Perşembe, Nisan 25, 2024

CHP örgütsel kenetlenme sağlamakta neden zorlanıyor?

Aytuğ Şaşmaz
Aytuğ Şaşmaz
Aytuğ Şaşmaz, siyaset bilimi alanındaki doktora derecesini 2021 yılında Harvard Üniversitesi’nden aldı. Şu an Stanford Üniversitesi’nde doktora sonrası araştırma çalışmalarını sürdürüyor. Ağustos 2022’de Bryn Mawr College’da öğretim üyesi olarak göreve başlayacak. Boğaziçi, LSE ve Brown Üniversiteleri’nde öğrenim gördü. Araştırma alanları arasında Ortadoğu’da siyasi partiler, yerel yönetişim ve sosyal yardım politikaları yer alıyor.

CHP örgütlerinde öteden beri var olduğu söylenen ve örgütsel kenetlenmeye ilişkin dezavantajlar, örgütlerin yapacağı etkili çalışmalar önünde en önemli engellerden biri.[1]

 CHP’nin seçim başarısı için örgütlerin önemine yoğunlaştığımız bu yazı dizisinin bir önceki yazısında sunulan sonuçlar, CHP’nin örgüt dinamiklerini iyileştirmede ve örgütsel kenetlenme sağlamada, önemli kazanımlarla çıktığı 2019 seçimlerinde bile, yapısal bir dezavantajla karşı karşıya olduğunu gösteriyordu.

CHP adaylarının örgüt içi dinamiklere ilişkin görüşleri, örneğin partililerin birlikte çalışabilme kapasitesine ilişkin değerlendirmeleri ya da örgütlerindeki mükafatlandırmaların hakkaniyetlerine ilişkin görüşleri, AKP adaylarının kendi partilerine ilişkin görüşlerine göre gözle görülür biçimde kötümserdi. Yazı dizisinin bu son yazısında bu dezavantajın nedenlerine yoğunlaşmaya çabalıyorum. Hem anket verilerine hem de doktora tezim için yaptığım görüşme ve gözlemlere dayanarak, CHP’nin geçtiğimiz dönemlerde örgütsel kenetlenme sağlamakta zorlanmasına ilişkin iki olası neden öne sürüyorum.

PARTİCİLER ARASINDA KOLEKTİF YATKINLIK FARKLILIKLARI

Bunların birincisi, Türkiye’de kimlerin ‘partici’ olduğuna dair. Daha önce bahsettiğim ve bulgularını sunduğum 2019 Yerel Seçim Aday Anketi’yle eşzamanlı olarak ve aynı ilçeleri kapsayacak şekilde bir de hanehalkı anketi gerçekleştirdim. Aynı zamanda ve aynı yerlerde gerçekleştirilen anketler, aday olan ve olmayan kişileri karşılaştırabilmemi sağladı. Bu karşılaştırmalar, Türkiye’de seküler kesim içinde kolektif yönelim ve ekip çalışmasına yatkınlığın (muhafazakâr-İslamcı kesime göre) ortalama olarak daha yüksek olduğunu gösteriyor. Buna rağmen, CHP adayları içinde ekip çalışmasına olan ortalama yatkınlık AKP adaylarına göre daha düşük. Ekip çalışmasına yatkınlığın ortalama olarak daha düşük olduğu bir organizasyon içinde kenetlenme ve örgütsel uyum yakalamak doğal olarak daha güç.

Kaynak: Yazarın 2019 Yerel Seçim Aday Anketi ile topladığı verilere dayalı hesaplamaları.

