Çağdaş Gazeteciler Derneği 39 yaşında.
ÇGD 39 yıldan beri siyasi iktidarlara, medya patronlarına karşı basın, düşünce ve ifade özgürlüğünü ödünsüz savunuyor.
Türkiye’de basına yönelik baskılar son 14 yıl içinde, AKP iktidarında en tepe noktaya vardı.
Basına, düşünce ve ifade özgürlüğüne düşman bir yönetimle karşı karşıyayız.
Ülkemizde Halen 158 gazeteci cezaevinde. Bunlardan 11 i cumhuriyet gazetesinde görev yapanlardan oluşuyor.
Bunu kabul etmiyoruz.
Cumhurbaşkanı gazeteciler, yazarlar, çizerler hakkında en fazla dava açma rekorunu elinde bulunduruyor. Açtığı dava sayısı 2 bini aştı.
Gazeteciler ya cezaevinde, ya mahkeme koridorlarında ya işten atılıyorlar.
Siyasi ayağı, siyasi elemanları ortaya çıkartılmayan, saklanan 16 temmuz darbe girişimi, iktidar için muhalif gazetecileri, aydınları ,yayın organlarını,akademisyenleri hedef almak, yok etmek için bir fırsat olarak değerlendirildi.
İlan edilen OHAL ve çıkartılan KHK’ler ile 45 gazete, 16 Televizyon,16 dergi 3 haber ajansı ve 23 radyo kapatıldı.
5 binden fazla basın emekçisi işsiz duruma sokuldu.
Yargı tam anlamıyla iktidarın denetimine, kontrolüne sokuldu.
Bunun en tipik örneği, aradan 4 aya yakın zaman geçmesine karşın tutuklu olan Cumhuriyet gazetesi çalışanlarının ne için suçlandıklarını gösterecek olan iddianamenin ortaya çıkmamış olmasıdır.
İktidar, kayyumlar eliyle muhalif gördüğü gazetelere, televizyonlara el koyarak kapatma yoluna gidiyor.
Güneydoğu bölgesinde meslektaşlarımız ateş altında tutuluyor. Özel tim’ler gazetecilerin alnınca silah dayıyor, kurşunluyor, tutukluyor, ölümle tehdit ediyor. Görev yapmalarına engel oluyor.
Bunları kabul etmiyoruz.
Türkiye, basın ve ifade özgürlüğü dünya sıralamasında Afrika ülkeleriyle birlikte yer alıyor.
Ülkemiz bunu hak etmiyor.
ÇGD, basına, düşünce ve ifade özgürlüğüne düşman olanlara karşı mücadelesini dün sürdürdü, bugün de yarın da sürdürecek.
Bu bizim asli görevimiz.
Bu görev, ÇGD’de yöneticilik yapmış olan, Aziz Nesin, Uğur Mumcu, Mustafa Ekmekçi, M.Tali Öngören gibi ustalarımızın bize bıraktığı devrimci mirasın gereğidir.
Yanaşma gazetecilere, Saray gazetecilerine de bir çift sözümüz var.
Unutmayınız ki, sizler, çocuklarınıza çok kötü, utanacakları bir miras bıraktınız. Mesleğinizi, basın ifade özgürlüğünü değil, küçük ya da büyük çıkarlar uğruna iktidarı savundunuz.Bu leke silinmeyecek.
ÇGD’nin 39 yıllık yürüyüşünde, iktidarların, çeşitli çıkar gruplarının, medya patronlarının ışıltılı lütuflarına, rüşvetlerine, teslim olmayarak, bunlara aldırmayarak bizlere desteğini sürdüren, her zaman yanımızda olan sizlere teşekkür borcumuz var.
Sözlerimi bitirirken, cezaevlerindeki tüm gazetecilere özgürlük talep ediyorum.
Gazetecilere, açılan tüm davalar geri çekilsin.
Demokrasinin basın özgürlüğünün gereği budur.
Özgür basın susturulamaz, susturulamayacak.
Basın, düşünce ve ifade özgürlüğüne uygulanan baskılara HAYIR
Basın düşmanlığına HAYIR, sansüre, otosansüre HAYIR.
