Özel, Şanlıurfa İl Başkanlığında yaptığı açıklamada, “Cumhuriyet Halk Partisinde bir heyecan var. Bu heyecanın adı parti içi demokrasi. Bu partinin her bir delegesi, kendi aklı olan, vicdanı olan, hiçbir kimsenin emir komutası altında olmayan, doğruya karar veren insanlardır. Diğer partilerde ya genel başkana rakip çıkmaz, ya rakip çıkarsa onu partiden atarlar. Cumhuriyet Halk Partisinin diğer partilerden farkı parti içinde demokrasi olmasıdır. Türkiye’ye demokrasi vadeden bir partinin, kendi içinde demokrasiyi yaşaması kadar güzel bir şey. Biz 14 ve 28 Mayıs seçimlerini yaşadık. Seçimin sonucundan hiçbirimiz memnun kalmadık. Ben, Şanlıurfa gibi bir kentte bir belediye başkanımızın olmamasından, sadece bir milletvekilimizin olmasından mutlu değilim. 38 yaşında genç bir il başkanıyla yan yana olmaktan büyük keyif alıyorum. Türkiye’de bütün gözler Cumhuriyet Halk Partisine çevrilmiş durumda. 81 ili gezdiğimizde partili, partisiz herkes Cumhuriyet Halk Partisi’ni konuşuyor” dedi. Özel, şunları kaydetti:
“GENÇLEŞME VE YENİLENME GEREKİYOR”“Biz Cumhuriyet Halk Partisinde bir gençleşme, bir yenilenme ve örgütün ayağa kalktığı, partinin ayağa kalktığı ve insanların heyecanlandığı ve dönüp Cumhuriyet Halk Partisine baktıkları ve Cumhuriyet Halk Partisinden umut ettikleri yarınları beklemek durumundayız. Cumhuriyet Halk Partisi bunu geçmişte yaşadı. 1970’lerde Sayın Bülent Ecevit, İsmet İnönü’nün 15 yıldır milletvekiliydi, bakanlık, genel sekreterlik görevi yapmıştı ama 1972’ye gelindiğinde kadro hareketi olarak genç arkadaşlarıyla birlikte değişim ve gençleşme talep etti. Ecevit ve arkadaşları, 40’lı yaşlarında göreve getirildiler. Türkiye’de yarattıkları heyecanla, 1970’li yıllarda yapılan 2’si yerel, 2’si genel 4 seçimden birinci çıkmayı başardılar. O kadrolar başbakan çıkardı, iktidar çıkardı, belediye başkanları çıkardı, Türkiye’ye hizmet edecek çok sayıda sosyal demokrat bürokratın önünü açtılar. Dünyada esen rüzgarı doğru gören, Türkiye’deki yönelimlere partisini doğru adapte eden, sorunu doğru tarif eden dinamik bir kadroydu. O kadro çok önemli işler yaptı.
“ÖRGÜTÜN YALNIZ BIRAKILMADIĞI BİR SÜRECE İHTİYAÇ VAR”Değişimin Yüzyılı, Yüzyılın Değişimi diye ifade ettiğimiz tutum belgemiz var. Tutum belgemiz herkes tarafından uzun süre beklenen, 60 sayfalık, her bir kelimesi üzerinde çalıştığımız ve arkasında durduğumuz, Türkiye’nin sorunlarını gören, partinin ne yapması gerektiğini gören, iktidarda nasıl davranılacağını anlatan yol haritamızdır. İçinde en önemli kısımlardan bir tanesi de parti içi demokrasi ve örgütümüze yönelik kısımdır. Örgütü odağa alan, ilçe başkanlarını bulundukları ilçenin hem sosyal hem siyasi lideri kabul eden, il başkanlarını siyasette özne yapan bir sürece ihtiyaç var. Örgütün yalnız bırakılmadığı bir sürece ihtiyaç var. Örgütün unutulmadığı bir sürece ihtiyaç var. Cumhuriyet Halk Partisi kurultay delegelerine, her Parti Meclisi toplantısından önce, toplantıda görüşülecek konularla ilgili düşünceleri sorulacak. Genel Başkan bir konuda tek başına karar vermesi gerekiyorsa, MYK üyelerinin, PM üyelerinin ve kurultay delegelerinin görüşlerine anlık olarak başvurabilecek. Bir kişinin verdiği karar doğru olsaydı, Türkiye bu halde olmazdı. Bu kadar sığınmacı sorunumuz, yoksulluk sorunumuz olmazdı.
