Perşembe, Nisan 25, 2024

CHP Sözcüsü Öztrak: Sosyal mesafe yok kibir mesafesi var

CHP Sözcüsü Öztrak “Erdoğan bilimsel gerçeklerle kendi sağlığını korurken, işçilerimizin sağlığı ise siyasi ve ekonomik gerekçelerle kaderine terk edilmiş” diyerek Erdoğan’a tepki gösterdi.

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Faik Öztrak’ın bugün MYK sürerken basın toplantısı düzenledi. Öztrak, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Tayyip Erdoğan’ın işçileri uzaktan selamlarken oluşan görüntülere tepki göstererek “Bu fotoğrafta ‘sosyal mesafe’ yok, ama ‘kibir mesafesi’ var” dedi.

Öztrak’ın açıklamalarından satır başları şöyle:

Ülkemizde ilk korona virüsü vakasının tespit edilmesinin üzerinden tam iki ay geçti. Son iki ayda; 138 bin 657 yurttaşımız virüse yakalandı. 3 bin 786 yurttaşımız ise yaşamını yitirdi. Kaybettiğimiz yurttaşlarımıza Allah’tan rahmet diliyoruz. Kayıplarımızın ailelerine, sevenlerine sabır diliyoruz. Hastalıkla mücadele eden vatandaşlarımıza ise acil şifalar diliyoruz.

SARAYIN NORMALLEŞME STRATEJİLERİ KAFA KARIŞTIRIYOR

Salgın sürecinde dünya normalleşme stratejilerini uygulama aşamasına geldi. Biz de salgından çıkış stratejisinin ilk safhasına geçtik. Ama, salgını tam olarak kontrol altına alabildik mi? Hayır. Henüz alamadık. Günlük vaka sayılarımız azalıyor; ancak yeni vakalar gelmeye de devam ediyor. Covid-19 virüsüne karşı, başarılı bir tedavi yöntemi veya aşı bulunabildi mi? O da hayır! Saray hükümetinin açıkladığı normalleşme stratejisi kafaları karıştırıyor.

TBMM KAPALI, AVM’LER AÇILIYOR

Bugün, AVM’ler açılıyor. Yakın zamanda spor müsabakalarının da yeniden başlayacağı anlaşılıyor. Ve Bilim Kurulu Üyeleri tüm bunlar hakkında endişelerini dile getiren açıklamalar yapıyorlar. Bu çelişkili kararların nerede, hangi gerekçelerle alındığını kamuoyu bilmiyor. Örneğin park, bahçe gibi açık alanlar açılmazken, TBMM kapalıyken, AVM’ler neden açılıyor? Biz hariç dünyada birçok ülkenin meclisleri sosyal mesafeye uyarak, dijital platformları kullanarak çalışıyorlar. Türkiye Futbol Federasyonu, ligleri başlatmak için kendi özgür iradesiyle nasıl karar alabiliyor? Kulüplerimiz tedirgin, futbolcularımız tedirgin ama anlaşılan birileri liglerin başlaması için baskı yapıyor. Bu baskıyı yapan kim? Maçları veren yayıncı kuruluş mu? Bahis şirketleri mi? Yoksa başka güç odakları mı? Hafta sonu Beşiktaş Kulübünde bir futbolcu ve bir çalışanda virüs tespit edildi. Peki, şimdi ne olacak? Bu koşullarda maçlar yeniden nasıl başlatılacak? Türkiye Futbol Federasyonu tüm bu soruların cevabını kamuoyuna mutlaka vermelidir.

İKİNCİ AŞAMA İLKİNDEN KRİTİK

Hep söylüyoruz. Dünya örnekleri de gösteriyor. Salgınla mücadelede ikinci aşama, yani sosyal ve ekonomik yaşamın normalleşmesi, ilk aşamaya göre daha kritiktir. Mücadelenin ilk aşamasında son derece başarılı olan Güney Kore, ikinci aşamaya geçtikten sonra günlük hasta sayısının 10’nun üzerine çıkmasıyla, eğlence mekânlarını yeniden kapatma kararı aldı. Bir diğer örnek Japonya… Başlangıçta salgını kontrol altında tutma konusunda başarılı olurken, sonrasında sıkıntılar başladı. Keza Almanya… Kuralların gevşetilmesiyle vaka sayılarındaki artış Almanya’da da kaygıları artırmaya başladı. Biz insanlarımızın sağlığına kavuşmasını, biran evvel işine gücüne dönmesini ve salgın tehlikesinin tamamen bertaraf edilmesini herkesten çok istiyoruz. Bunun için mücadele ediyoruz. İkinci bir dalganın katlanılan tüm fedakârlıkları riske atmakla kalmayacağını; ekonomide duran çarkların dönmesini daha da geciktireceğini ve fırsatları kaçıracağımızı düşünüyoruz. Bunun can kaybının yanında nasıl bir gelir kaybına yol açabileceğini de görüyoruz.