 

CHP’DE KURUMSALLAŞMIŞ PARTİ İÇİ SEÇİM DİNAMİKLERİ

Örgütsel kenetleme ve uyum yakalamakta zorlanmanın ikinci sebebi ise CHP örgütleri içinde yıllardan beri oturagelmiş seçim dinamikleri. CHP’de normal şartlarda her iki yılda bir mahallelerden başlayarak, ilçelerde, illerde ve son olarak ulusal düzeyde seçimler gerçekleştiriliyor. Mahalle seçimlerinde, o mahalleyi ilçe kongresinde temsil edecek delege adayları listeler halinde yarışıyor. Genellikle mahalle üyelerine hâkim olan ve parti içinde ‘kanaat önderi’ diye bilinen eski üyelerin pazarlıklar sonucu oluşturduğu iki liste bu seçimlerde yarışıyor. Mahalle seçimleri, en çok oyu alanın her şeyi kazandığı (winner-take-all) seçimler. Bir liste en çok oyu bir oy farkla bile alsa, o listede bulunan tüm adaylar ilçe delegesi olup ilçe seçimlerinde oy kullanma hakkı elde ediyorlar. Diğer listede bulunan adayların hiçbiri ise kazanamamış oluyor.

Mahalle seçimleri dört-beş hafta sonuna yayılacak bir biçimde devam ederken, kanaat önderleri ve onların etrafındaki ‘ekip’ler arasında pazarlıklar gerçekleştiriliyor. Bu pazarlıkların konusu genellikle ilçe yönetiminde kimin kaç sandalye sahibi olacağı, il kongresine kimin kaç delegeyle katılacağı ve varsa bir sonraki yerel seçimlerdeki adaylıklar. Ekipler arasında ilçe seçimine yönelik olarak ve particilerin ‘yapı’ olarak tabir ettiği ittifaklar da bu süreçte oluşuyor.

İlçe örgütleri içinde seçim dönemlerinde oluşan bu ‘yapı’ların püf noktası, kazanabilecek durumdaki en küçük koalisyonu kurabilmek. İlçe yönetimini kazanmak isteyen ekipler, olabilecek en az sayıda ekiple bir araya gelmeyi tercih ediyorlar. ‘Yapı’ olarak tabir edilen ittifakın kazanabilecek durumda olup da olabilecek en küçük şekilde dizayn edilmesi, ekiplerin yönetim kurulu üyesi, delege ve aday sayılarını azamileştirmesine olanak veriyor.

Bu dinamikler sonucu, ilçe seçimlerinde genellikle iki aday (ve bu iki aday etrafında bir araya gelmiş iki yapı) yarışıyor. İki aday, kıran kırana bir mücadeleye giriyor. Ekipler arasındaki pazarlıklar ya da ekibiyle hareket etmemeyi göze alan delege gruplarının dahil olduğu pazarlıklar ilçe kongresi gününde de devam ediyor. Bu pazarlıklar, ilçe kongre ve seçimlerinin büyük gerginlik içinde geçmesine neden oluyor.

Daha uzun vadede örgüt içinde kenetlenme önünde engel olan kuralların (örneğin mahalle ve ilçe seçimlerinde blok liste uygulaması) ivedilikle değiştirilmesi gerekmektedir.

İki yapı da olabilecek en küçük koalisyonu kurmaya çalıştığı için ve pazarlıklar da son ana kadar sürdüğü için, adaylar ve listeleri arasındaki oy farkı genellikle çok düşük oluyor. Mahalle seçimlerinde olduğu gibi ilçe seçimlerinde de kazanan aday ve liste, genellikle tüm yönetim kurulu üyeliklerini ve il delegeliklerini alıyor. Bunun nedeni seçimlerin nispi temsili kolaylaştıracak çarşaf liste yöntemiyle değil de kazananın her şeyi aldığı blok liste yöntemiyle yapılmasının genellikle tercih ediliyor olması.

Tüm bu dinamikler ve kurallar sonucunda, ilçe seçimleri örgütün tam ortadan ikiye bölünmesiyle sonuçlanıyor. Kazanan yapı iki yıl boyunca (ya da bir sonraki seçime kadar) ilçe örgütüne tamamıyla hâkim hale geliyor. Kaybeden taraf ise bazı ekipleri kazanan yapıdan koparmaya ve iki yıl sonraki parti içi seçimleri kazanarak ilçe binasını yeniden kontrol etmeye odaklanarak evine dönüyor.

