındığı AKP kadroları oluşturma yoluna gidildi Kamu’da.

Mahkeme başkanı “Savunmaya bağlı kal Ahmet Şık, köşe yazısı yazmanı istemiyoruz” dedi. Ahmet Şık ‘Savunmamın tamamını dinlerseniz anlayacaksınız’ diye cevap verince Mahkeme Başkanı müdahaleyi kesti. Şık savunmasına devam ediyor.

Erdoğan uykusunda konuşsa canlı yayın yapmak zorunda olan televizyon kanallarında, iktidar komiserleri olmadan siyasal program yapmak yasak.15 Temmuzda darbe engellendi ama cunta iktidar oldu. Medyanın tamamını iktidar borazanı haline çevirenler korkacağımızı, susacağımızı sanıyor anlatmaya devam edeceğiz.

FETÖ’nün idealize ettiği model 15 Temmuz sonrası başarılı oldu. Tam da bu nedenle FETÖ ne istediyse AKP vermiştir.

Şimdi o dönemin suç ve günahlarının tüm yükünü Gülen Cemaati’nin sırtına yükleyerek kendi rollerini ve suçlarını gizlemeye çalışıyorlar. Cemaatin tehlikeli hale gelecek güce erişmesinin en büyük sorumlusu, “Ne istedilerse veren” Erdoğan ve AKP’dir. Dolayısıyla Erdoğan ve AKP 15 Temmuz kalkışmasının da sorumluları arasındadırlar. Mehmet Dişli ve Partigöç’ ün hazırladığı teklifi AKP’liler olduğu gibi kabul ederek kanunlaştırdılar. 2012 Mayıs’ında yapılan yasal değişiklikle, askeri personelin 15 yıllık mecburi hizmet süresi 10 yıla indirildi.

Cemaat böylece, kendilerinden olmayan subaylardan bazılarının ordudan ayrılacağını hesaplıyordu. Öyle de oldu. Gülen ile mücadele planlı MGK kararını hiç uygulamadiklarını Erdoğan, Gül ve Bülent Arınç itiraf ettiler. Kandırılmadınız kandırmaya çalıştınız. Hayır kandırılmadınız, birlikte bizi kandırmaya çalıştınız. Şimdi de Cumhuriyetten FETÖ çıkartmaya çalışıyorsunuz.

Bekir Bozdağ, yargının Gülen cemaatine teslim edilmesinin baş sorumlularından birisidir. Biz FETÖ sebebiyle hapsedilmişken Bekir Bozdağ geçen haftaya kadar adalet bakanıydı.Kendi yaptığı atamaların ihraçlarını yönetiyordu.

Biz kuşkularımızı yazdığımız için hapisteyiz. Bir darbe kalkışmasının parçası olduğunu anlayabilecek kapasitede olmadıklarını itiraf edenler, orduyu ve MİT’i yönetmeye devam ediyor.

Canını ortaya koyarak darbeyi engellemeye çalışanların yaslı aileleri başta olmak üzere herkesin gerçekleri bilmeye hakkı var.

AKP iktidarı döneminde ortaya çıkan, polis adaylarının girdiği sınavlarda kopya çekilmesi soruların sınavdan önce Gülen Cemaati’nin dershanelerine sızdırılmasına yönelik etkin soruşturma yapmamaları onları tek başına sorumlu kılıyor. Gülen Cemaati, AKP iktidarda bulunduğu 14 yıl boyunca herhangi bir engelle karşılaşmadan nihai hedefine yol almaya devam etmiştir.

Söylediklerim savunma değil, ithamdır! Bu iddianame bir linç programıdır.

Bizlere yönelik bu operasyon düşünce özgürlüğüne yönelik bir oprasyondan başka bir şey değildir. Kimsenin kuşkusu olmasın, tüm kişi ve kurumlarıyla organize kötülük örgütünün bu ablukası da dağıtılacak. Hakikati boğmak isteyenlere inat gazetecilik yapmaya devam edenler var.

Cumhuriyet gazetesinde aradığınız “Örgüt”, şu anda Türkiye’yi yönetiyor. Bu siyasi operasyonun kılıfını hazırlayan metnin başında “iddianame” yazması, çöpe eşdeğer bu utanç vesikasını hukuki kılmıyor. Her siyasal iktidarın ve her dönemin yargısının kötüsü – suçlusu olmayı başardım. Kızıma bırakacağım bu mirastan gurur duyuyorum. Bu kirli düzen, suç hanedanlığı hep sürecek sananlar yanılıyorlar. Dün gazeteciydim. Bugün gazeteciyim. Yarın da gazetecilik yapmaya devam edeceğim. Taşlarını kendi döşedikleri cehennemlerine vardıklarında, akılları kör eden kibirden eser kalmaz. Kahrolsun istibdat, yaşasın hürriyet!

Mahkeme Başkanı: Gazetecilik sınırsız özgürlük müdür?

Ahmet Şık: Sınır gazetecinin hakikatle iliskisi ve kamu yararıdır

TURHAN GÜNAY’IN SAVUNMASINDAN

Cumhuriyet Kitap Eki Yayın Yönetmeni Turhan Günay’ın savunmasına geçildi.

1985’de başladığımda Cumhuriyet dürüst gazetecilik yapılan tek yerdi. Halen de öyledir. Cumhuriyet’e Hasan Cemal ve Okay Gönensin’in davetiyle geldim. 25 yıldır Kitap Eki’ni yönetiyorum.