KAŞ YAPARKEN GÖZ ÇIKARMAYIN

Parti olarak “sorumlu bir çıkış stratejisi” uygulanmasını da bu nedenle ısrarla istiyoruz. Onun için “salgından çıkış stratejisi, herkese güven verecek bir şekilde hazırlanmalı ve uygulanmalıdır” diyoruz. Ancak saray hükümetinde bu konuda bir ciddiyet görmüyoruz. Üniversite sınavlarıyla ilgili yaşanan ve gençlerimizin geleceğini etkileyecek keyfi gel gitler ortada. Bu tarihlerin düzeltilmesini tüm aileler ve gençler bekliyor. Bu nedenle hükümeti bir kez daha uyarıyoruz: “Kaş yapayım derken, göz çıkartmayın”. Herkese güven verecek, sorumlu bir çıkış stratejisini hazırlayın. Bunun iki koşulu var. “Bilimsel gerçeklere riayet” ve “karar alma sürecinde saydamlık.” Her sektör, hatta her il için ayrı çıkış stratejileri hazırlamak. Bu stratejileri de mutlaka Bilim Kurulu’nun onayından geçirmek.

EMEKÇİ CANI İLE CÜZDANI ARASINA SIKIŞTI

Saray hükümetinin salgının ilk evresindeki siyasi tercihleri ortadadır. Hükümet fabrikalarda çalışan işçilerimizin, sağlığını korumak için, işçilerimizi bir süre evlerinde tutmak yerine, fabrikalarda topluca çalıştırmayı tercih etmiştir. Emekçilerimizi canları ile cüzdanları arasına sıkıştırmıştır. Bunun tabi ki insani maliyeti de ağır olmuştur. Nisan ayında en az 103 emekçimiz bu virüs nedeniyle yaşamını kaybetmiştir. Korona, emekçilerimiz için ölümcül bir meslek hastalığına dönüşmüştür. Hala bu hastalığın yayılmasının engellenmesi ve iş cinayetlerinin durması için iş yerlerinde sosyal mesafe ve hijyen başta olmak üzere gerekli tedbirlerin alınmadığını görüyoruz.

BİR FOTOĞRAF BİN SÖZCÜĞE BEDEL: SOSYAL MESAFE YOK, KİBİR MESAFESİ VAR

Bunları tekrarlamaktan dilimizde tüy bitti. Ama belki “Bir fotoğraf, bir resim bin tane sözcüğe bedeldir.” Devletin resmi haber ajansı tarafından servis edilen bu fotoğrafa, tüm milletimizin dikkatlice bakmasını rica ediyorum. Sayın Erdoğan, 50 gün sonra, boğaza nazır Huber Köşkü’nden ilk kez sokağa çıkmış ve bu pozu verdi. Bir tarafta Erdoğan tek başına, araya bir güvenlik şeridi çekmeyi de unutmamışlar… Diğer tarafta işçilerimiz, en az 20 metre geride ve balık istifi vaziyetinde. Evet, bu fotoğrafta “sosyal mesafe” yok, ama “kibir mesafesi” var bu unutulmamış. Aslında bu resmin memleket tozu ayağına değmesin diye, Erdoğan’ın tarlaya galoşla basmasından farkı yok. Bakın, bu ikisi de aslında aynı resim. İkisi de kibrin resmi. Erdoğan ile bu ülkenin çalışanları, üretenleri arasındaki mesafe giderek açılıyor. Belli ki bu güvenlik şeritli tedbir Erdoğan’ın sağlığını korumak için alınmış. Erdoğan bilimsel gerçeklerle kendi sağlığını korurken, işçilerimizin sağlığı ise siyasi ve ekonomik gerekçelerle kaderine terk edilmiş.

BU SALGIN NE ZAMAN BİTER?

