CHP Milletvekili İbrahim Kaboğlu, pandemiyle mücadelede sosyal devlet yükümlülüklerinin uygulanarak bütüncül önlemlerin alınması amacıyla Meclis Araştırma önergesini Meclis Başkanlığı’na sundu.
CHP İstanbul Milletvekili Prof. Dr. İbrahim Ö. Kaboğlu, aralık 2019’dan bu yana küresel ölçekte sağlık felaketi yaratan ve daha kaç yıl süreceği belirsiz olan Kovid-19 pandemisi karşısında, anayasa hükümlerinin, özellikle sosyal devlet yükümlülükleri bakımından uygulanarak bütüncül önlemlerin alınması amacıyla Meclis Araştırma önergesini Meclis Başkanlığı’na sundu.
Kaboğlu, önergesinde, Türkiye’de tek kişi yönetiminin kamu sağlığına yönelik olarak sadece kısıtlayıcı tedbirler alırken, işsiz ya da dar gelirli geniş toplum kesimlerine gerekli ve yeterli ekonomik desteği sunmadığını hatırlattı.
Kaboğlu, “Büyük ölçüde İşsizlik Sigortası Fonu’ndan karşılanan ve hiçbir şekilde yeterli olmayan cılız sosyal yardımlar; toplumun önemli bir kesimini açlık sınırının altında yaşamaya mahkûm etmiş, amacından saptırdığı sosyal güvenlik sisteminin geleceğini tehlikeye atmış ve açlıkla sınanan dar gelirli yurttaşlarımızın virüsten korunmasında zaaflar doğurmuştur” dedi.
“KİMSE, EĞİTİM VE ÖĞRENİM HAKKINDAN YOKSUN BIRAKILAMAZ”
TBMM Anayasa Komisyonu üyesi Kaboğlu, sosyal devleti maksimize edici Anayasa kurallarının başında gelen ve devletin toplumsal, iktisadi ve kültürel alana ilişkin yükümlülükleri alanında yer alan madde 5’in ve “bu görevlerin amaçlarına uygun öncelikleri gözetme” yükümlülüğünü öngören madde 65’in, sosyal devletle ilintili, emredici mahiyetteki 55., 60. ve 61. maddeler için de bir çerçeve niteliğinde olduğunu ifade etti.
Kaboğlu, Anayasa madde 56’daki devletin, “Çevreyi geliştirmek, çevre sağlığını korumak ve çevre kirlenmesini önlemek” şeklindeki üçlü yükümlülüğünü işaret ederek, sürdürülebilir sağlık ve çevre planlama yükümlülüğünü yerine getirmeyen iktidarın ve sosyal devlet gereklerine ilişkin politikalarının yokluğu, devletin mali yükümlülüklerinden kaçınması ve kaynakların çılgın projelere yönlendirme olgularının, çok yönlü sosyal, ekonomik ve ekolojik kıyımları beraberinde getirdiğini belirterek; Kanal İstanbul gibi projelerle ortaya çıkacak çevresel felaketlerin, başkaca hastalıklara ve salgınlara da neden olabileceğini söyledi.
Kaboğlu, “Eğitim hakkında; ihtiyacı olan öğrencilere gerekli araç gerecin devletçe sağlanmaması nedeniyle, uzaktan eğitim; öğrenciler arasında ayrımcı sonuçlar yaratmış ve Anayasa’nın “Kimse, eğitim ve öğrenim hakkından yoksun bırakılamaz” fıkrasıyla başlayan 42. maddesinin, asgari gerekleri bile karşılanmamıştır” dedi.
Kaboğlu, başından beri pandeminin merkezi konumundaki sağlık hizmetlerine erişim açısından da benzer sorunlarla karşılaşıldığını; maske, test, tedavi ve aşı konularında sosyal devlet gereklerini karşılamanın asgari koşullarını yaratmak yükümlülüğünde olan iktidarın, sermaye çevrelerini koruyup kollayan politikaların öne çıktığını söyledi.
Sosyal devlet gereklerine mesafeli kalan iktidarın, salgın nedeniyle aldığı ve olağan dönem hukuku ile bağdaşmadığı gibi yetersiz kalan tedbirlerin ise, hukuk devleti ilkesini çiğnediği gibi insanların yaşamını tehlikeye attığını belirtti.
Kaboğlu, “İnsan mı, iktidar mı? Yaşam mı, para mı? Hukuk mu, fiili durum mu? Bilim mi, baskı mı? Sosyal güvenlik sistemi mi, israf mı? Ekolojik denge mi, ülkesel yağma mı? Güçsüz toplumsal katmanlar mı, bir avuç sermaye sahibi mi?” diye sordu.
