CHP Parti Sözcüsü Faik Öztrak, MYK gündemine ilişkin açıklamalarda bulundu.
Öztrak’ın açıklamalarından satır başları şu şekilde:
Bugün MYK gündemimizde ekonomide yaşanan kriz, Tank Palet fabrikasının devriyle ilgili gelişmeler, ABD’nin sınırımızda kuracağını söylediği tampon bölge ve yerel seçimle iligli değerlendirmeler vardı.
İşçilerimiz Tank Palet Fabrikasının devrini protesto etmek için görkemli bir mitin yaptılar. İşçilerimiz bu meselenin memleket meselesi olduğunu haykırdılar.
Artık ülkemizin en stratejik varlıkları da sarayın yerli yandaşlarına ve onun katarlı ortaklarına peşkeş çekiliyor.
Bu şirket yandaş iş adamına devredilmeden önce Türkiye’nin en önemli kamyon üreticilerindendi. Şirketin hisselerine 2013’te TMSF tarafından el konuldu. Erdoğan’ı TMSF ile yakın ilgisini bilmeyen yoktur.
Kendi zenginini yaratmak için koskoca T.C.’yi bir çadır devletine dönüştürmenin hikayesi bu.
“KİM GELİP YATIRIM YAPAR?”
Dünyanın hangi ülkesinde cumhurbaşkanları şirket alma-verme işlerine karışır? Adrese teslim ihale suçtur, parası olan hangi iş adamı gelip de bu ülkede fabrika kurar? Gençlerimize iş ve aş kapısı açar? Küresel alanda rekabet edemez bu sistem, hızlı büyüyemez. Hukukun olmadığı ülkelerde iktidar yandaşlarını zengin ederken vatandaşına iş veremez.
“KÖTÜ KOKULAR GELİYOR”
Burada ciddi bir milli güvenlik sorunu var. Bu fabrika tüm bilgi ve birikimiyle başka ülkeye teslim ediliyor.
Daha önce de bu kürsüden konu hakkında sorular sorduk. Bu sorular cevapsız kaldığına göre, henüz ihaleye daha çıkılmamışken AKP bu fabrikanın kime verileceğini açıklamıştır. Daha yasal aşamalar yerine getirilmeden bir ihalenin kimde kalacağını açıklamak ihaleye fesat karıştırmaktır ve ciddi bir suçtur. Tıpkı Türk Telekom’da olduğu gibi bu özelleştirmeden de kötü kokular geliyor.
Türk Telekom zamanında defalarca uyardık, sonuç ortada. Şirketin karı Lübnanlılara, zararı ise Türk bankalarının sırtında kaldı. Şimdi Telekom’daki skandallardan daha ağırı Tank Palet Fabrikasında tek adam parti devleti rejiminde yaşanıyor. Tamamen yerli ve milli fabrikamızın, Katarlılara devri “yerlilik ve milliği” dilinde düşürmeyen iktidar için samimiyet testidir.
Bahçeliye soruyorum: Bu yandaş iş adamına, Katar ordusunun ortak olduğu şirkete milli harp sanayisinin en stratejik fabrikalarından birine devredilmesi hakkında ne düşünüyor.
Biz bu konunun takipçisi olmaya devam edeceğiz, engel olmaya çalışacağız.
“ABD’Lİ SENATÖR DEVLET BAŞKANI GİBİ KARŞILANDI”
Şu aşamada kurulacak bir tampon bölge ülkemizin çıkarlarına uygun mudur? Tampon bölgenin kontrolü kimde olacaktır? Türkiye’nin hareket kabiliyetini azaltacak mı artıracak mıdır? Ekonomimizi çökertmekle tehdit eden Trump bu koridor meselesini görüşmek üzere bir senatörünü Türkiye’ye gönderdi. Bu senatör Erdoğan ile 2,5 saat görüştü. Kapalı kapılar ardında ne konuşulduğunu bilmemize imkan yok.
Bunun parasını ve lojistik desteğini başta ABD olmak üzere koalisyon güçlerinden beklediğini ifade ediyor. Sonra da aynı Erdoğan çıkıp tampon bölgenin kontrolü Türkiye’de olmalıdır diyor. Bu ne perhiz bu ne lahana turşusu?
Çıkıp yeniden milletimize dönüp “Aldatıldık” dememeleri için biz şimdiden uyaralım: Eğer emperyalist devletler kapalı kapılar ardında kolunuzu bükmek istiyorsa gelin meseleyi TBMM’de anlatın. Emperyal güçlerin tek adamın kolunu bükmesi çok kolaydır.
“IMF’NİN KAPISINA GİTMENİN DERDİNDELER”
Ekonomi yangın yerine dönmüşken saray ve damadının oyun planı giderek daha iyi anlaşılıyor. Pansuman teadvisiyle 31 Mart’a kadar gitmenin, seçimden sonra da IMF’nin kapısına gitmenin derdindeler.
Piyasada para yok diyorlar, aynı zamanda borcu borcu borçla çevirmeye çalışıyorlar. Şu anda ne kadar geri ödenmesi zor kredi varsa bunların hepsini Ziraat Bankası’na devretmeye çalışıyorlar. Ziraat Bankasını bir çöp banka haline getrmeye çalışıyorlar.
“TEK BİLDİKLERİ BORÇ ALMAK”
İşsizlik rekorlar kırıyor, pahalılık çarşı pazarda vatandaşı kasıp kavuruyor, bunların üretimle ilgili bilgisi yok tek bilgileri borç almak.
Ekonomini çökertirim diyor, sesini dahi çıkartamıyorsun. Apar topar telefon açıp her türlü yardıma hazır olduğunu söylüyorsun. Anlaşılan düdüklü tencere patlayıp da etraf patınca temizlik için IMF ülkemize çağrılacak. IMF neler isteyecek Allah bilir…
Biz madde madde öneri veriyoruz, hiçbirini dinlemiyorlar. Saray çiftçinin sorununa çözüm arayacağına bizlere laf yetiştiriyor.
“ÇİFTÇİYE ÖDEMELERİN GEREKENİN YARISINI VERDİLER”
Depolarda soğan bitti şimdi sıfır gümrükle kuru soğan ithal ediyoruz. Bizim çiftçimiz ekim gübresi atamaz hale geldi. Adana’da sel çiftçileri vurdu, çiftçiler mağduriyetlerinin giderilmesini beklerken atanan bakan çıktı tarımda devrimden bahsetti. Bari milletle alay etmeye kalkmasınlar.. hiç mi akıl hiç mi vicdan kalmadı?
Sayelerinde tarım bitti, elin çiftçisinin üreticisinin cebine 95 milyar dolar para koymuşuz ithalat yoluyla. Meydanlarda çiftçimize verdiği her bir kuruşu kafasına kakıyor. Oysa çiftçimize verdiği bu paralar kanunen vermesi gerekenin yarısı bile değil.
