Perşembe, Nisan 25, 2024

Cumhuriyet Davası’nda ikinci gün

268 gündür tutuklu bulunan Cumhuriyet gazetesi yazar, yönetici, muhabir ve avukatları dün ilk kez hakim karşısına çıktı. Davanın ikinci duruşması bugün görülecek.

“Terör örgütüne üye olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemek” iddiasıyla tutuklanan Cumhuriyet gazetesi yönetici, yazar, muhabir ve avukatları hakkındaki dava, gözaltılardan 9 ay, iddianamenin hazırlanmasından 3 ay sonra dün başladı. 12’si tutuklu 19 kişinin yargılandığı davanın ikinci duruşması bugün görülecek.

“Sansürün kaldırılışı” ve “Basın Bayramı” olarak kutlanan 24 Temmuz’da görülen ilk duruşmada Cumhuriyet Vakfı İcra Kurulu Başkanı Akın Atalay, köşe yazarı Kadri Gürsel ve gazetenin çizeri Musa Kart iddianamedeki suçlamalara yanıt verdi.

Gazetenin Genel Yayın Yönetmeni Murat Sabuncu’nun savunması ise, jandarmanın savunma evrakına el koyması dolayısıyla bugüne kaldı.

18.00 Bülent Utku’nun savunmasının ardından duruşmaya 18.30’a kadar ara verildi.

BÜLENT UTKU’NUN SAVUNMASINDAN

“3 yıllık meslek yaşantımda, düzenlediğiniz tensip zaptı gibi bir metinle, sıkıyönetim mahkemeleri dışında pek az rastladım. Zamanın koşullarını, ruhunu sadece 15 Temmuz darbe girişimi ve bu darbe girişimine karşı alınan önlemlerle açıklamak yetersiz kalır. 15 Temmuz’a gelene kadar bizler, bu “siyasal İslam-muhafazakâr” örgütlenmeye muhalif yerde konumlandık. Yargılanmamızın nedeni budur. Hapisteki gazeteci listesini verin diyoruz 144ü terör, 4’ü adi suçlardan içerde” dedi. Dosyamıza göz atılması herşeyi anlatıyor. Erdoğan”cezaevindeki 177 kişiden sadece 2’si sarı basın kartı sahibidir” diyor. Sadece bu dosyadaki 9 kişinin sarı basın kartı vardır. Nuriye Gülmen ve Semih Özakça cezaevine konuldular. Açlık grevi günlerce sürerken tutuklanmayı haklı-makul görecek hiçbir mazeret yoktur. Hdp genel başkanını herkesin içinde terörist ilan etti. Cumhuriyet “cesur olma hakkını” kullanan gazetelerdendir. Çekinmeden sözünü söyler. Objektif, bağımsızdır. Çok bedeller ödemiştir.”

SAVCI HERKESİ KANDIRMAYA KALKIYOR

“Tutanakta soruşturmaya resen başlandığı yazılı ise de kimse buna inanmasın. Savcı Murat İnam, herkesi kandırmaya kalkıyor. Savcı Murat İnam operasyon başlatmak için Aydın Engin’in yazısı dışında başka bir haber ve yazıyı gerekçe olarak göstermemektedir. Aydın Engin’in yazısıyla darbeciler arasında ilişki kurabilmek, ancak yasa, hukuk ve de mantık ile bir irtibatın kalmamasıyla olanaklıdır. Dosyadaki 8 yazının PKK ile ilgili olmadığı görünüyor Savcının FETÖ+PKK için operasyona başlama nedeni toplumda yaratılmak istenen algı Cumhuriyet Gazetesinin FETÖ ile ilintili olduğu algısının yalnız başına yaratılması yeterli bulunmamış, buna PKK da eklenmiştir.”

Yargılamaya saat 14.30’a kadar ara verildi. Davanın öğleden sonraki kısmında Bülent Utku savunma yapacak.

“SANA NE!”

“İddianamenin “Yayın Politikası Değişimi” başlıklı bölümüne verilecek tek cevabın, “Sana Ne!” olduğunu düşünüyorum.

Can Dündar’ın genel yayın yönetmenliğine atanmasına ilişkin Vakıf kararında Mustafa Balbay’ın imzası var. Bizi suçlayan da o. Cinayet işleyenlerin çoğu cinayet mahaline geri dönermiş Mustafa Balbay Silivri’ye görüşe geldi “Seninle görüşemeyeceğim”diye reddettim. Evet, Mustafa Balbay FETÖ/PKK ile ilişkilendirdiği beni ziyarete geldi. Tweeti delil kabul edilen budur; kabul edenler işte bu savcılar. Aranan kişi, arayanın FETÖ şüphelisi veya bylock kullanıcısı olduğunu bilemez Bu iletişimlerin delil olarak kabulü mümkün değildir. Çiğköfte için aradığım esnafı, manavı,balıkçıyı sık aradım diye FETÖ şüphelisi olma korkusu yaşatmaya kimsenin hakkı yoktur. sliye cezalık suçu terör dosyasına ekleme amacı laf olsun dosya dolsundur. Kötülükte sınır var mı? Yok.”

