Cuma, Nisan 19, 2024

CHP mahalleyi ikna edecek mi?

Kılıçdaroğlu’nun helâlleşme çabaları CHP’den farklı ve hatta zıt siyasal ideolojiler ile diyalogu kapsıyor. Kurucu parti olarak CHP değerlerini bir yandan koruyup bir yandan da nasıl dönüştürecek? Araştırmacı Tarık Çelenk yazdı.

İsmail ağa camiasının 92 yaşındaki Nakşibendi liderinin vefatı, CHP’yi destekleyen medya ve kamuoyunu adeta Cumhuriyet devrim yıllarının hararetli tartışmalarına götürdü. Ancak ilginç olan, bu tartışma ilgili cemaatin hukuk, yargı, siyasi ilişkilerde ve ticaretteki sicil problemlerine ilişkin değil de cemaatin İslam şeriatındaki kadına ve erkeğe ilişkin köktenci görüşleri üzerineydi.

CHP’yi destekleyen muhalif TV kanalları ve medyada ise program sunucuları, konuklar ve yorumcular hararetle tarikat ve cemaatlerin kapatılmasına ilişkin devrim kanunlarını savunuyorlardı. Bu arada cenaze törenine özellikle katılan CHP milletvekili Sayın İlhan Kesici ise sert eleştirilerden nasibini alıyordu. Bu tartışmalar devam ederken Sayın Kılıçdaroğlu ise Nur talebeleri geleneğinden gelen vakıf ve dernekler ile helâlleşme kahvaltıları yapmaktaydı.

Türk Ocağı 1912’de Türk Yurdu dergisi ve çevresinin ideolojik alt yapısı üzerine İstanbul’da kurulmuştu. 1912’den bugünlere arada kapatmalara da uğrayan ocak, Talat paşanın Türk-İslam sentezi ideolojisinin üretim merkeziydi. 1912’den bu yana Ermeni tehciri-mübadele ve Devletin bekası endeksli siyasete önderlik eden devlet politikalarının fikir kaynağını oluşturmaktaydı. 1931 yılında da CHP tarafından kapatılmış ve partiye belirli süre için devredilmişti.

İBB’nin sponsorluğunda İstanbul Türk Ocağının ev sahipliğinde yapılan “İslam dünyası meseleleri” konulu sempozyuma sadece CHP Genel Başkanı ve İstanbul il başkanının çağrılması sağ mahalle ve siyasette tepki çekti. Konunun İslam meseleleri olması, mahalle ve sağ siyasiler gözünden kaçmadı. Beka endeksli sert devlet anlayışı ve Ermeni sorununa bakışlarıyla maruf CHP yöneticilerinin buna katılması ve müdahil olması mahallede tepki yarattı.

Aslında burada CHP’li İBB, bunu siyasileri çağırmadan, toplumsal bir mesaj içeriğinde değerlendirebilir veya tüm siyasileri çağırarak siyasi mesajını da verebilirdi. Ancak bu güzel sempozyumda sonuçta ikisi de olamadı polemikler öne çıktı.

CHP, mahalle gözünde 1930’lardan bu yana Kemalist devrimlerin geleneğinin kurumsal temsilcisi. Bugünkü CHP yönetiminin mahallenin kutsallarına yaklaşımı son dönemlerde değişse de 1930’ların mahalleye travmatik faturası, mahalle tarafından bu geleneğin devamı kabul edilen 2000’lerin CHP’sine hala kesilmeye devam edilmekte.

Sayın Gürsel Tekin’in radikal çarşaf açılımı laik ve muhafazakâr mahallede olumlu bir şok etkisi yaratmıştı. Ancak devam edemedi. Sayın Kılıçdaroğlu yönetimi ise radikal olmasa da bir süreç yönetimiyle mahalle ile diyaloğu arttırarak devam ettirdiğini var saymakta. Kılıçdaroğlu bilindiği gibi sürece öncelikle CHP yönetiminin eski radikallerini değiştirmekle başlamıştı.

CHP’nin karşı mahalleden transferleri merhum Yaşar Nuri Öztürk, ardından da Adalet ve Kalkınma partisi kurucularından Sayın Abdüllatif Şener ile devam etmişti. Bir bakıma futbol tabiriyle CHP, İslamcı mahalleden kendini dışlamış bonservisi elinde olanlar ile ilgilendi. Artık Bir anlamda da bu değerli siyasetçilerin mahallede karşılığı bulunmuyordu. Bu benzer hususlar sırf siyasi aktörler de değil bazen ilgili danışmanlarda da kendini göstermekteydi.

Ama her ne olursa olsun Kılıçdaroğlu’nun bu yolda koyduğu irade merhum Ecevit’in dine saygılı laiklik misali sağ aday tercihleri ile iktidarın kalesi iki büyük şehri almaya ve otoriter koşullarda bugünkü muhalefeti toparlamaya yetti. Bunda kentli muhafazakarların ve Kürt seçmenin tavrı etkin rol oynamıştı. Ancak soru şu Kılıçdaroğlu’nun iradesi bundan sonraki benzer zorlukları aşmaya yetebilecek mi?

