Cumhuriyet Halk Partisi Milletvekilleri, 10 Aralık İnsan Hakları Günü için mesajlar yayımladı. Milletvekilleri, İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'nin kabul edilmesinin yıl dönümünde, Türkiye'de yaşayan hak ihlallerine vurgu yaptı. CHP Mersin Milletvekili Aytuğ Atıcı da, Türkiye'de yaşanan ihlallere dikkat çekti. ATICI: OHAL'LE İNSAN HAKLARI İHLALLERİ OLAĞAN HALE GELDİ Atıcı'nın mesajı şöyle: İnsanlar arasında ırk, din, dil, renk, yaş, cinsiyet ayrımı yapmadan sevgi, saygı, dostluk duygularını geliştirmek, insanın insan olmak haysiyeti ile sahip olması gereken hakların hepsine “İnsan Hakları” denir.   Özlemini duyduğumuz bu haklara ne kadar sahibiz?  İnsan hakları ihlalleri denilince dünya sıralamasında ilk sıralarda yer alıyoruz. Özellikle 20 Temmuz 2016’dan itibaren uygulamaya koyulan olağanüstü hal ile birlikte insan hakları ihlalleri artık olağan bir hale geldi. OHAL’in baskıcı uygulamalarının dünyaya bir çığlığı haline gelen Nuriye Gülmen ve Semih Özakça’nın, “İşimizi geri istiyoruz” talepleri hala yerine ulaşmadı.  KHK’lar ile işleri ellerinden alınanların sayısı 100 bini geçerken, OHAL’in hukuksuz uygulamalarını onuruna yediremeyen yaklaşık 50 kişi intihar etti. 2017’nin ilk 8 ayında 1.119 kişi iş kazasında hayatını kaybederken, ilk 5 ayda ise 173 kadın cinayete kurban gitti. Siyasi iktidar, hamasi söylemler yerine gerçekçi politikalar üreterek bu cinayetlerin önüne geçmekle yükümlüdür. İnsan Hakları ihlallerini kamuoyuna duyurmakla görevli gazeteciler ise artık cezaevlerine sığamaz durumda. 2017 Basın Özgürlüğü İndeksi’nde Türkiye 4 sıra gerilerken, 180 ülke arasında 155. sıraya kadar düşmüş durumda. Toplantı ve gösteri yapmanın yasaklandığı, sosyal medya paylaşımlarının mahkemelik olduğu, gözaltı ve tutuklamaların artarak yaşandığı bir ülkede “İnsan Hakları”ndan söz etmek gerçekten imkânsız hale geldi. Her geçen gün karanlığa doğru koşar adım ilerleyen AKP iktidarının son bulduğu gün, “İnsan Hakları” için tarihi bir gün olacaktır. Sadece doğmakla kazandığımız hakları, hiçbir bireyin, kuruluşun veya devletin değiştirme, yok sayma hakkı yoktur. Beraber attığımız her adım, söylediğimiz her söz, yazdığımız her sözcük, haksızlığa direnme ve haykırış, hak alma yolunu kısaltacaktır. İnsan haklarının özgürce yaşanabildiği günlerin özlemi ile 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü’nde bir kez daha barış, demokrasi ve hürriyet dileklerimle, sevgi ve saygılarımı sunarım. "TÜRKİYE'DE MEVCUT DURUM İÇ AÇICI DEĞİL" CHP Sinop Milletvekili Barış Karadeniz, insanlığın her zamankinden daha çok hak ve adalete ihtiyaç duyduğunu söyledi. Karadeniz, “İnsan haklarının yara aldığı, göz ardı edildiği, yok sayıldığı toplumlar, uygar olamaz! İnsanlığın her zamankinden daha çok hak ve adalete ihtiyacı var” dedi. “İnsan haklarının güvencesi demokrasidir” diyen Karadeniz şöyle devam etti: “İnsan hakları açısından Türkiye’deki mevcut durum ümit verici değildir. Türkiye’de insan haklarına OHAL ile darbe vuruldu. OHAL uygulamalarının olduğu bir ülkede demokrasiden söz edilemez. Adalet, özgürlük, eşitlik demokrasinin temelidir. Türkiye’de her şeyden önce gerçek demokrasiyi inşa etmeliyiz. Düşünce özgürlüğünü ve basın özgürlüğünü yeniden tesis etmeliyiz. Milletvekilimiz hapiste. Gazeteciler, hapiste. Akademisyenler hapiste. Hiç suçu olmadığı halde işini kaybeden binlerce insanımız var. En temel insan hakları ihlal ediliyor. Demokrasi sorunumuzu çözmeliyiz. Temelinde özgürlük, eşitlik ve kardeşlik ilkeleri olan bir ülkeyken bugün bu ilkelerden çok uzağız. Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün ilke ve devrimleri ile yaşamın her alanında insanı temel alan, insan odaklı anlayışı egemen kılarak insan hak ve özgürlükleri sorunlarımızı çözebiliriz. ‘İnsan hakları doğmakla kazanılır, beklemez, insana yakışır, insanca bir yaşam içindir.’ diyen Atatürk, Türkiye Cumhuriyeti’nin temellerini de insanı temel alan ilkeleriyle atmıştır. Dünya Lideri Atatürk’ün bütün insanlığın barış ve huzur içinde yaşamasını öngören ‘Yurtta barış, dünyada barış’ ilkesi insanlığın her zamankinden daha çok ihtiyaç duyduğu barış, kardeşlik, özgürlük, hak ve adalete ışık tutmaktadır. AHMET AKIN: OHAL GÖLGESİNDEN İNSAN HAKLARINI KURTARMALIYIZ! CHP Balıkesir Milletvekili ve Genel Başkan Başdanışmanı Ahmet Akın da, 10 Aralık İnsan Hakları Günü için mesaj yayınladı. Akın’ın mesajı şu şekilde; “Bütün insanlar ırk, din, renk, yaş, cinsiyet ayırımı yapmadan en temel hak ve özgürlüklere sahiptir. İnsanların sevgi, saygı, dostluk duygularını geliştirmek, insanın insan olmak haysiyeti uygun bir yaşam sürebilmesi için bu haklar oldukça önemlidir. İnsanların devletler tarafından keyfi gerekçelerle özgürlüklerinden mahrum edilmemeleri, ifade ve örgütlenme özgürlüklerinin korunması ve daha pek çok nedenden dolayı bu hakların korunması gerekmektedir. Maalesef bugün insan hakları mevcut iktidar tarafından askıya alınmış bulunmaktadır. OHAL KHK’ları ile binlerce insanımız yargı kararı olmadan işlerinden atıldılar. 12 Eylül döneminde bile yaşanmayan insan hakları ihlalleriyle bugün karşı karşıyayız. OHAL gölgesinde insan haklarında söz etmek mümkün değildir. İnsan haklarının koruyucusu hukuktur, bağımsız yargılardır. Hak dedikten sonra hukuk diyoruz; bu ikisini bir birinden ayıramayız. Bugün hukuku bertaraf eden iktidar en temel insan haklarını da bertaraf etmiş bulunmaktadır. İnsan haklarını savunurken, hakları savunurken, hukuku da savunmak zorundayız. Bugün bizler Cumhuriyet Halk Partisi olarak; insan haklarının hukuk ve adaletle sağlanacağını, korunacağını savunuyoruz. Halkçı bir parti olarak dil, din, renk, yaş, cinsiyet, mezhep farkı gözetmeksizin herkesin haklardan eşit yararlanması gerektiğini Cumhuriyeti’mizin ilk yıllarından bu yana savunuyoruz. Yaşanabilir, adaletli ve insan haklarının güvence altında olduğu bir Türkiye hep birlikte inşa edeceğiz. “ "OHAL İLE YÖNETİLEN ÜLKEMİZDE HAK İHLALLERİ KATLANARAK ARTMAKTADIR" CHP Tekirdağ Milletvekili Candan Yüceer’in 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü dolayısıyla paylaştığı mesaj şöyle: Çağdaş bir devletin görevi bireysel hak ve özgürlükleri, evrensel düzeyde kabul edilen standartlara ulaştırmak ve sürekli geliştirmektir. Bu, hak ve özgürlükler İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’yle 69 yıl önce teminat altına alınmıştır. Ancak demokrasinin, hak ve özgürlüklerin askıya alındığı ülkemizde gerek ülkemizde bu kavramlardan söz etmek mümkün değildir. 15 Temmuz darbe girişimi sonrası OHAL’le yönetilen ülkemizde, hak ihlalleri katlanarak artmaktadır. İktidar, “tek adam rejimi” sevdasıyla adaletsizliğin, hukuksuzluğun kol gezdiği bir Türkiye yaratmıştır. En küçük muhalif sese bile tahammülü olmayan iktidar, yargıyı sopa olarak kullanarak bir korku toplumu oluşturmuş, tutukluluğu tedbir değil, cezalandırmaya dönüştürmüştür. Dernekler, sendikalar, basın-yayın organları hiçbir yargı kararı olmadan kapatılmakta, muhalif gazeteciler demir parmaklıklar ardına gönderilmektedir. KHK’lar aracılığıyla akademisyenler tasfiye edilmekte, sendikal faaliyetler suç sayılmakta, muhalif sendikalar hedef alınarak, iktidarla fikir iklimi örtüşmeyen binlerce insanlar işinden edilmektedir. Bu süreçte en çok ayrımcılığa maruz kalanlar “kadın erkek eşit değildir” zihniyetinin karanlığında yine kadınlar olmaktadır. Kadının kimliği üzerinden değil de bedeni üzerinden siyaset yapan iktidar toplumun yarısını oluşturan kadınları yok saymaktadır. 