CHP İstanbul Milletvekili Erdoğan Toprak, yaptığı yazılı basın açıklamasında; "2021’in ‘Demokratik ve Ekonomik Reformlar Yılı’ olacağını söyleyen iktidar, aynı anda TBMM’ye getirdiği 43 maddelik torba yasa ile kendi kendisini tekzip etti. Dernek, Vakıf ve STK’lara yargı kararı olmaksızın herhangi bir yöneticisi için açılacak soruşturma bahanesiyle el koyma, kapatma, kayyum atama, vb. yetkilerin hiçbir şekilde hukukla demokratik reformla alakası yoktur!" ifadelerini kullandı. Toprak'ın açıklamasının tamamı şu şekilde: "2021’in ‘Demokratik ve Ekonomik Reformlar Yılı’ olacağını söyleyen iktidar, aynı anda TBMM’ye getirdiği 43 maddelik torba yasa ile kendi kendisini tekzip etti. Dernek, Vakıf ve STK’lara yargı kararı olmaksızın herhangi bir yöneticisi için açılacak soruşturma bahanesiyle el koyma, kapatma, kayyum atama, vb. yetkilerin hiçbir şekilde hukukla demokratik reformla alakası yoktur! CB Erdoğan ve iktidar son günlerde sıklıkla 2021 yılının demokratik ve ekonomik reformlar yılı olacağını iddia ederek, bu konulardaki düzenlemeleri kısa sürede TBMM’ye sevk edeceklerini söylüyor. Ancak iktidarın bu söylemi ‘Ayinesi iştir kişinin lafa bakılmaz, Şahsın görünür rütbe-i aklı eserinde’’ diyen ve artık atasözü haline gelen Ziya Paşa’nın tarifine bire bir uymaktadır. İktidarın yapacağını söylediklerinin aynası, gerçekliği, güvenilip-güvenilmeyeceğinin samimiyet göstergesi icraattır. Bir yandan demokratik-ekonomik reformlardan, hukuk devletinin güçlendirilmesinden söz edenler diğer yandan anayasayı, yasaları, yargı kararlarını yok sayarak ‘AİHM kararı bizi bağlamaz’ diyerek gerçek zihniyeti açığa çıkarıyor. Ekranlarda demokratik reform diyen iktidar, OECD ve BM kararlarına uyum ve gri listeye girmekten, kara para hesabı vermekten kaçınmak için alelacele TBMM’ye getirdiği torba yasa teklifinin içini demokrasiyi katledecek, demokratik kitle örgütlerini yok edecek düzenlemelerle doldurarak, derneklere, vakıflara, STK’lara yargısız infaza hazırlanıyor. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK) kararlarında kitle imha silahlarının yayılması ve finansmanı organizasyonlarda yer aldığı saptanan kişi ve kuruluşların faaliyetlerinin engellenmesi Cumhurbaşkanına BMGK kararı doğrultusunda bu kişilerin mal varlıklarına el koyma yetkisi veriliyor. Bunun dışında söz konusu teklif ağırlıkla sivil toplum örgütlerinin (STK), dernek ve vakıfların baskı altına alınması, yönetimlerine el konulması, yöneticilerinin görevden alınarak yerlerine kuruluşlara kayyum atanması, mal varlıklarına, banka hesaplarına el konulması vb. İçişleri Bakanı’na verilen çok geniş yetkileri içeriyor. Bu çerçevede yıllardır çıkarılmayan Spor Yasası’ndan ötürü hâlâ dernekler yasasına tabi olan spor kulüpleri, futbol kulüplerine bile el koyup, kayyum atayabilir, yöneticilerini tutuklayabilirler. 15 Temmuz Darbe Teşebbüsünden sonra çıkartılan KHK’larla 1419 dernek, vakıf, STK kapatıldı. Şimdi KHK’lı OHAL düzeni, sürekli ve kalıcı hale getirilmek isteniyor!"