Perşembe, Nisan 25, 2024

Cari açığın getireceği olası sorunlar

Cari açığın finansman kalitesi zayıfladıkça kurda artışın olması kaçınılmaz. Önümüzdeki dönemde finansman kalitesinde bir iyileşme beklenmediğine göre kurdaki artış seyrinin devam edeceğini tahmin etmek zor olmasa gerek.

Türkiye’nin en önemli iktisadi sorunlarının başında cari açık geliyor. Finansman kalitesi düşük olduğu için cari açığın diğer ekonomik değişkenler üzerindeki etkisi de genelde beklenenden daha yüksek. Peki cari açığın önümüzdeki günlerde getireceği olası sorunlar neler olabilir?

Cari açık kabaca mal ve hizmet ihracatı ile ithalatı arasındaki dengesizlikten kaynaklanıyor. Ülke içindeki yerleşiklerin dışarıdan ithal ettiği mal ve hizmetlerin parasal değeri ile yabancıların Türkiye’den satın aldıkları mal ve hizmetlerin parasal değeri arasındaki fark cari dengeyi ifade ediyor. Bu fark ülke aleyhine olduğunda cari açık adını alıyor.

SON BİR YILDAKİ CARİ AÇIK DEĞERİ 41 MİLYAR $

Ağustos 2022 tarihi itibariyle son bir yıl içinde Türkiye’nin mal ihracat değeri toplamı 251 milyar $ iken aynı dönemde mal ithalatı toplamı 321 milyar $ olarak gerçekleşmiş. Bunun sonucunda Türkiye ekonomisi 70 milyar $ mal ticareti açığı vermiş. Hizmet (büyük oranda turizm) ticareti ise Türkiye lehine: 39 milyar $ hizmet ticareti fazlası mevcut. Ancak bu değer mal ticareti açığını kapatmaya yetmiyor, çünkü iki değerin toplamı halen 31 milyar $ açık verdiğimizi gösteriyor. Bunun üstüne bir de 10 milyar $ gelir-gider dengesi açığımız var. Neticede Türkiye’nin 41 milyar $ cari açığı mevcut.

CARİ AÇIK SÜRDÜRÜLEBİLİR Mİ?

Türkiye geçtiğimiz bir yıl içerisinde bu tutarda bir açığı finanse edebilmiş ki bu kadarlık bir cari açık gerçekleştirebilmişiz. Ancak önümüzdeki yıl aynı tutarda cari açığı finanse edebilme kabiliyetimizin mevcut olup olmadığı sorusunun cevabı meçhul. Yani cari açığın sürdürülebildiği Türkiye’nin önündeki en önemli sorunlardan biri.

Cari açığın finansman kalitesi oldukça düşük. İrrasyonel faiz politikası ve politik belirsizlik sebebiyle sermaye finansmanı kanalı oldukça zayıf seyrediyor. Kurdaki artışı fırsat bilip ucuzlayan varlıkları satın alma amacıyla giriş yapan dövizin etkisi açığı kapatmaya yetmiyor. Merkez bankası rezervleri ile finansman da tıkanma noktasında. Son aylarda belirgin bir şekilde artış gösteren net hata ve noksan kaleminin sürdürülebilirliği ise ne yazık ki ölçülebilir değil.

KUR ÜZERİNDEKİ BASKI GİDEREK ARTIYOR

Cari açığın finansman kalitesi zayıfladıkça kurda artışın olması kaçınılmaz. Önümüzdeki dönemde finansman kalitesinde bir iyileşme beklenmediğine göre kurdaki artış seyrinin devam edeceğini tahmin etmek zor olmasa gerek. Bu artışın temmuzdan bu yana izlenen trendde mi devam edeceği yoksa daha da mı ivmeleneceği, cari açığın ve döviz talebinin önümüzdeki günlerdeki seyrine bağlı.

ENFLASYONDAKİ DÜŞÜŞ BEKLENTİSİ RASYONEL DEĞİL

Kurdan enflasyona geçişkenlik son yıllarda giderek yükseldi. Kurdaki artışın neredeyse üçte birlik kısmı o ay içinde fiyatlara geçiyor. Geri kalan kısmı ise birkaç ay içinde fiyatlara yansıyor. Hükümet yetkilileri her ne kadar yeni yıl ile birlikte enflasyonun düşüş trendine gireceğine dair beklenti içinde olsa ve bu yönde açıklamalarda bulunsa da gerek kurun izlediği seyir gerek asgari ücrete yapılacağı ifade edilen yüksek oranlı zamlar ve gerekse önümüzdeki yılın seçim yılı olması nedeniyle bu düşüş trendinin beklendiği gibi gerçekleşmeyeceğini tahmin etmek zor olmasa gerek.

BELİRSİZLİKLER ARTIYOR

Cari açığın kur üzerinde yarattığı baskı ekonomide belirsizliklerin de artmasına neden oluyor. Firmaların yatırım kararları tahmin edilebileceği gibi sadece faiz oranından etkilenmiyor. Geleceğe dönük beklentiler ve bu beklentiler doğrultusunda şekillenen kâr beklentisi de yatırım kararlarını etkilemekte. Belirsizlik, kâr beklentisini zedeleyen bir unsur. Belirsizliğin bu denli yüksek olduğu bir ekonomide yatırımların sürdürülebilir olması -faizler düşük olsa bile- mümkün değildir. O nedenle cari açığın yüksek seyrinin Türkiye’de yatırım, üretim, istihdam ve işsizlik üzerinde ciddi baskılar yarattığını görmek gerek.

Cari açık sorunu Türkiye’nin en yumuşak karnı. Sadece yakın dönemde değil, 1940’lı yıllardan bu yana yaşanan bir sorun. Bu sorunla mücadele etmek sadece rekabetçi kur politikası ile yapılabilecek bir şey değil. Sanayi, tarım, turizm ve teknoloji politikası gibi birçok arz yönlü politikanın stratejik bir şekilde hayata geçirilmesi ile ancak uzun dönemde çözülebilecek bir sorun. Kısa vadede çözüm üreteceği düşünülen politikalar ise ne yazık ki yeni ve derin sorunlar üretmekten başka bir işe yaramıyor ve yaramayacak. Ülkenin ihtiyacı olan şey sorunu halının altına süpürmek değil, masaya yatırmaktır.

PolitikYol'da yayınlanan yazılar her gün öğlen mailinizde!

spot_img
PolitiYol Telegram'da

GÜNÜN YAZILARI

SÖYLEŞİLER

SOSYAL MEDYA

13,609BeğenenlerBeğen
10,160TakipçilerTakip Et
60,616TakipçilerTakip Et
9,354AboneAbone Ol

GÜNDEM

ÇEVİRİLER

Bir Cevap Yazın

YAZARIN DİĞER YAZILARI