CHP Sözcüsü Bülent Tezcan, partisinin olağanüstü MYK toplantısı sonrası açıklamalarda bulundu. Tezcan, CHP'nin dün çıkarılan iki KHK'yı AYM'ye götüreceğini söyledi. Tezcan'ın açıklamalarından satırbaşları şöyle: Türkiye dün yeni bir darbe bildirisiyle uyandı. 695 ve 696 sayılı KHK'lar yayınlandı. Askeri darbelerin sıkı yönetim bildirileri vardır. Sivil darbeler toplumu OHAL KHK'larıyla yönetirler. Ne yazık ki Türkiye 17 ay darbe bildirisi olan OHAL KHK'larıyla yönetiliyor. Erdoğan iktidarı Türkiye'yi darbeyle yönetmeye alıştı. Darbenin sağladığı imkanlar uyuşturucu bağımlısı gibi bu iktidarı darbe bağımlısı haline getirdi. TBMM'yi devre dışı bıraktılar, işlevsiz hale getirdiler. TBMM'yi etkisizleştirdiler. Toplum ve devlet militarize edilmeye çalışılıyor. Tek adam rejimi tahkim edilmeye çalışılıyor. Tek adam rejimlerinin tahkim edildiği rejimlerin adı diktatörlüktür. KHK'ların dünden bu yana en çok tartışılan maddesi 121. maddesi. Yani bir cezasızlık hükmü içeren madde. Deniyor ki resmi sıfatı olsa da olmasa sokaktan geçen kişi ben terörle mücadele ediyorum diye üzerine vazife alıp buna ceza vermeyeceksin. Hiçbir hukuk devletinde olmaması gereken bir şey. Bu nerede olur? Faşist devletlerde olur.
CHP, terör eylemlerini bastıran sivillere yargı muafiyeti sağlayan maddenin iptali için AİHM’e gidiyor
Bu madde iktidar eliyle sivil silahlı çete kurma maddesidir. Bu aynı zamanda cezadan da muafiyet. Terörle mücadele ediyorum altında bunları yaparsan ben sana ceza verilmeyecek bir ortam yaratabilirimin işaretidir. Türkiye'yi bir ateşin içine atmak peşinde misiniz? Böyle bir akılsızlık, böyle bir aymazlık nasıl olabilir anlamakta zorluk çekiyoruz. Milletin huzurunu bozmayın. Derhal bu tehlikeli uygulamalardan vazgeçmeye çalışıyoruz iktidarı. Toplumu ve devleti militarize eden ve iktidar eliyle sivil silahlı çete oluşturmaya yarayan bu maddenin derhal kaldırılmasını istiyoruz. Evrensel hukuk ilkelerini çiğneyerek Türkiye'yi hiçbir yere taşıyamazsınız. 696 sayılı KHK'da bir başka düzenleme taşeron işçilikle ilgili. Öncellikle taşeronun kadroya geçirilmesi CHP'nin ortaya attığı ve takipçisi olduğu bir projedir. İktidarın en azından söylem düzeyinde bunu kabul etmek zorunda kalması sevindirici. Daha önce defalarca söyledik. Bizim bu projemizi önce çaldılar sonra bozdular, milleti de iğfal ettiler. Ortaya çıkan tablo şudur; bir; parlamento devre dışı bırakılmıştır. İki, işçi örgütleri ve sendikalar devre dışı çıkarılmıştır. Üçüncüsü durumu kurtarmaya yönelik düzenleme yapılmıştır. Bütün bu olumsuzluklara rağmen taşeronda çalışan işçilere kısmen kadro verilmesi sevindiricidir. Başta söyledim bu KHK'lar 20 Temmuz darbesinin sıkıyönetim bildirileridir. Anayasa Mahkemesi'nin aslında 1991 yılında verdiği iki önemli karar vardı. İçtihat. Deniyordu ki OHAL döneminde çıkarılan KHK'lar OHAL'in amacına uymalıdır. Bugün AYM konjonktür mahkemesi olduğu için o içtihadından döndü. Çok büyük bir günah işledir. 17 aydır Türkiye'nin yaşadığı bu sıkıntının en büyük sorumlularından birisi AYM'dir. Bu KHK'yı Anayasa Mahkemesi'ne götüreceğiz. Daha önce götürdüğümüzü reddetmiş olmasına rağmen bir kere daha onlara günahlarını affettirme fırsatı vereceğiz. Bakalım vicdanları sızlamış mı?