Perşembe, Mart 28, 2024

Credit Suisse’in batma noktasına gelmesi: Faaliyet özellikleri açısından farklı bir vaka

Credit Suisse, son yıllarda kara para aklama suçlamalarıyla karşı karşıya kalmıştır. Bu suçlamalar, sık üst yönetim değişiklikleri, yüksek miktarlı zararlar ve gelecek vaat etmeyen stratejiler, Credit Suisse’in içine düştüğü kaosun başlıca nedenleri olarak görülmektedir.

Credit Suisse, dünya çapında hizmet veren, önde gelen bir İsviçre bankasıdır. Banka 1856 yılında Alfred Escher tarafından kurulmuştur.  Credit Suisse, dünya genelinde 50’den fazla ülkede faaliyet göstermektedir ve 50 binden fazla çalışanı bulunmaktadır. 2022 itibarıyla, Credit Suisse’in müşteri varlıkları toplamda yaklaşık 1.3 trilyon İsviçre Frangı (yaklaşık 1.4 trilyon ABD Doları) olarak açıklanmıştır.

Credit Suisse’in temel iş alanlarına baktığımızda öncelikle yatırım bankacılığı faaliyetleri görülmektedir. Credit Suisse, şirketlere ve hükümetlere, birleşme ve satın alma, borçlanma ve hisse senedi ihraçları gibi finansal hizmetler sunarken ayrıca, yatırımcılara sermaye piyasaları hizmetleri de vermektedir. Bunun yanında diğer bir faaliyet alanı özel bankacılık hizmetleri olan banka bu çerçevede, yüksek varlıklı bireylere yönelik özel bankacılık hizmetleri de sunmaktadır. Credit Suisse, yine kurumsal ve bireysel müşterilerine, emeklilik fonlarına varlık yönetimi hizmetleri vermektedir. Banka küçük ve orta ölçekli işletmelere de kredi verme, nakit yönetimi, ticaret finansmanı gibi hizmetler sunmaktadır.

Dünyanın hemen hemen tümünde parasını yurt dışında tutmak isteyenlerin ilk akla gelen ülkelerinden biri olan İsviçre’nin bu yapı içindeki en büyük bankası UBS iken, ikinci sırada da Credit Suisse gelmektedir. Daha önce söylediğimiz gibi 50’den fazla ülkede ofisi bulunan Credit Suisse, çok sayıda zengin kişi ve şirketlere özel banka olarak hizmet vermektedir.

Bu yüzden Credit Suisse dünya bankacılık sisteminin ötesinde dünyada birikmiş sermayenin yönetimi ve güveni açısından kritik bir banka niteliği taşımaktadır. Geçmişi 1856 yılına kadar uzanan ve İsviçre’nin sanayileşmesi sürecinde ciddi bir rol oynayan Credit Suisse, tüm dünyada sistemsel olarak en önemli 30 bankadan biri olarak gösterilmekte olup, bu durum banka iflas ederse tüm finans sisteminin sarsılabileceği anlamına gelmektedir.

Dünya çapında bilinirliği olan, kritik özellikleri bulunan ve bu denli geçmiş bir iş tecrübesi olan Credit Suisse neden batma noktasına geldi?

Banka’nın batma aşamasına gelmesini tetikleyen gelişme, Credit Suisse’in en büyük hissedarı olan Saudi National Bank’in Yönetim Kurulu Başkanı Ammar Al Hudari’nin Credit Suisse’deki yüzde 10’a yakın olan pay oranlarını yükseltmeyeceklerini ve bankanın likidite ihtiyacı duyması halinde likidite desteği sağlamayacaklarını açıklaması olsa da bu sadece tetikleyici bir açıklamadır ve gerçek nedenler son yıllarda yaşananların yarattığı birikimdir.

Banka, 2021 ve 2022 yıllarında 2008 krizi sonrası en kötü performanslarını sergilemiştir. Ayrıca son yıllarda kara para aklama suçlamalarıyla karşı karşıya kalmıştır. Bu suçlamalar, sık üst yönetim değişiklikleri, yüksek miktarlı zararlar ve gelecek vaat etmeyen stratejiler, Credit Suisse’in içine düştüğü kaosun başlıca nedenleri olarak görülmektedir.

Bu olumsuzluklara ek olarak Credit Suisse’i batma noktasına getiren temel faktörlerden biri SVB’de olduğu gibi faiz artışları olmuştur. Bankanın portföyünde düşük faizli uzun vadeli krediler ile düşük faizli tahviller bulunmaktadır. Piyasa faizleri arttığı ve faiz gelirleri düşük kaldığı için Banka önemli zararlar yazmıştır.

Yaşanan gerçek şudur ki, ülkelerin merkez bankalarının faiz oranlarını yükseltmeleri enflasyonla mücadeleye katkı sağlarken finansal sistem üzerinde ciddi olumsuz etkiler yaratmaktadır.

Bütün bunlar Banka’da mevduat çekilişlerini de hızlandırmıştır. Nitekim Banka, şubat ayında yaptığı açıklamada bir önceki yılın son çeyreğinde müşterilerin 119 milyar dolarlık mevduatı Credit Suisse’den çektiğini duyurmuştur. 2022’de 7,29 milyar İsviçre Frangı yani yaklaşık 8 milyar dolar zarar ettiğini açıklayan Banka’nın zararı, 2008’deki finansal krizden bu tarihe kadar görülen en yüksek zarar miktarı olarak kayıtlara geçmiştir. Sonuçta Banka’nın hisse değerleri son bir yılda yaklaşık yüzde 75 düşmüştür.