10 Aralık İnsan Hakları Günü’nde işçi haklarından kadın haklarına, engelli haklarından çocuk haklarına, düşünce ve ifade özgürlüğünden yaşam hakkına birçok sorun çözüm beklemektedir. Biz tüm baskılara rağmen insan hakları ve demokrasi mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğiz. Bu duygu ve düşüncelerle ülkemizin ve tüm insanlığın 10 Aralık İnsan Hakları Günü’nü kutluyorum. Ayrımcılığın olmadığı, herkesin birbirinin yaşam hakkına, düşünce ve ifade özgürlüğüne saygı duyduğu, insanların onurluca yaşadığı, adalet duygusunun zedelenmediği, demokratik ve çağdaş bir Dünya ve Türkiye özlemimi dile getiriyorum." OHAL SÜRECİ EN BÜYÜK ENGEL CHP Kırklareli Milletvekili TBMM Başkanlık Divanı Üyesi Vecdi Gündoğdu’nun 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü nedeniyle yaptığı basın açıklaması şöyle: Ülkemizde ve sınırlarımızda son 15 yıldır AKP hükümetleri dönemlerinde izlenen yanlış politikalar sonucu yaşanan insan hakları ihlalleri her geçen gün artarak devam etmektedir. Bugün, AKP Hükümetinin uygulamaya koyduğu ve bir buçuk yıldır devam eden OHAL süreci ne yazık ki ülkemizde demokrasinin kökleşmesinin, özgürlüklerin ve insan haklarının yaşanmasının önündeki en büyük engeldir. Tüm insanlığın ve bizlerin temel amacı; insanca bir yaşam düzeni kurmak, insanın doğarken sahip olduğu temel hak ve özgürlüklerle yaşamaktan gurur duyduğu bir yaşam alanı yaratmaktır. Bu duygularla; Herkesin temel hak ve özgürlüklerinden yararlandığı hak ve hürriyetlerin kısıtlanmadığı, hukukun üstünlüğünün ve adil yargılanma şartlarının üst düzeyde olduğu, insana sırf insan olduğu için değer veren insanlarla dolu bir Dünya, bir Türkiye dileğiyle 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü’nü kutluyor, saygılarımı sunuyorum. "OHAL İNSAN HAKLARINI YOK EDİYOR" CHP Ankara Milletvekili Şenal Sarıhan'da yazılı açıklamasında şunları ifade etti: İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’ nin Birleşmiş Milletler tarafından kabul edilişinin 69. yıldönümündeyiz. Bu sözleşme ile “onurlu, özgür ve eşit bir yaşam için din, dil, cinsiyet, renk, siyasal düşünce yönünden her türlü ayrımcılığın önlenmesi, adil yargılanma, düşünce ve vicdan özgürlüğü, çalışma, örgütlenme hakkı gibi” haklar evrensel ilkelerle koruma altına alındı. Aradan 69 yıl geçti. Ancak dünya ve Türkiye hala insan hakları sorunu ile uğraşıyor. Her gün yeni bir insan hakkı ihlali ile karşı karşıya kalıyoruz. Türkiye’deki duruma baktığımızda; 15 Temmuz Darbe Girişimi’ nin ardından ilan edilen ve bugüne dek kesintisiz bir şekilde uygulanan OHAL , zaten sorunlu olan insan hak ve özgürlüklerini nerede ise toptan yok etmiş bulunuyor. İktidar, adım başı kendisinin “Milli İradeyi temsil ettiğini ifade etmesine rağmen, milli iradeyi oluşturan insan topluluğuna acımasız davranıyor. Sadece kendisi için seçilmişliğin önemine inanıyor. Daha dün, tam da insan hakları gününün arifesinde, yine halk iradesi ile seçilmiş olan Maltepe Belediye Başkanını görevden uzaklaştırdı. Bu işlem, halkın seçim hakkını yok etmektir. Hukuku da siyasetin emrine vermektir. Özünde adım adım muhalefetin yok edilmesi girişimi olan işlem ve eylemlerle karşı karşıyayız. Sadece son bir haftada, bir milletvekili olmasına rağmen hukuksuz bir şekilde tutuklanmasının ardından adil HDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ ın adil yargılanma hakkının ihlaline, barış istedikleri için çalışma hakkı ellerinden alınan Akademisyenlere, yine çalışma hakları ellerinden alındığı için açlık grevine giren Nuriye ve Semih’in yaşam hakkının hiçe sayılmasına, ifade özgürlüğü hakkı gasp edilen gazetecilere, yaşam hakkı yok edilen kadınlara, iş cinayetlerinde yaşamını yitiren emekçilere tanık olduk. İnsan olmaktan kaynaklanan temel haklarımızın DOKUNULMAZ, DEVREDİLEMEZ, ERTELENEMEZ BİR BÜTÜN OLDUĞUNU ve hakları ihlal edenlerin de bir gün hak aramak zorunda kalabileceklerini bir kez daha anımsatıyoruz.