Çarşamba, Mart 27, 2024

Çin sisteminin başarısı ve onu taklit etmek isteyen Türkiye!

Çin sanayide kullanılan çinko, kurşun, kalay, kömür rezervinde dünya lideri. Petrolde 9., gazda 27. sırada. Türkiye bu özelliklerin ne kadarına sahip? Bu saatten sonra memlekete komünist rejim monte etmek de çok güç olur.

Öncelikle sistem oluşturulması için konjonktür uygun mu diye bakmak gerekir. Çin’ in sisteminin oluşmasındaki  etkenler sadece otoriter bir rejim ve kölelik seviyesindeki ucuz iş gücü değildi.

Tarihsel konjüktür Çin yararına çalıştı. 1990 yılına kadar dünyada iki süper güç vardı. ABD – SSCB. 1990 yılının sonlarına doğru SSCB dağılma işaretleri gösterdi ve 1991 yılında dağıldı. Dünyadaki tek süper güç ABD kalmıştı ve buna izin verilemezdi. 1993 yılında tek gücü dengelemek için AB kuruldu.

Zamanla görüldü ki AB’nin varlığı dünyanın iki başlı olmasını sağlayamayacak. Üçüncü bir güç kurulması isteği belirmeye başladı. Dünya artık üç başlı olmalıydı. Ve 2001 yılında ABD’li bir yatırım bankasının ortaya atması ile BRIC’in temeli atıldı. Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin ve sonradan katılan Güney Afrika ile birlikte “Gelişmekte Olan Ülkeler”in ağır abileri tek çatı altında birleşti. Artık dünyanın üç süper gücü vardı.

Ancak sonraki yirmi yılda beklenmeyen bir şey oldu. Çin aradan sıyrılıp tek başına süper güç oldu. Böyle devam ederse en geç yirmi yıl sonra dünyanın tek süper gücü haline gelecek. ABD’nin süper güç olmasına izin vermeyen dünyanın Çin’in tek başına süper güç olmasına izin vereceğini sanmıyorum.

Elli yıl önce benzer bir gelişmeyi Japonya yaşadı. Dünyanın zirvesine oynuyordu. Çin ile benzer özellikler ve benzer bir konjonktür yakalamıştı. Bütün dünyada Japon çakma ürünleri peynir ekmek gibi satılıyordu. Hatta Türkiye’de şöyle bir deyiş türemişti; “Japon malı, tapon malı” diye. Hızla zirveye yönelen Japonya belli bir süre sonra yavaşladı ve dünyanın en büyük 10 ülkesi arasındaki yerini aldı.  Ardından Güney Kore mucizesi yaşandı. Otuz yıl önce Japon çakma ürünlerinin yerini Güney Kore ürünleri aldı. Güney Kore’de hızla en büyük 10 ekonomi içindeki yerini aldı. Yirmi yıl önce de Çin çakma malları dünyayı ele geçirdi. Japonya ve Güney Kore ile başlayıp sonra kendi markasını yaratma kopyacılığı Çin ile zirve yaptı. Bugün her üç ülkenin de kendi teknolojileri ve markaları var.

2000’li yılların başında Türkiye’de benzer bir eylem oluşmuştu aslında. Tekstil ürünlerinde tezgah altı piyasa coşmuştu. İzmir, Aydın, özellikle Denizli’de her evin altında bir tekstil atölyesi vardı.  Üç, beş yıl zirve yaptı, sonra birden kayboldu. Tekstil ile dünya devi olmayı beceremedik.

Uzak Asya ülkelerindeki teknoloji, yazılım kopyalama başarısı bence genetik kodlarından kaynaklanıyor. Bu ülke insanları matematik ve el becerileri ile dünyanın diğer bölgelerine göre bir tık daha iyiler. Hindistan’ın internet, yazılım konularında gösterdiği başarı da bunu bir örneği bence.

ÇİN MUCİZESİ’nin yaratılmasına Çin’in otoriter rejimi, ucuz iş gücü, tarihsel konjonktürün sağladıkları, genetik kodları yeterli değildi bence.  Çin aynı zamanda sanayide ağırlıklı kullanılan çinko, kurşun, kalay elementleri rezervinde dünya lideri. Nadir bulunan toprak element (antimon v.s) rezervlerinin %80’i Çin’de bulunuyor. Dünya kömür rezervinin tepesinde Çin var. Petrol rezervlerinde dünya dokuzuncusu, doğalgaz rezervinde dünya yirmincisi. Adamların üç, dört ay kendi kendilerine yetecek enerjisi var.

Türkiye Çin’in sahip olduğu özelliklerin ne kadarına sahip sizce!?  Ben pek benzerlik göremedim. Üstelik Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarının %90’ı demokrasi kültürüne sahiptir artık. Bu saatten sonra komünist rejimi bu ülkeye monte etmek de oldukça güç olacaktır.

PolitikYol'da yayınlanan yazılar her gün öğlen mailinizde!

spot_img
PolitiYol Telegram'da

GÜNÜN YAZILARI

SÖYLEŞİLER

SOSYAL MEDYA

13,609BeğenenlerBeğen
10,160TakipçilerTakip Et
60,616TakipçilerTakip Et
9,354AboneAbone Ol

GÜNDEM

ÇEVİRİLER

Bir Cevap Yazın

YAZARIN DİĞER YAZILARI