Yaşanan gelişmeler sonrası Credit Suisse’in kredi marjları yükselmiş, tahvilleri değer kaybetmiş, borçlanma maliyetleri artmıştır. Bu durumda İsviçre Merkez Bankası ihtiyaç duyması halinde bankaya likidite sağlayacağını duyurmuştur. Bunun yanında Credit Suisse’in İsviçre Merkez Bankası’ndan 50 milyar İsviçre frangı (yaklaşık 54 milyar dolar) borçlanacağını açıklaması da piyasadaki paniği gidermemiştir. Müşterilerin bankadaki varlıklarını çekmeye devam etmesi, Credit Suisse’i iflas noktasına getirmiştir. Sadece bir günde 10 milyar dolarlık müşteri varlığı Banka’dan çekilmiştir.

Batma noktasına gelen Credit Suisse, aynı ülkede faaliyet gösteren ülkenin en büyük bankası UBS tarafından, hükümetin de desteklediği bir anlaşma ile satın alınmıştır. Ancak anlaşma ile bankanın değeri yaklaşık 3,2 milyar dolara gerilemiştir. Anlaşmaya göre hissedarlar, sahip oldukları her 22,48 Credit Suisse hissesine karşılık, 1 UBS hissesi alacaktır. Bu satın alınmada önemli bir nokta şirketin hissedarlarına anlaşmayı oylama seçeneği verilmemesidir.

İsviçre hükümeti anlaşma üzerindeki belirsizliği kaldırmak için yasa değiştirmeyi kabul etmiş olup, anlaşmanın hissedarların onayından geçmeden hayata geçeceği bildirilmiştir. Ayrıca, bu anlaşma çerçevesinde İsviçre Merkez Bankası UBS’e 100 milyar İsviçre frangına kadar likidite desteği sağlayabileceğini belirtmiştir.

Sonuçta Credit Suisse’in batma noktasına gelmesine iki açıdan bakabiliriz. İlk olarak ABD’deki gelişmeler sonrası, dünyanın önde gelen bankalarından birinin de batma noktasına gelmesi tüm ülkeleri tedirgin etmiştir. Nitekim, Amerika, Avrupa, İngiltere, Kanada, Japonya, İsviçre merkez bankaları aynı gün gerektiğinde swap anlaşmaları aracılığıyla likiditeyi artırma kararı aldıklarını açıklamışlardır.

Yaşanan gerçek şudur ki, ülkelerin merkez bankalarının faiz oranlarını yükseltmeleri enflasyonla mücadeleye katkı sağlarken finansal sistem üzerinde ciddi olumsuz etkiler yaratmaktadır. Görülen bu durum en son Fed’in faiz artırım kararlarına da yansımış, daha önce 50 puan faiz artışı yapması beklenirken bu gelişmeler sonrası 25 puan faiz artırımına gitmiştir. Önümüzdeki dönemde faiz artışlarının yavaşlaması ve hatta gelişmelere göre durması ya da geri çekilmesi düşünülebilecektir.

Türkiye açısından Credit Suisse Türkiye’de yurt dışı borçlanmaya giden kurumlara kredi sağlayan kuruluşlar arasında yer almaktaydı. Acaba bu kurumların kredi geri dönüşleriyle ilgili onları zor durumda bırakacak bir değişiklik söz konusu olabilecek midir?

Yine bankalardaki sıkıntı yaşanma durumunun sadece ABD bankalarına özgü olmadığı, Avrupa’da da sıkıntı olduğunun görülmesi tedirginliği artırmıştır.

İkincisi dünya genelinde sermayenin toplanma ve paranın yönetim merkezlerinden biri olan İsviçre bankacılık sistemine olan güvende sarsılma yaşanmıştır. Bu güven kaybında faiz yükselmelerinin etkilerinden daha çok bankaların yönetimlerinin etkinliğinin soru işareti oluşturduğu görülmektedir. Bu hayal kırıklığını Credit Suisse’in Suudi ortağının açıklamalarındaki ifadelerinde görmek mümkündür.

Paranın toplanma merkezlerinden biri derken, dünya genelinde parasını yurt dışına herhangi bir nedenle çıkarmak isteyenlerin banka sırrının en üst düzeyde uygulandığı ülkelerden biri olan İsviçre’yi tercih ettikleri bilinmektedir. Credit Suisse’in durumu bu kişilerde de tedirginlik yaratmıştır. Credit Suisse’den hızlı para çıkışının bir nedenini de burada aramak gerekmektedir. Bu arada akla gelen soru Türkiye’den de İsviçre’de bu bankalarda paralarını tutan kişiler olduğu üzerinde zaman zaman konuşmalar olmaktadır. Acaba bu kişiler neler hissetmektedir ve nasıl aksiyon almaktadır?

Yine Türkiye açısından Credit Suisse Türkiye’de yurt dışı borçlanmaya giden kurumlara kredi sağlayan kuruluşlar arasında yer almaktaydı. Acaba bu kurumların kredi geri dönüşleriyle ilgili onları zor durumda bırakacak bir değişiklik söz konusu olabilecek midir?

Bu soruların yanıtlarını önümüzdeki dönemde yaşanacak gelişmelerde göreceğiz.

PolitikYol'da yayınlanan yazılar her gün öğlen mailinizde!

spot_img
PolitiYol Telegram'da

GÜNÜN YAZILARI

SÖYLEŞİLER

SOSYAL MEDYA

13,609BeğenenlerBeğen
10,160TakipçilerTakip Et
60,616TakipçilerTakip Et
9,354AboneAbone Ol

GÜNDEM

ÇEVİRİLER

Bir Cevap Yazın

YAZARIN DİĞER YAZILARI