Katı cenin pozisyonundaki sağ mahalle Kılıçdaroğlu’nun hamlelerine karşı şimdilik sağır rolü oynamakta. Bunda ciddi kaygılar da yer almakta. Ancak burada ideolojik veya mezhep tartışmaları endişelerinin ötesinde, CHP kadrolarının hizmet üretemeyeceği kaygısı yer almakta. Halkın sağ partilere yönelmesinin bir temel nedeni ise iş üretme yetenekleri ve kendileri ile kolay temas noktaları yakalayabilmelerinden geçmekte. Muhafazakâr Kürt seçmen de devlete, Ankara’ya ve yatırımlara en kolay Adalet ve Kalkınma partisi üzerinden ulaştıklarına inanmakta.

Muhafazakâr mahallenin bir diğer kaygısı ise CHP’nin ulusalcı ve sert Kemalist öfkeleri dinemeyen bir kısım kitlesi. Kılıçdaroğlu’nun yüzeysel de olsa parti kadrolarının bu konulardaki yaklaşımını şimdilik dönüştürdüğü aşikâr. Ancak klasik, eğitimli ve seküler CHP kitlesinin bu anlamda dönüştürebildiğini söylemek mümkün gözükmüyor.

Kemalist deneyimin geleneğine saygı duyan ancak post Kemalist evresine geçmiş bir CHP’ye ülkenin ihtiyacı var. Bunu yapabilmiş CHP ülkedeki 100 yılı aşkın kutuplaşma sürecini sonlandırmaya ve 2023 sonrası restorasyonunun liderliğine adaydır.

Kılıçdaroğlu’nun muhafazakâr mahallede harcadığı zaman ve eforu CHP’nin ilgili kitlesinin dönüşümüne harcaması durumu mahallenin kaygılarını bertaraf etme açısından daha sonuç alıcı gözükmekte. Zira yumuşayan ve tolerans sahibi bir CHP kitlesinin varlığı mahalle üzerindeki gelecekte var olma endişesini hafifletebilecektir.

CHP siyasette muhafazakâr aktörlerle çalışacaksa bunun gerek şartı, bu muhafazakarların kendi mahallelerinde karşılığı olma şartıdır. Yeter şartı da bu muhafazakarların CHP kadrolarına uyum sağlayabilmesidir. Sağ mahallenin değer, gelenek ve kültürünü bilenlerin katı CHP kitlesinin dönüşümünde ve onları ikna yolunda rol oynayacakları da açıktır.

Sağ mahalleye Ak partinin ilk 15 yıllık ekonomik başarısı olarak kabul edilen politikaların gerçek nedeninin bir CHP projesi olan Kemal Derviş reformları olduğunu CHP anlatabilmelidir. Bu anımsatma aynı zamanda şu anki ekonomik krizin eskisi gibi çözülebileceğinin güvenini de başta mahalle olmak üzere seçmen tabanına verecektir.

Mevcut CHP yöneticileri ve milletvekillerinin de bu konularda mahallenin değer ve gelenekleri hakkında deneyimsizlikleri bilinmekte. Teşkilatlar bu konuda daha toplumla iç içe.

Ne dersek diyelim CHP bu ülkenin kurucu partisi. Modern Türkiye kurulana kadar Hamidizm ve Talatizm, deneyimini yaşadı. Kurulduktan bugüne kadar da Kemalizm, Özalizm ve bugün Erdoğanizm deneyimlerini yaşamakta.

Özellikle Kemalizm, reformları ile ülkeye çok şey kattı. Bugünlerin zorluklarına karşı çözüm ve anlam arayışınında bugün de büyük kitlede umut kaynağı olmakta. Ancak unutmamalıdır ki ülkemizin artık çoğulculuğu ve kuvvetler ayrılığını reddeden bir dönemine özgü bir ideolojinin yenisine ihtiyacı da bulunmamakta. Tarihselliği kutsal Kitap üzerinde de uygulanmasını elzem bir bilimsel metot olarak gören ilgili aydınların Kemalizm’i de tarihselci bakış ile süzmesi beklenmekte.

Burada Kemalist deneyimin geleneğine saygı duyan ancak post Kemalist evresine geçmiş bir CHP’ye ülkenin ihtiyacı bulunmakta. Bunu yapabilmiş CHP ülkedeki 100 yılı aşkın kutuplaşma sürecini sonlandırmaya ve 2023 sonrası restorasyonunun liderliğine adaydır.

Ulusalcı veya Neo Kemalist değil mahalleye saygılı sosyal-demokrat post- Kemalist bir CHP sadece Türkiye’nin değil Müslüman toplumların da örnek bir modeli olabilecektir.

PolitikYol'da yayınlanan yazılar her gün öğlen mailinizde!

spot_img
PolitiYol Telegram'da

GÜNÜN YAZILARI

SÖYLEŞİLER

SOSYAL MEDYA

13,609BeğenenlerBeğen
10,160TakipçilerTakip Et
60,616TakipçilerTakip Et
9,354AboneAbone Ol

GÜNDEM

ÇEVİRİLER

Bir Cevap Yazın

YAZARIN DİĞER YAZILARI