İktidar, ‘9 RAKAMLI ADRES KODU’ adı altında yeni bir izleme-gözetleme düzenlemesini uygulamaya koymaya hazırlanıyor. Bu düzenleme ile tüm adresler 9 rakamlı bir koda indirgenerek Adres Kayıt Sistemi’ne yüklenecek. Böylece o adresle ilgili tüm bilgiler veriler, ziyaretler, gönderiler, kişisel ve özel hayat verileri takibe alınacak. Bu sistemin adı dijital fişlemeli polis devletidir ve seçmen kütüğünün kontrolü olanaksız hale gelecek!
AK Parti iktidara geldikten sonra hızla hayata geçirilen ilk işlemlerden birisinin Adrese Dayalı Nüfus Kayıt Sistemi (ADNKS) olduğunu, ardından TC Kimlik Numarası ile ADNKS’nin entegre edildiğini biliyoruz. Ardından Yüksek Seçim Kurulu’nda (YSK) SEÇ-SİS adlı yazılımla seçmen kütüklerinin elektronik ortamda hazırlanması, ADNKS ile SEÇ-SİS’in entegrasyonu adımları atıldı.
Öyle ki, seçim sonuçları bir gecede açıklanır hale geldi. Seçmen kütükleriyle oynandığı defalarca ölülerin seçmen yazıldığı, o adreste oturmayan onlarca kişinin tek adrese seçmen kaydedildiği defalarca ortaya çıktı. Mezarlıkların adres gösterildiği seçimler yaşadık. Şimdi bu sistem 9 rakamlı bir kodla tanımlanacak. Daha önce bir seçmen apartmanındaki diğer dairelerde kayıtlı kişileri isimlerini görerek, kütüğe itiraz edebilirken 9 kodlu sistem sonrası artık herkes sadece kendi 9 haneli adres kodunu bilebilecek. Sokağındaki, mahallesindeki, apartmanındaki kişilerin rakam kodlarını bilemeyeceği için adresin, apartmanın, seçmen kütüğünün kontrolü olanaksız hale gelecek.
Seçimlerde sahte seçmen, ölü seçmen, adreste yaşamayan seçmen yazımı kolaylaşacak ve kimse denetleyemeyecek. Sadece İçişleri Bakanlığı Adres Daire Başkanlığı bu dijital sistemin kontrolünü elinde tutacak! Bunun da ötesinde iktidar, bu 9 rakamlı adres kodlarını izleyip-gözleyip-gözetleyip her adresteki yurttaşın özel yaşamını, gelen postasını, kargosunu, gönderisini, ziyaretçisini, kredi kartı harcamasını, e-alışverişini izleyebilecek, ikametini takip edebilecek.
Bilişim teknolojisinde son dönemde bu tür programlarla ‘profil çıkartma-kişisel veri depolama’ takibinin yapıldığı, facebook benzeri sosyal medya platformlarının kullanıcılarına ait bu verileri reklam şirketlerine, ilaç şirketlerine, iletişim şirketlerine büyük bedellerle pazarladıkları ortaya çıktı. İngiltere ve ABD seçimlerinde bu tür veri depolama-profil ve tercih takibi yapıldığı, siyasal tercihlerin, film izlemeden, arkadaş gruplarının kimliğine, yaşam tercihlerine kadar verilerin depolanarak belirlenen hedef kitlelere büyük gözaltı uygulandığı, özel kampanyalarla yaşam-siyasi-alışveriş tercihlerinin etkilenmeye çalışıldığı açığa çıktı.
İktidar; geldikleri günden beri sürekli şekilde yeni dijital sistemleri uygulamaya sokarak vatandaşın izlenmesi yönünde yeni adımlar atıyor. Kısa süre önce tüm kimlikleri dijital çipli kimliklerle değiştirdiler. Ardından ehliyetleri yenileyerek çipli ehliyet ve pasaporta geçtiler. Şimdi İçişleri Bakanı kimlik-ehliyet-banka kartı-kredi kartı-banka hesap bilgileri-TC kimlik nosu-sosyal güvenlik ve sağlık bilgilerinin tek kartta toplanacağı bir dijital çipli kartla diğer tüm kartların değiştirileceğini açıkladı. Ardından da 9 kodlu adres tanımlama sistemine geçileceği artık açık adres kullanılmayacağı duyuruluyor.
Söz konusu sistem, kamuoyuna ‘hayatı kolaylaştıracak, artık mahalle, cadde, semt, sokak, kapı numarası vs.’ ile uğraşmaksızın zarf üzerine yazılacak 9 rakamlı bir kod ile tüm adreslerin tanımlanacağı ‘masum bir dijital program’ olarak sunuluyor.
Vatandaşın hayatını kolaylaştırma kisvesi altında, Meclisin, sivil toplumun, siyasi partilerin ve hepsinden öte vatandaşın kendisinin bilgisi dışında, herhangi bir yasa düzenlemesi yapılmadan, bir daire başkanına 83 milyonun tüm verilerinin emanet edileceği ve kontrole alınacağı bir sistem kuruluyor. Bu en başta irademiz dışında kişisel hayatımızın, özel yaşamımızın, kişisel verilerimizin rızamız alınmaksızın depolanması ve ileride hangi amaçla kullanılacağı meçhul bir şekilde iktidarın-devletin kullanımı altına alınmasıdır. Bu verilerin art niyetli kullanılmayacağının, özel hayatın ihlal edilmeyeceğinin garantisi nedir? Atanmış bir Bakan ve onun atadığı bir Daire Başkanı mı?
Adres Daire Başkanı bu sistemi kurmalarının gerekçesini vatandaşın hayatını kolaylaştırmanın yanı sıra, insanların adres ve TC kimlik numaralarını söylerken tedirginlik duyduklarını, sadece 9 rakam söyleyerek bundan kurtulacaklarını ifade ederek açıklıyor. Yıllardır adresini söylerken tedirgin olmayan, muhtara kaydını yaptıran, ikametgâh belgesi alıp dileyen kuruma veren bir yurttaşın adresini söylemekten tedirgin olduğunu bu iktidar mı anlamış?
- Kişilik haklarını ve özel hayatı ilgilendiren böyle bir düzenlemenin yasayla ve milletin vekillerinin önünde, görüşülüp tartışılarak, bu sisteme habersiz şekilde dahil edilecek vatandaşın da bilgisi ve onayı çerçevesinde TBMM’de yapılması gerekir. Bu, yurttaşların ‘dijital sistem ortamında fişlendiği’ polis devleti ve George Orwell’in romanındaki ‘Büyük Birader’in tüm bireyleri ve hayatları gözetlemesi dışında bir şey değildir! Seçmen kütüklerini adres ve isim bilgisiyle kontrol edilemez hale getirerek bugünden kaybedecekleri malum bir seçim öncesi hile-sahtekârlık hazırlığıdır!