İlk davamın üzerinden neredeyse 40 yıl geçti. Bütün davalarım beraatle sonuçlandı. Ben hiçbir zaman vakıf üyesi olmadım.

Bir kez dergiyi baskıya verirken boşluk kalınca, Oğuz Aral bir papatya çizdi komünizm propagandasından yargılandık 1 Mayıs haftasıydı.

Hiçbir zaman vakıf üyesi olmadım ama dosyada vakıf yönetim kurulu üyesi olduğum yazıyor.

Kitap fuarlarına davet için çağrıldığım telefon konuşmaları suça delil sayılmış. Sırf bu nedenle 267 gündür tutukluyum, şaka gibi.

Günay’ın savunması sona erdi, duruşmaya ara verildi.

Turhan Günay’a “Neden 3 kere boşandınız?” diye soruldu.

Turhan Günay “Annem ben bebekken ölmüş, ölüm tarihini bilmiyorum, savcı bey sayesinde öğrendim, teşekkür ederim. Boşanmalarımı da anlatayım mı?” diye yanıtladı.

HAKAN KARA’NIN SAVUNMASINDAN

Çoğulcu demokrasiyi, sağlıklı bir çevrede yaşamayı savundum. Suçlamaların tamamını reddediyorum. Ne benim ne ailemin boğazından FETÖ’nün tek kuruşu geçti. Gülerce tanık, ben sanık koltuğunda oturuyorum. 9 aydır hapisteyim. Tescilli FETÖ’cü Hüseyin Gülerce serbest, ben tutukluyum.Hiçbir Cumhuriyetçi Pensilvanya uçaklarına binmedi. Yıllarca FETÖ’yü öve öve bitiremeyen,yere göğe sığdıramayanlar, Hocaefendi Hazretleri derlerdi.Böyle bir ifadeyi hiç kullanmadım.

Henüz iddianame bile hazırlanmadan terörist dediler.

Henüz iddianame bile hazırlanmadan terörist dediler. Muhabirlikle başladım gazeteciliğe. 6 yaşında bir kızım var. Türkiye’de çevre konusunda duyarlılık oluştuysa, küçük de olsa benim de gazeteci olarak katkım var. Bunun için mutluyum. Akdeniz foklarını, endemik bitkileri yazdım. 10 yıl boyunca üniversitede ders verdim. 2000’e yakın öğrenci yetiştirdim.

Amaç Cumhuriyet’i susturmak ve tüm gazetecilere gözdağı vermek. Telefonumda Bylock yok. Hiçbir Cumhuriyet yazarı veya yöneticisinin de yok. Gazetede bugüne kadar 2 bini aşkın haber röportajım yayınlandı, bir tane terör övgüsü bulamazsınız. Basın Bayramı’nda gazetecilikten yargılanıyoruz ve gazetecilik suç değildir diyoruz

15 Temmuzun taşlarını döşeyenler cumhuriyetçiler değildir. Vakıf’ta ha bire proje ürettim. Cumhuriyet dijital yayıncılıkta geri kalmasın diye, o yönde katkıda bulundum. 40 yıldır Feto ile mücadele etmektedir bu gazete, 35 yılına ben şahidim.

İddianamede 267. sayfada ‘BYLOCK’ kullanıcısı 2 şüpheli ve haklarında FETÖ soruşturması bulunan 2 kişiyle iletişim kaydı bulunmaktadır’ diyor. Oysa daha yakından baktığımızda bu iddiaların gerçek olmaıdğını görüyoruz. ‘Bylock’cu olduğu iddia edilen kişilerle 2013’te konuşmuşum, iddianameye gore ‘Bylock’un ilk sürümü 2014’te yayınlanmış. HTS kayıtlarında arandı ve mesaj attı seçeneği var. Telesekretere mesaj bıraktı seçeneği de eklensin çok yoğunum.

ETS Turizm ile ilgili iddia doğru. Tatil için rezervasyon yaptırdım fakat şirketin hala ilanları tam sayfa yayınlanıyor. Bu şirketle görüşmek suçsa 2014’ten bu yana rezervasyon yaptıran 2 milyon 400 bin suçlu aramızda dolaşıyor. ‘Bylock’cularla görüşmek suçsa Türkiye’de 12 milyon suçlu var.

Bu iddianamede gerçekten niyet okumak diye bir şey var. “FETÖ’cülerle irtibat suçtur” diyen mantığa ben niyet okuma derim. Niyet okursam, “Bu iddiayı öne sürenler Türk yargısını çökertmeye çalışıyor” derim.

Yıllardır oluşturduğum haber arşivime el kondu. Sizden ricam bedelini ödeyeyim orjinali sizde kalsın ancak bir kopyasını verin.

Savunması sona eren Hakan Kara’nın sorgusuna geçildi.

Mahkeme başkanı Hakan Kara’ya “Yayın politikası konusunda vakıfta ‘Ya keşke şu haber yapılmasaydı’ gibi konuştuğunuz olmuş mudur?” diye sordu. Kara, “Hiçbir vakıf yöneticisi haber içeriğine, yayın politikasına karışmaz.” diye yanıtladı.

Hakan Kara’ya “FETÖ dışında PKK ve DHKP/C hakkında savunma yapacak mısınız?” diye sordu.

PolitiYol Telegram'da

GÜNÜN YAZILARI

SOSYAL MEDYA

13,609BeğenenlerBeğen
10,450TakipçilerTakip Et
60,616TakipçilerTakip Et
9,284AboneAbone Ol

EDİTÖR ÖNERİSİ

HAFTANIN ÇEVİRİSİ

SON HABERLER