CHP’li Toprak: Öngörüsüz diplomasi Soçi’de bir kez daha tescillendi!
Erdoğan Toprak, Soçi’deki üçlü zirvede, Cumhurbaşkanı ve hükümetin PYD konusunda yalnız kaldığını, daha önce kırmızı çizgi ilan edilen Esad karşısında geri adım mecburiyetinin, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamalarıyla netleştiğini söyledi.
CHP İstanbul Milletvekili ve Genel Başkan Koordinatör Başdanışmanı Erdoğan Toprak, Soçi’deki Türkiye-Rusya-İran zirvesinin, Suriye’de siyasi çözümü hedeflediğini belirterek, şu değerlendirmeyi yaptı:
“Zirve’den hemen önce Putin’in, Rus generallerle Esad ile buluşması, Esad’a siyasi ve askeri anlamda tam desteğin peşinen ilanıydı. Zirve sonrası Cumhurbaşkanı Erdoğan, Rusya Devlet Başkanı Putin ve İran Cumhurbaşkanı Ruhani’nin açıklamaları, atılacak adımlar konusunda, İran ve Rusya’nın Esad’ın arkasında ve hemfikir olduğunu, Türkiye’nin ise PYD çekincesiyle ayrıştığını gösterdi. Türkiye’nin daha önce PYD gerekçesiyle tepki gösterdiği Suriye Ulusal Diyalog Konferansı konusunda üç liderin anlaştığı açıklandı. Putin, konferansa etnik ve dini tüm grupların davet edileceğini vurgularken, Cumhurbaşkanı Erdoğan, isim vermeden PYD’yi işaret ederek, milli güvenliğimize yönelik terör gruplarıyla Türkiye’nin, aynı çatı altında olamayacağını söyledi. Zirve sonrası Kremlin’in açıklamasında Türkiye’nin PYD çekincesinin bilindiği, buna rağmen Suriye Ulusal Diyalog Toplantısının yapılacağı ifade edildi. Cumhurbaşkanı sözcüsü İbrahim Kalın, PYD-YPG davet edilirse, Türkiye’nin toplantıya katılmayacağını ancak gözlemci bulundurabileceğini daha önce dile getirmişti. Bu formülle, Rusya PYD’yi davet ederse, Türkiye resmi olarak masada olmayacak ama gözlemci bulunduracak. Böylece görüntü kurtarılmış, PYD ile aynı masaya oturulmamış olacak. ABD’nin, Suriye Kürtleri ve özellikle PYD’nin silahlı kolu YPG ile yakın bağları, ağır silahlarla donatmasına hükümetin gösterdiği tepkiler, bugüne kadar ABD nezdinde kabul görmedi. Cumhurbaşkanın Trump ile son telefon görüşmesinde, ABD’nin artık YPG’ye silah vermeyeceği açıklandı. Şu ana kadar yapılan silah yığınağı zaten olağanüstü boyutlarda. Rusya, PYD ve diğer Kürt grupların ABD’nin kontrolünde olmasından rahatsız ve PYD’yi yanına çekmek istiyor. Hükümetin PYD’yi dışlayan tavrına destek vermiyor. Soçi’deki ortak basın toplantısında PYD-YPG’nin adının geçmemesi, Türkiye’nin yalnız kaldığını gösteriyor.”
Toprak, 28 Kasım’da Cenevre’de yapılacak BM gözetimindeki toplantıda, PYD-YPG’ye destek veren ABD ve AB’nin de masada olacağını, ilan edilen kırmızı çizgilerin teker teker geri adıma dönüştüğünü belirterek şöyle dedi:
“Suriye’nin toprak bütünlüğü konusunda varılan mutabakata destek veren Cumhurbaşkanının açıklamaları doğru, ancak geç kalınmıştır. Esad ile diyalog konusunda, Cumhurbaşkanının ‘siyasetin kapılarının her zaman açık olduğu’ sözleri, yüzbinlerce ölü ve milyonlarca mülteciden olmadan, 7 yıl önce söylenmesi gerekendi. Hükümet ve Cumhurbaşkanı, 7 yıllık yıkımın sonunda uyguladıkları Suriye politikasından, kırmızı çizgi ilan ettikleri Esad’ın yönetimden uzaklaştırılması hedefinden vazgeçmek zorunda kaldı. Oysa ülkemizin çıkarlarının gereği, baştan beri buydu. Türkiye’nin şu anda PYD konusunda işbirliği yapabileceği tarafın, kuzeyde özerk bir Kürt yapılanmasına ve ABD varlığına karşı çıkan Esad yönetimi olarak görünmektedir. ABD’nin Suriye’de kurmaya çalıştığı Kürt Federasyonu ve bölgedeki ABD üsleri, Suriye’nin toprak bütünlüğüne yönelik bir tehdittir. Irak’ta yaptığı gibi Kuzey Suriye’de bir özerk Kürt Bölgesi oluşturma ve ABD varlığını kalıcı kılma planı, açık şekilde görülmektedir. ABD’nin, PYD-YPG’yi de yarı yolda bırakmayacağının garantisi yok. Bu yüzden PYD, Rusya ve Şam ile de yakın olmak, alabileceklerinin azamisini almak peşinde. Astana sürecinin misyonu, 28 Kasım’dan itibaren Cenevre’ye geçecek. Rusya-İran-Türkiye diyalogu sürecek. Masada artık BM, ABD, AB, Şam Yönetimi ve muhalifler de olacak. Rusya-ABD arasındaki Suriye’de Siyasi Çözüm Anlaşması anımsandığında, Cenevre masasında PYD destekçilerinin sayısına paralel olarak, Türkiye’nin yalnızlığı da artacak. Hükümetin Suriye politikasında akılcı, uzun vadeli bir değişim stratejisine yönelmesi, Şam ile diyaloga geçmesi, ulusal çıkarlarımızı önceleyen bir dış politikayı benimsemesi vakti gelmiş, geçmektedir.”
Yorumlar
Popüler Haberler

Çuvalda cansız bedeni bulunan kadını, kahve içmeye gittiği komşusu bilezikleri için öldürmüş

MHP’li Erzincan Belediyesi'nde köpek katliamı: Canlı canlı gömdüler!

Kabine kulisi: Yerlikaya gidici, yerine iki isim düşünülüyor

Ege Denizi art arda sallanıyor: Depremler neden yaşanıyor?

1.3 milyar TL borç: 30 yıllık Peyman Kuruyemiş iflasın eşiğinde

Zengin’in, Hakim ve Savcı atamalarındaki 'yeğen' çıkışına AK Parti'li isimden sert tepki