MUSA KART’IN SAVUNMASI: YANITIM, ÇOK NET VE KISA OLACAK; BU SUÇLAMAYI AYNEN İADE EDİYORUM!

MURAT SABUNCU’NUN SAVUNMASINDAN

Davanın başladığı gün gazetecilerin bayramıdır. Bizler bayram günü yargılanmaya başlanan gazetecileriz. Dün basın bayramıydı biz gazeteciliği, haberleri  savunmak durumunda kaldık. Biz bugünü otosansürün yıkılması olarak kutlayacağız.  Bu davanın savcısı, bizi tutuklatan kişi FETÖ’den ağırlaştırılmış müebbetle yargılanıyor ama tutuksuz. FETÖ şüphelisi savcı Murat İnam bize FETÖ iftirası atıyor. Müebbetle yargılanırken tutuksuz, biz dokuz aydır tutukluyuz. yılda bin 400 manşet atılır. Bilirkişi içinden cımbızla çekip rapor yapıyor. İddianameyi hazırlayan savcılar adetaları çok seviyor. Adetalarla dolu adeta bir iddianame sayın başkan. Siz gazetenin %10’u dışında tüm gazeteyi, ailelerimizi dokuz aydır mağdur ediyorsunuz. Arkadaşımızın 5 yaşındaki çocuğunun mal varlığı bile sorgulanmış.

Bizi tutuklayan, soruşturmayı yürüten bu davanın savcısı, FETÖ üyesi olmakla, ağırlaştırılmış müebbetle yargılanıyor. Ve bu kişi hala işinin başında ve o iş adalet dağıtmak, bizim işimiz gazetecilik bize kalem bile verilmedi.

Türkiye’de bağımsız gazeteciliğin bedeli tutuklanmak, cezaevine konmak ve savunma için 9 ay beklemek. Biz bunların hepsini yaşadık. Benim hiç MASAK raporum yok. Ama savcı ‘zengin göstersin diye’ iddianameye MASAK raporu da var diye eklemiş.

Utandım çok. 3 tanık Cumhuriyet Gazetesi’nden. 28 yıllık gazeteciyim. En son Cumhuriyet’te çalıştım. TGC ve IPI üyesiyim. Üyesi olduğum örgütler gazeteci örgütleridir. Ben gazetede 2014 yılında çalışmaya başladım. Ama siz 2013 yılında vakıfta olanları bana soruyorsunuz. O tarihte vakıf çalışanlarını tanmıyordum. Çay içmişliğim yoktur.Tanımadığım insanlarla çalışmadığım gazetenin vakfını ele geçirmişim. Bir gazeteci herkesle temas eder ama mesafesini korur. ‘Bylock’ kullanan 18.000 kişi varken 13 kişiyle görüşmüşüm. Bir gazeteci olarak binde birine bile temas etmemişim. Az olmuş. Cumhuriyet Vakfı Türkiye’nin en saygın isimlerinden oluşan ve tek amacı Cumhuriyet’i yaşatmak olan bir vakıftır. Mehmet Ekinci ile konuştum. Odatv yargıcı idi. Ömürlerinden iki yıl çaldığınız, dokunanın yandığı arkadaşlarımızın görüşmecisi idim.

Biz ağır tecritteyiz. “Görmek istersen denizi yukarıya çevir yüzü” derdi Sabahattin Ali. Biz tecritte yukarıyı da göremiyoruz. Bizim gökyüzümüz deniz gibi değil Sn. Başkan. Herkes Ahmet Şık’ın kitabı İmamın Ordusu’nun peşindeydi. Korkusuz 100 kişi tarafindan basıldı. O 100 yayıncıdan biri de benim. Eskiden gazeteciler haberin ve tarihin tanığıydı artık meslektaşlarının yargılandığı davada tanıklıklar. Bu da tarihe geçecek. İktidar temsilcilerinin, o gruba en ağır hakaretler eden gazetecilerin o zaman konuştuklarını buraya getirmeyi kendime yakıştıramam. 17-25 Aralıkta paralar, ayakkabı kutuları ortaya yayıldı. Abdullah Gül ABD’ye aracı gönderdi. Bunları yazmayana gazeteci denir mi? ‘Cumhuriyet 17 Aralık yayın yasağına uymayacak’ tweetinden darbeye destekle suçlanıyorum. Böyle bir suçu nasıl görmezdik?