İnsanlarımız, “Bu salgın ne zaman bitecek?” diye soruyor. Cevabı işte bu fotoğrafta. Erdoğan’ın kendi sağlığı için aldığı tedbirleri, milletimiz için, işçilerimiz için alabildiği zaman bu salgın biter.

GENİŞ TANIMLI İŞSİZ SAYISI 9 MİLYONLA REKOR KIRDI

Bu, resmi işsizlik rakamları sanki düşmüş gibi gösteriyor. Ama diğer taraftan geniş tanımlı dediğimiz gerçek işsizlik rakamları da rekorlar kırıyor. Yani işgücü piyasasından çekilenleri, yetersiz ve eksik istihdam edilenleri, mevsimlik çalışanları da kapsayan gerçek işsiz sayımız tarihimizde ilk kez 9 milyonu aştı. Gerçek işsizlik oranı, yüzde 26,3 ile tüm zamanların rekorunu kırdı. Salgın gelmeden önce ekonomimiz istihdam yaratmakta sıkıntı yaşıyordu. Tarımda istihdam kayıpları son 25 aydır, inşaatta istihdam kayıpları son 23 aydır devam ediyor. Şimdi istihdamdaki kayıplara yeniden bu ay hizmet sektörü de eklenmiş gözüküyor. Bu rakamları hükümet çok iyi analiz etmelidir. İş bulma umudunu kaybettiği için işgücü piyasasından çekilenleri ve iş bulma umudu olmadığı için işgücü piyasasına girmeyenlerin durumunu gayet iyi görmelidir.

CHP’NİN TEDBİR ÖNERİLERİ

Krizin başından bu yana Sayın Genel Başkanımız ve onun direktifiyle bizler onlarca tedbir önerdik. İzlenmesi gereken yol haritasının ana hatlarını çizdik. Bu ana hatları bir kez daha sizlerle paylaşmak istiyoruz.

-Büyüme ve işsizlik başta olmak üzere önümüzdeki üç yıla ilişkin hedef ve tahminlerinizi yenileyin.

-Eller, tutar yanı kalmayan bütçeyi yeniden yapın. Bu amaçla da meclisin biran önce toplanmasını sağlayın.

-İşini yitirenlere, gelirini kaybetmiş esnaflarımıza, çiftçimize ve toplumun kırılgan kesimlerine yaygın gelir desteği transferlerini bütçeden sağlayacak şekilde bütçenin harcama önceliklerini değiştirin. Ülkemizde yaygın bir sosyal korunma ağı kurmak için çalışmalara başlayın. Aile yardımları sigortasıyla hiçbir çocuğun yatağa aç girmemesini sağlayın.

-Üreten kesimlerin kriz nedeniyle uğradıkları kayıpları borç vererek telafi edemezsiniz. O nedenle telafi edici transferlerle bu kayıpları giderinki sanayicilerimiz salgın sonrasında oluşacak yeni küresel üretim zincirlerinde avantajlı bir yer kapabilsinler.

-Başta G-20 ekonomileri olmak üzere tüm ülkelerle ekonomik istişare, dayanışma ve işbirliği imkânlarını kullanın.

-Son olarak da bütün bunları, ekonomide yitirilen güveni tahkim etmek için, toplumun tüm kesimleriyle istişare ederek yapın. Ekonomik ve Sosyal Konseyi toplayın.

DÖRT KOLDAN ÇALIŞMAYA DEVAM EDECEĞİZ

Biz, krizin ilk gününden itibaren yapıcı olmaya, hükümete yol göstermeye çalışıyoruz. Bundan sonra da çalışacağız. Sayın Genel Başkanımızın koordinasyonunda milletvekillerimiz, belediye başkanlarımız gayretle çalışıyor. Çalışmaya da devam edeceğiz. Milletimizin derdine derman olmak için elimizden geleni yapıyoruz. Yapmaya da devam edeceğiz. Partimizin yönettiği belediyeler toplumsal dayanışmayı artıracak projeler geliştiriyorlar. Milletin veresiye defterlerindeki borçları sildiriyorlar. İhtiyaç sahiplerinin elektrik, doğalgaz, telefon, su faturalarını hayırseverlerle buluşturuyorlar. Su faturalarında indirime gidiyorlar, gıda yardımlarıyla sofraların yükünü hafifletmeye uğraşıyorlar. Şu anda memleket yanıyor. Ve bu yangın o partiden bu partiden ayrımı yapmıyor. Bu kötü günleri omuz omuza vererek, dayanışmayla aşacağız. Bundan kuşkumuz yok. Yeter ki saray hükümeti koltuk için kavga çıkarmaya uğraşmasın, toplumu bölüp parçalamaya çabalamasın. Sorunları çözemiyorsa bunu da kendisine ar etmesin. Milletimizin yakasından düşmeyi bilsin.

