Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, 2026'da enflasyonun tek haneli rakamlara düşeceğini söyledi.

Dün akşam TRT Haber'de konuşan Yılmaz, enflasyonla ilgili şunları söyledi:

*Geçen yıl ortalama aylık enflasyonumuz 4,3 civarında gerçekleşmiş. Son olarak mart ayında 3,2 enflasyon gördük. Bunun önümüzdeki aylarda daha çok ivme kaybetmesini bekliyoruz.

Maliye, gelirini bildirmeyen sporcuları mercek altına aldı: İzaha davet edilecekler Maliye, gelirini bildirmeyen sporcuları mercek altına aldı: İzaha davet edilecekler

*Aylık bazda enflasyon oranımız giderek düşüş trendini gösterecek. Yıllık bazda etkilerse biraz zaman alacak, mayıs ayından sonra haziran ayı enflasyonundan başlayarak yıllık bazda düşüşleri de göreceğiz. Yılın ikinci yarısında özellikle haziran, temmuz, ağustos, eylül, bu dört ayda daha hızlı bir düşüşü yıllık enflasyon bazında göreceğiz.

*Vatandaş şu anda enflasyonu birinci öncelikli konu olarak görüyorsa bu hükümetin de birinci öncelikli konusudur. Gelecek yıl yüzde 20'nin altını hedefliyoruz, 2026'da tek haneli rakamlara yeniden dönecek ülkemiz. Bunun planını programını yapmış durumdayız.

Verileri tartışmalı Türkiye İstatistik Kurumu’na (TÜİK) göre enflasyon martta aylık bazda yüzde 3,16, yıllık bazda yüzde 68,5 oldu.

Bağımsız akademisyen ve araştırmacılardan oluşan Enflasyon Araştırma Grubu’na (ENAG) göreyse martta enflasyon aylık yüzde 5,68 arttı. Yıllık enflasyon yüzde 124,63 oldu.

Ne olmuştu?

İktidarın “Faiz sebep, enflasyon sonuç” diyerek genel kabul görmüş ekonomi politikalarının tersine bir politika izlemesi sonrası son üç yılda enflasyon rekor seviyelere ulaşmıştı. 28 Mayıs 2023’te bir kez daha seçim kazanan Erdoğan hükümeti, ‘Türkiye ekonomi modeli’nden vazgeçip pusulayı tersine çevirmiş ve ‘piyasaların sevdiği’ Mehmet Şimşek’i Hazine ve Maliye’nin, Hafize Gaye Erkan’ı da Merkez Bankası’nın başına getirmişti. Şimşek’in ‘rasyonel politikalara geçildiğini’ açıklaması ardından Merkez Bankası yüzde 8,5 olan faizi yedi ayda yüzde yüzde 45’e çıkardı.

Bu sürede ekonominin döviz ihtiyacının giderilmesi için Şimşek ve Erkan yüzünü Batı ile Körfez’e çevirmiş, birçok kuruluş ve yatırımcılarla görüşmüşlerdi.

Dünya Bankası 7 Eylül’de , ‘istikrar için’ Türkiye’ye 35 milyar dolarlık (937 milyar 598 milyon 550 bin TL) yatırım paketini duyurmuştu. Erkan’ın ‘yolculuğu’ 2 Şubat’ta sona ermiş, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan yerine yardımcısı Fatih Karahan’ı atamıştı. “Parasal sıkılığa devam” mesajı veren Karahan’ın yönetimindeki Merkez Bankası, mayısta enflasyonun yüzde 73’te zirveye varacağını, yıl sonunda yüzde 36’ya ineceğini öngörüyor. MB, 22 Şubat’ta faizi sabit bıraktığı kararında faiz seviyesinin aylık enflasyonun ana eğiliminde ‘belirgin ve kalıcı bir düşüş’ sağlanana ve enflasyon beklentileri ‘öngörülen tahmin aralığı’na yakınsayana kadar sürdürüleceğini kaydetmişti. Para Politikası Kurulu metninde enflasyonda ‘belirgin ve kalıcı bir bozulma’ öngörülmesi durumundaysa para politikası duruşunun ‘sıkılaştırılacağı’ belirtilmişti.

Faiz ‘söz verildiği üzere’ tekrar artırıldı

MB, Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın “Faiz sonuç enflasyon sebep” politikasından vazgeçilmesinin ardından Şubat 2024’e kadar sekiz aydır faizi artırıyordu.

Verileri tartışmalı Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) şubatta yıllık enflasyonu yüzde 67,7 olarak açıklamıştı. Aylık artışsa yüzde 4,53 olmuştu. Yani resmi enflasyon, yüzde 66’lık beklentiyi aşmıştı. Aylık enflasyon için beklenti ise yüzde 3,8’di.

Bağımsız akademisyenlerden oluşan Enflasyon Araştırma Grubu’ysa (ENAG), şubatta 12 aylık enflasyonu yüzde 121,98 olarak açıklamıştı. ENAG’a göre aylık artışsa yüzde 4,32.

Enflasyon hedefinin tutmaması üzerine Merkez Bankası, martta ‘şahin’ bir adımla faizi 500 baz puan artırmıştı. Nisanda ise sabit bırakmıştı.

Editör: Haber Merkezi