Sürekli olarak tekrarlanan bu seçim dinamiği, ilçe teşkilatı içinde uyum ve kenetlenme sağlamayı ciddi biçimde zorlaştırıyor. CHP’de ilçe örgütü, partiye üye kazandırmanın ve seçmene yönelik faaliyetlerin gerçekleştiği temel örgütlenme düzeyi. Diğer bir deyişle, partinin insan kaynağı genellikle ilçe örgütleri tarafından kontrol ediliyor. İlçe seviyesinde kazanan ve kaybedenin bu kadar sert çizgilerle ayrıldığı bir seçim dinamiğinin bu ölçüde oturmuş olması, parti içindeki ekiplerin birbiriyle uyum içinde çalışmasını neredeyse imkânsız hale getiriyor.

NE YAPILABİLİR?

CHP’nin ve muhalefetin geniş seçmen kitlelerini iktidar değişimine ikna edebilmesi ve 2023 seçimlerini kazanabilmesi için, parti örgütlerinin yapacağı çalışmalar büyük önem arz ediyor. CHP örgütlerinde öteden beri var olduğu söylenen ve örgütsel kenetlenmeye ilişkin dezavantajlar, örgütlerin yapacağı etkili çalışmalar önünde en önemli engellerden biri. Bu yazı dizisinde sunulan veriler bu dezavantajların 2019 gibi geç bir dönemde bile hala var olduğunu ve parti yönetiminin kısa vadede etkiyi kırmak ve uzun vadede dinamikleri değiştirmek üzere çeşitli önlemler alması gerektiğini ortaya koyuyor.

Bu bağlamda, kısa vadede CHP içinde ilçe-il seçimlerinin 2023 seçimleri sonrasına ertelenmiş olması olumlu bir adım. Yukarıda bahsettiğim nedenlerle, CHP’de parti içi seçimler birlik değil bölünmeler yaşanmasına neden oluyor. Şu noktada yapılması gereken, var olan ilçe ve il yönetimlerinin parti içinde birliği yakalamak yönünde teşvik edilmesi, örgütlerin parlamento ve cumhurbaşkanlığı seçim çalışmalarına başlamasının sağlanması ve sürekli olarak stratejiler ve materyallerle desteklenmesidir.

Daha uzun vadede ise örgüt içinde kenetlenme önünde engel olan kuralların (örneğin mahalle ve ilçe seçimlerinde blok liste uygulaması) ivedilikle değiştirilmesi gerekmektedir. İlçe ve il örgütleri içinde, kazanabilen en küçük koalisyonu değil, mümkün olan en büyük koalisyonu kuran parti yöneticilerinin teşvik edilmesine yönelik adımlar atılması da elzemdir.

[1] Bu yazı dizisi, TÜSES Raporları kapsamında yayımlanan ‘CHP’nin Dönüşümünde Örgütlerin Rolü’ raporundan yazar tarafından uyarlanmıştır. Raporun tamamına TÜSES’in internet sitesinden (http://www.tuses.org.tr) erişilebilir.

PolitikYol'da yayınlanan yazılar her gün öğlen mailinizde!

Aytuğ Şaşmaz
Aytuğ Şaşmaz
Aytuğ Şaşmaz, siyaset bilimi alanındaki doktora derecesini 2021 yılında Harvard Üniversitesi’nden aldı. Şu an Stanford Üniversitesi’nde doktora sonrası araştırma çalışmalarını sürdürüyor. Ağustos 2022’de Bryn Mawr College’da öğretim üyesi olarak göreve başlayacak. Boğaziçi, LSE ve Brown Üniversiteleri’nde öğrenim gördü. Araştırma alanları arasında Ortadoğu’da siyasi partiler, yerel yönetişim ve sosyal yardım politikaları yer alıyor.
spot_img
PolitiYol Telegram'da

GÜNÜN YAZILARI

SÖYLEŞİLER

SOSYAL MEDYA

13,609BeğenenlerBeğen
10,160TakipçilerTakip Et
60,616TakipçilerTakip Et
9,354AboneAbone Ol

GÜNDEM

ÇEVİRİLER

Bir Cevap Yazın

YAZARIN DİĞER YAZILARI