CHP'li Özel, Kılıçdaroğlu'nun işaret ettiği bildirinin hazırlandığı geceyi anlattı. "O gece AKP milletvekilleri dahi 'Başkanlık sistemi tartışmaları geride kaldı' diyordu"

"HERKES, 'PARLAMENTO GÜÇLENECEK' DİYORDU"

CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu'nun grup toplantısında "Şimdi ben Sayın Meclis Başkanı'na ve diğer siyasi partilerin liderlerine, 'imzanızı inkar mı ediyorsunuz, imzanıza sahip mi çıkıyorsunuz?' sorusunu sormak zorundayım" sözleriyle gündeme getirdiği 16 Temmuz bildirisinin hazırlandığı gece yaşananları anlattı. 

Özel, "Bildirinin yazılmaya başlandığı 04.00 sıralarında sığınakta AKP milletvekilleri de dahil herkesin hemfikir olduğu iki konu vardı. Artık toplumu kutuplaştıran tartışmaların bir kenara bırakılması gerektiği, bu nedenle içtüzük tartışmasının ve başkanlık sistemi tartışmasının geride kaldığıydı. Herkes 'Parlamento güçlenecek' diyordu" ifadesini kullandı. Özel, başkanlık sistemi tartışmalarının yeniden gündeme getirilmesini doğru bulmadığını belirtti.

Kılıçdaroğlu, salı günkü grup toplantısında TBMM kürsüsünden 16 Temmuz günü okunan ve "TBMM Bildirisi" olarak uluslararası kuruluşlara da gönderilen bildiride yer alan parlamenter demokrasinin güçleneceği ifadelerini gündeme getirirken, "Şimdi ben Sayın Meclis Başkanı'na ve diğer siyasi partilerin liderlerine, 'imzanızı inkar mı ediyorsunuz, imzanıza sahip mi çıkıyorsunuz?' sorusunu sormak zorundayım" ifadesini kullanmıştı. 

Başbakan Binali Yıldırım, Kılıçdaroğlu ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli tarafından okunan bildirinin hazırlanması sürecinde aktif olarak görev alan o gece metnin ilk taslağının kaleme alındığı sığınakta bulunan CHP'li Özel, o gece bildirinin hazırlanmasını PolitikYol’a anlattı.

Özel, şunları kaydetti:

MECLİS BAŞKANI TEKRAR AÇALIM MI DEDİĞİNDE YENİDEN BOMBALANDI

15/16 Temmuz gecesi, bombalamaların ardından sığınağı indikten sonra yaklaşık 1,5-2 saat yeni bombalama yapılmadı. TBMM Başkanı İsmail Kahraman, grup başkanvekillerini çağırdı; ben, MHP'den Erkan Akçay, AKP'den Mehmet Muş vardık. Başkan, 'Acaba yeniden oturumu açalım mı' dediği sırada yeni bir bomba geldi. Bombardımanın ardından 'Sorunun yanıtı kendiliğinden geldi' dedik ve sığınakta kalmaya devam ettik.

ORTAK BİLDİRİYE İHTİYAÇ VAR

Bu diyalogdan yaklaşık 1 saat sonra, Meclis Başkanı ile yeniden biraraya geldik. Sayın Başkan, 'Yarın özel bir oturum yapılması konusunda mutabakata vardık, özel oturum çağrılarını tebliğ ettik. Siyasi parti liderleri orada bulunmalı. Ortak bir bildiri kaleme almaya ihtiyacımız var' dedi.

KALEMİ KUVVETLİ DİYE AYDIN ÜNAL ÇAĞRILDI

Özel bir odaya geçtik. Orada TBMM Başkanı, üç partinin grup başkanvekili ile eski Meclis Başkanı Cemil Çiçek de vardı. 'Kim yazsın' diye düşündüğümüzde, 'Cumhurbaşkanının metinlerini de kaleme alıyordu, kalemi kuvvetlidir' denilerek Ankara Milletvekili Aydın Ünal çağrıldı. Orada bulunanlar bildirinin neleri içermesi gerektiği konusunda görüş alışverişinde bulunduk. Parlamenter sistemin önemi de orada konuşuldu. Bir taslak ortaya çıktı. Üç kez okundu, itirazlar alındı, HDP'nin de imzalayacağı bir metin olması konusunda hassasiyet gösterildi. Son haline kimse itiraz etmedi. Parlamenter sistem vurgusu da bildiride yer aldı. Daha sonra metin genel başkanlara ve başbakana sunuldu.

HEMFİKİR OLUNAN İKİ KONU

O gece sığınakta herkes 'Ne haldeydik, ne hale geldik' sorularına yanıt aradı. Bildirinin yazılmaya başlandığı 04.00 sıralarında sığınakta AKP milletvekilleri de dahil herkesin hemfikir olduğu iki konu vardı. Artık toplumu kutuplaştıran tartışmaların bir kenara bırakılması gerektiği, bu nedenle içtüzük tartışmasının ve başkanlık sistemi tartışmasının geride kaldığıydı. Herkes 'Parlamento güçlenecek' diyordu. Siyasetin yumuşaması gerektiği, parlamentonun darbeden güçlenerek çıkacağı hatta, cumhurbaşkanının siyasi partisiyle ilişkisini daha dikkatli kuracağı ifade ediliyordu.

O BİLDİRİ DEMOKRASİ BELGESİ OLARAK YERİNİ ALDI

O bildiri, bir demokrasi belgesi olarak kayıtlara geçti. Genel Başkanımız, Misak-ı Milli belgeleri gibi o belgenin de demokrasi belgesi olarak TBMM'de yerini alması gerektiğini önerdi, muhtemelen tadilattan sonra bu mümkün olacak. Biz attığımız imzanın arkasındayız. O gün imza attıktan sonra, şimdi başkanlık sistemi tartışmalarını yeniden gündeme getirmeyi doğru bulmuyoruz.

O RUHA NE OLDU

Bize 'Yenikapı Ruhu'na ne oldu diye sorulduğunda, biz de '15-16 Temmuz ruhuna ne oldu' diye soruyoruz. Sabahın saat 04.00'ünde Meclis Başkanı'nın, grup başkanvekillerinin ve bazı milletvekillerinin bulunduğu ortamdaki o ruha ne oldu? Yenikapı'da imza yoktu ama bu metinde TBMM Başkanı'nın, başbakanın ve siyasi parti genel başkanlarının imzası var. Gelin imzanızın olduğu bu metne sahip çıkın.


PolitikYol