ÜÇ ZARFI HAZIRLAMAYA BAŞLAYIN

Meşhur sadrazam hikâyesidir. Yeni göreve başlayan sadrazam, masasının üzerinde selefinin bıraktığı bir not ve notun altında üç tane zarf bulur. Notun üzerinde başın sıkıştığında bu zarfları sırasıyla aç yazmaktadır. Bir süre sonra halkın şikâyetleri, homurtuları artmaya başlar. Sadrazamın aklına bu zarflar gelir ve ilk zarfı açar. İlk zarfta, “bu senin çıraklık dönemin sonu yapamayacak olsan da bol bol vaat ver” yazar. Sadrazamda öğüdü tutar, vaatleri peşi sıra sıralar ve gerçekten bir müddet rahat eder. Ancak bir süre sonra ülkede homurtu ve şikâyetler yeniden yükselmeye başlar. Sadrazam ikinci zarfı da açar. İkinci zarfta “bu senin kalfalık döneminin sonu, geçmiş yönetimleri bol bol suçla” yazıyordur. Sadrazam bu öğüdü de tutmuş ve yine bir süre rahat etmiştir. Ancak yeniden sıkışınca üçüncü zarfa müracaat etmek zorunda kalır. Bu zarfta ise “bu da senin ustalık dönemin, kendinden sonra gelecek sadrazama üç mektup da sen hazırla” yazar. Ne diyelim? İlk seçimde gideceğinizi görerek, artık siz de üç zarf hazırlamaya başlayın.

ÖĞRETMENLERİN PARASINI ÖDEYİN

Son olarak saray hükümetine yeni bir soru soruyoruz: Sayın Erdoğan 20 bin yeni öğretmen ataması yapılacağını müjdelemişti. Kuralar çekildi, atamalar yapıldı, gençlerimiz çok sevindiler, ama bu gençlerin görevlendirmeleri hala yapılmadı, maaşlarını alamıyorlar. Bu 20 bin genç öğretmenin maaşlarını ne zaman ödemeye başlayacaksınız? Herhalde bununla bütçede tasarruf sağlamayı düşünmüyorsunuz bu maaşları ödemeyerek.

Ve tabii geçtiğimiz haftalarda sorduğumuz ama hala yanıt alamadığımız soruları bir kez daha tekrarlıyoruz:

1- Bu yılın başından beri topladığınız, borç aldığınız, bastığınız, döviz satarak elde ettiğiniz toplam 537 milyar lira ve İşsizlik Sigortası Fonu’ndaki 132 milyar lira nerelere kullanıldı?

2- Nisan bitti, S-400 füzelerini aktive etmediniz. Bu füzeleri ne zaman aktive edeceksiniz? Buraya yatırdığınız 2,5 milyar dolar ne olacak?

3- Katarlılara peşkeş çektiğiniz, Sakarya Tank Palet Fabrikası’na yapacaklar dediğiniz 50 milyon dolarlık yatırım yapıldı mı, yapılmadı mı?

4- Nisan ayında Osmangazi ve Yavuz Sultan Selim köprüleri için bütçeden 2 milyar 720 milyon liralık garanti ödemesini yaptınız mı, yapmadınız mı?

5- Son olarak, Antalya Serik Belediyesi’nde patlayan rüşvet skandalı konusunda Savcılar ve İçişleri Bakanlığı ne zaman devreye girecekler? Yoksa giden başkanın söylediği gibi kol kırılıp yen içinde mi kalacak? Böyle bir usul devlette var mı?

PolitiYol Telegram'da

GÜNÜN YAZILARI

SOSYAL MEDYA

13,609BeğenenlerBeğen
10,450TakipçilerTakip Et
60,616TakipçilerTakip Et
9,284AboneAbone Ol

EDİTÖR ÖNERİSİ

HAFTANIN ÇEVİRİSİ

SON HABERLER