Zaman zaman ailem ya da milletvekili arkadaşlar ‘Süreçte sana en ağır gelen neydi’ diye sordular. Evimin basılması mı? Terörle mücadelede bodrum katında bekletilmem mi? Çocuğu olan 47 yaşında bir adam olarak Silivri Cezaevi’nde pantolonumu çıkarmaya zorlanmam mı? Bir gazeteci olarak manşetlerin üstünden geçmem bana ağır geliyor. Burada yargılananlar 28 ile 60 yıl arasında gazetecilik yapmış kimseler. Cumhuriyet gibi laikliğin, demokrasinin savunulduğu gazetedeki insanlara FETÖ suçlaması yöneltilmesi bana zor geliyor.

Murat Sabuncu, mahkeme heyetine darbe girişimi sonrası (16 Temmuz) Cumhuriyet’i göstererek şunları söyledi: “İddianameye girmeyen başyazıyı da göstereceğim. Darbe gecesi tüm çalışanlar biraradaydı. O gece 12.00’de uçaklar uçarken bizim başlığımız hazırdı. “Darbeye Karşıyız Çözüm Demokrasi”. Darbeciler gazeteleri basarken bekledik. Gelirlerse iki laf etmek için. Darbe sabahı basılan manşetimizi savcı dosyaya eklemedi.

6 milyon oy alan bir partinin olmadığı mitinge ‘Eksik Demokrasi’ demek suç mu? Yenikapı’ya HDP çağrılmadı diye ‘Eksik Demokrasi’ dememizi nasıl eleştirebilirsiniz?

ihangir İslam, İbrahim Kaboğlu cadı avı mağduru değil mi?120 bin kişinin ihraç edilmesi cadı avı değil mi?

O gece 4 partinin vekilleri Meclis’teydi. O meydanda HDP de olmalıydı. Biz “Eksik Demokrasi” manşetimiz için suçlanıyoruz.

15 Temmuz’dan 3 gün önce bizim başlığımız “YAŞ”ta gündem” Star’ın manşeti “Feto’nun İşi Yaş”. Ne farkı var bizimkinden?

Gazetenin GYY odasının bir penceresinin mezarlığa digeri Adliye’ye bakıyor. “Cumhuriyet’in hayati bu arada geçti”

Mahkeme Başkanının Murat Sabuncu’ya sorusu:Terör örgütleriyle araya mesafe koyma kriteriniz nedir? Ara dönemde kim sorumluydu? “Devlet tarafından kaybedilmiş kişiler için analar 644 haftadır nöbet tutuyor” dediniz. Devlet kaybetti bilgisi sizde var mı?

Murat Sabuncu: 1 Eylülden itibaren atılan her başlık, yayın sorumlusu olan benim sorumluluğumdur. Ben üstlenebilirim. Hiç sorun değil. Ben cevap verebilirim…İlhan Selçuk, Uğur Mumcu, Musa Anter, Hrant Dink, Metin Göktepe’nin yolundan dönmeyiz. Vakıf yönetim kurulunun belirlediği çerçeveye göre bütün şiddet eylemleri terör olarak tanımlanır. FETÖ, PKK veya başka örgüt olsun. Bu konuda devletin bilgisi olmalı. Recep Tayyip Erdoğan da Cemil Kırbayır’ın annesi Berfu Anne’yi kabul etti, onda da bilgi vardır.

Ben Pensilvanya’ya hiç gitmedim. Gülen bana koku hediye etti, kalem hediye etti diyen gazeteci olmadım. Gülen’i öven tek yazım yok. Bizler namus ve şerefle gazetecilik yapmış; geçmişi belli gelecegi de belli olan kişileriz…

11.33 Murat Sabuncu savunmasını yaparken yanında jandarma duruyordu. Avukatlar itiraz etti. Kabul edildi.

11.30 10.30’da başlaması gereken Cumhuriyet duruşması saat 11.30’da başladı. İlk söz Murat Sabuncu’nun.

11.00 Avukat, gazeteciler ve izleyiciler duruşma salonuna alındı.

PolitiYol Telegram'da

GÜNÜN YAZILARI

SOSYAL MEDYA

13,609BeğenenlerBeğen
10,450TakipçilerTakip Et
60,616TakipçilerTakip Et
9,284AboneAbone Ol

EDİTÖR ÖNERİSİ

HAFTANIN ÇEVİRİSİ

SON HABERLER