“VEFALI VE ÇALIŞKAN BİR TUTUM SERGİLEYECEĞİZ”Bu partinin geleneği, Cumartesi günü genel başkanını seçer, genel başkan akşam il başkanlarını çağırır. Genel Başkan, Kurultay Salonuna belli sayıda il başkanının desteğiyle girer, çıkarken 81 il başkanıyla çıkar. Girerken 81 il başkanıyla girip, çıkışta yalnızlaşmak yerine çıkarken 81 il başkanıyla çıkması ve Cumartesi akşamı tüm il başkanlarını ayırmadan çağırması gerekir. Bundan sonraki süreçte partiyi kiminle, nasıl yöneteceğini il başkanlarıyla görüşür ki örgütü kendisini Parti Meclisinde görebilsin. Biz buradan Türkiye’ye Cumhuriyet Halk Partisi adına bir kişiyi bile kaybetmeyecek bir sürecin içinde olduğumuzu söylememiz lazım. Ne genel başkanımızı incitiriz, ne kurultaydan sonraki Pazartesi günü partiden bir eksik nefere tahammül ederiz. O yüzden Cumhuriyet Halk Partisi olarak biz kimseyi kaybetmeyeceğimiz, bundan sonraki süreçte birlikte hareket edebileceğimiz bir dil kullanıyoruz. Geçmişte bazı kötü örnekleri oldu. Genel Başkanımıza karşı AK Parti’nin ağzıyla eleştiriler yöneltildi. Biz o değiliz, biz Cumhuriyet Halk Partisinin evladıyız. Partiyi 6 Kasım günü devraldığımızda hem vefalı, hem çalışkan bir tutum sergileyip önümüzdeki yerel seçimlerde partiyi hem ayağa kaldırmak hem eldekileri muhafaza etmek, hem yenilerini eklemekle ilgili bir iradenin sahibiyiz.
“BU PARTİDE OMUZLARI KALDIRMAMIZ LAZIM”Bundan sonraki süreçte de sizinle birlikte Özgür Özel, üstlendiği daha önceki görevleri nasıl yaptıysa, Genel Başkanlık görevini de aynı şekilde yapacak. Yönettikleri tüm kurumları, Türkiye’nin o alandaki en iyi kurumu haline getirdi. Şanlıurfa’da yatan bir genel başkan vadediyorum. Şanlıurfa’da çalışacak, kalacak, sizinle birlikte bu partiyi ayağa kaldıracak bir genel başkan. Terleyen, koşturan, gözünüzün içine bakan, sizinle birlikte çalışan bir genel başkan, genç kadrolar ve Şanlıurfa’da da Türkiye’de de Cumhuriyet Halk Partisi’ni ayağa kaldıracak bir genel başkan vadediyorum. Bundan sonraki süreçte birlikte olacağız, çok çalışacağız. 6 Kasım gününden itibaren 81 ilimizde Cumhuriyet Halk Partisi, bir düğün evinin ertesi günkü mutluluğuna kavuşacak. Cumartesi, Pazar düğünü yapacağız, Pazartesi günü çok daha büyük bir aile olarak uyanacağız. Başarmak üzere uyanacağız. Küskün gençler, moralsiz esnaflar, çaresiz çiftçiler, işsiz kalmış, yoksul kalmış emeği sömürülenler hepimizi gözümüzün içine bakıyor. Bizim bu partide omuzları kaldırmamız lazım. Bu parti değişti dememiz lazım. Partinin gençleştiğini, çalışacağını, güçleneceğini ve başaracağını insanlar ümit ediyor. Bu ümidi yaratmamız lazım.”