TBMM Eğitim Komisyonu üyesi CHP’li Ceyhun İrgil, eğitimdeki sorunların 15 yıldır katlanarak artması ve sonunda Cumhurbaşkanının eğitimdeki başarısızlığı ifade etmesi sonrası Milli Eğitim Bakanlığı’nın gerekeni yapmadığını söyledi.
İrgil, TBMM’deki basın toplantısında “Küçüğünden büyüğüne herkesin anladığı, devletin en yetkili ağzı tarafından da dile getirilen eğitimdeki başarısızlık tespiti, bu başarısızlık tablosu karşısında Milli Eğitim Bakanlığı bürokrasisinin istifa etmesi gerekir. Etmediklerine göre tabloyu tam algılayabilmiş değiller” diye konuştu.
ACİLEN YAPILMASI GEREKENLER
CHP’li İrgil, acilen üniversitelerin eğitim fakültesi dekanlarının, eğitim bilim uzmanlarının, eğitim sendikalarının, ailelerin ve tüm paydaşların içinde bulunduğu bir Milli Eğitim Şurası’nın toplanması gerektiğini ifade ederek “Meclis’te bir genel görüşme açılarak milli eğitim konusunun konuşulması gerekir” dedi.
Tüm çocukların aynı eğitim olanaklarından yararlanmasınınsağlanmasını belirten İrgil, şöyle devam etti: “Bakanlık liyakat esasına dayalı atama sistemine dönmelidir. Tüm okullara okul bütçesi oluşturulmalı, devlet okullarının donanım, temizlik gibi sorunları çözülmelidir. Öğretmen istihdamı ve özlük hakları yeni bir yasal düzenleme ile kamu yönetimi içinde yeniden yapılandırılmalıdır. Tüm okulların nitelik ve niceliği eş seviyeye getirilmelidir.”
15 YILLIK EĞİTİM TABLOSU
CHP Bursa Milletvekili Dr. Ceyhun İrgil, eğitimdeki başarısızlık tablosuna ilişkin olarak da şu verileri paylaştı.
- 2016-2017 eğitim öğretim yılında yaklaşık 1.897.524 öğrenci okullaşamadı.
- 119 ataması yapılmayan öğretmen, yine atanamadı. Milli Eğitim Bakanlığı Ağustos ayında kadrolu atama yapmak yerine tüm İl ve İlçelerde ücretli öğretmenlik alımı yapmaya başladı. Ayrıca sözleşmeli öğretmenlik sistemi ile öğretmenlerin iş güvencesi ortadan kaldırıldı.
- Sekiz yıllık kesintisiz eğitime geçildiği 1998 yılında, MEB yatırımlarına % 30,03, 2002 yılında % 17,18 pay ayrılırken bu oran 2017 yılında %8,51’e geriledi.
- 2016 yılında en zengin yüzde onluk kesim ile en yoksul yüzde onluk kesimin eğitim harcamalarında 64 kat fark oluştu.
- Yoksul aileler harcayabilecekleri her 100 liranın sadece 50 kuruşunu eğitime ayırabilirken, en zengin yüzde 10’luk kesim ise 100 liralık harcamasının 5,2 lirasını eğitime harcayabildi.
- 2016-2017 eğitim öğretim yılında 817.799 öğrenci, 43,466 okul taşımalı eğitim kapsamında 11.900 merkeze taşındı.
- PİSA sınavlarında Türkiye’nin sıralaması, 2003 ten bu yana Matematikte 35’ten 49’a, Fen alanında 33’ten 52’ye, Okuma Becerilerinde ise 35’ten 50 nci sıraya geriledi.
- İlkokulların yüzde 31’i birleştirilmiş sınıflı okul olarak eğitim vermektedir. Bu okullar batı illerinde olduğu gibi yoğun olarak Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgelerinde bulunmaktadır.
- Ülke genelinde nitelikli okullar Proje Okulu kapsamına alınarak öğretmenleri sürgün edildi. Yönetici ve öğretmenleri Bakan tarafından liyakat esasına aykırı bir şekilde atandı.
- TEOG sonuçlarına göre yaklaşık 1 milyon 200 bin öğrenci liselere yerleştirildi. Binlerce öğrenci istemediği okulla ya da evinden çok uzak okullara yerleştirildi. Sınavsız girilen Genel Liselerin kapatılması nedeniyle öğrenciler evlerinden uzak istemedikleri okullara kayıt yaptırmak zorunda kaldı.
- Üniversiteleri kazanan yüzbinlerce öğrenci, Devlet yurtlarında yer bulamadığı için vakıf/dernek ya da özel yurtların önünde kuyruk oluşturdu. Devlet üniversite öğrencilerinin yüzde 14,51’ine yurt imkanı sağlayabildi.
- Köy okullarının ve Yatılı İlköğretim Bölge Okullarının kapatılması nedeniyle köylerdeki yoksul aile çocukları cemaatlerin arkasında olduğu vakıf ve dernek yurtlarına terk edildi. 2002 yılından buyana Yatılı okul sayısında yüzde 34,54, öğrenci sayısında ise yüzde 66,07 oranında azalma meydana geldi.
- Okulların açılmasına bir kaç gün kala 1150 öğretmen il dışına sürgün edildi. Öğrenciler öğretmensiz kaldı.
- Fatih Projesi kapsamında yaklaşık iki yıldır tablet dağıtımı yapılmadı. 2014’te bitirilmesi planlanan Fatih Projesi çöktü.
- Üç çocuklu ailenin minimum bir aylık eğitim harcaması 2.460 lira 87 kuruş oldu.
- Kış saati uygulamasına geçilmedi; öğrencilerin sabah ve akşam saatlerinde mağduriyetine yol açıldı.
- Dayatma öğretim programları nedeniyle velilere çıkış noktası olarak özel okulların yolu bırakıldı. Devlet okullarında niteliğin düşmesi nedeniyle özel okullara rağbet arttı.
- Neredeyse tüm okullarda velilerden zorunlu bağış toplandı. Okulların temizlik gibi tüm sorunları velinin üzerine yıkıldı.
- Okul öncesinde eğitimde ikili eğitimden tam güne geçilemediği için ailelere büyük sıkıntı yaşatıldı.
- Okul yöneticilerinin yüzde 84’ü yandaş Eğitim Bir Sen üyelerinden atandı. Liyakat ilkesi ortadan kalktı. Öğretmenlere yönelik siyasi baskı arttı.
- Milli Eğitim Bakanlığı bir yönetmelik değişikliğiyle nüfusu az olan ilçe merkezlerinde sadece Anadolu İmam Hatip Lisesi açılabilmesini sağladı.
- Dershanelerin kapatılması sonucu apartman dairelerine Temel Liseler açıldı. Dershane eğitimi veren bu liselerin fiyatları 10-20 bin TL oldu. Dershanelerin ve Etüt Merkezlerinin kapatılması ile merdiven altı kurumlar arttı.
- Plansız programsız İmam Hatip Liselerine yerleştirilen öğrencilerin sadece beşte biri üniversite sınavını kazanabildi.
- Cumhurbaşkanı “Başbakana söylerim, TEOG kalkar” dedi. TEOG kalktı.
