Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Türkiye, tam üyelik hedefine bağlıdır. Onca adaletimize rağmen AB bizim stratejik önceliğimiz olmayı sürdürüyor" dedi. AB büyükelçileriyle bir araya gelen Erdoğan, yaptığı konuşmada şunları söyledi: -AB içindeki siyasi, coğrafi ekonomik ayrışmalar daha belirgin hale geldi. Bu durum pek çok önemli konunun geri plana itilmesine yol açtı. Yabancı karşıtlığı ve İslam düşmanlığı başta olmak üzere bir çok kemikleşmiş sorun karşısında AB maalesef kayda değer hiçbir adım atamadı. Bu kritik dönemeçte Türkiye Ab ilişiklerini her alanda ileri taşıması önem kazanmıştır. Biz de birlik ile münasebetlerimizi daha sağlam perspektife oturtmak istedik. Üst düzey temasların yanı sıra iklim, güvenlik, göç ve sağlık alanlarında yüksek düzeyli toplantılar gerçekleştirdik. Tüm bu adımlara AB tarafından beklediğimiz karşılığı göremedik. Bize karşı oyalama taktikleri uygulandı. Tam üyelikten kaynaklı haklarını kötüye kullanan kimi ülkelerin bu süreçte engelleyici rol oynadığı ortadadır. - Birliğin çıkarları birkaç ülkenin ihtiraslarına kurban edilmektedir. Türkiye'nin tam üyelik sürecindeki kararlı, dirayetli, sabırlı tutumuyla birlik içindeki yazılım hatalarının görülmesine katkı sağladığına inanıyorum. - Avrupa ve Türkiye'nin çevresindeki mevcut krizler çözülmedikçe göç baskısının azalmasını beklemek gerçekçi değildir. Bir taraftan göçe kaynaklık eden ülkelere yardımlarımızı artırırken konuyu asıl boyutlarıyla değerlendiriyoruz. Türkiye'nin olağanüstü çabaları olmasaydı Avrupa  çok farklı bir manzarayla karşı karşıya kalacaktı. Türkiye göç kriziyle mücadelesinde AB'den anlamlı bir destek alamadı. AB, Suriyelilere yasal göç yollarını açan gönüllü insanı kabul programını hala hayata geçiremedi. Avrupa'nın katkı vermediği iskan ve altyapı projelerini biz milletimizin ve STK'larımızın desteğiyle kendimiz hayata geçirdik. Göç konusunda AB'den beklentimiz adil yük ve sorumluluk paylaşımından ibarettir. Ege'deki müessif olaylarla ilgili Avrupa'dan daha vicdanlı sesler yükseltmesini bekliyoruz. - 18 Mart mutabakatı 5 alanda daha ilerleme sağlamayı hedefliyor. Vize serbestisi konusundaki kriterler bakımından üzerimize düşen adımları zaten atıyoruz. 72 kriterden kalan 6'sının karşılanması konusunda önemli mesafe kaydettik. Müzakerelerin başlatılması bir çok konuda uzlaşmanın yolunu da açacaktır. AB'nin 2022'de stratejik miyopluktan kurtularak Türkiye ile ilişkilerin geliştirilmesinde daha cesur davranmasını bekliyoruz. - Bazı üyelerin Türkiye ile problemlerini birlik koridorlarında çözme çabasından vazgeçmesi gerekiyor. Kıbrıs meselesinin çözümüne yönelik devam eden müzakerelerin neden başarıya ulaşmadığı hepinizin malumudur. Rumlar, Kıbrıs Türklerini yok sayan zihniyetten kurtulamadı. AB körü körüne Rumların sözcülüğünü yaparken Kıbrıs Türklerini görmezden geldi. Dünün güneşi ile bugünün çamaşırlarını kurutmak zaman kaybıdır. - AB çözüme katkı yapmak istiyorsa Kıbrıs Türklerinin varlığını ve idaresini tanımalıdır. Diğer türlüsü yeni bir oyalama taktik olarak görülecek, vakit ve enerji israfından başka anlam ifade etmeyecektir. - Avrupa'da sayısız liderle, Cumhurbaşkanı ile, birlik temsilcisi ile konuştum. Tam üyelik adımlarımızın nasıl engellendiğini bizzat gördüm. Coğrafi, tarihi ve beşeri olarak Avrupa kıtasının bir parçası olan Türkiye, tam üyelik hedefine bağlıdır. Onca adaletimize rağmen AB bizim stratejik önceliğimiz olmayı sürdürüyor. - Aday ülke olarak AB ile ilişkimizi güçlendirmeye hazırız. Önyargı ve korkular yerine stratejik bakış açısıyla hareket edilmesi ortak menfaatimizdir. Brüksel'e ve başkentlerine yapacağınız yönlendirmelerde, Türkiye- AB münasebetlerine destek olmanızı bekliyorum.