MHP Lideri Devlet Bahçeli, “FETÖ’yü üzerimize salan kimdir? ‘NATO olmasaydı Türkiye bölünürdü’ demek hezeyandır, Türk milletine en kesif hakarettir. Türkiye’nin toprak bütünlüğü ve insan varlığı defalarca saldırıya uğrarken bu NATO neredeydi?” dedi. Bahçeli yağ stokları ve fiyatlarına ilişkin olarak da “Sanal ve sipariş yağ krizinin orkestra şefi yine CHP olmuştur” ifadesini kullandı.
Partisinin TBMM’deki grup toplantısında konuşan Bahçeli, özetle şunları söyledi:
– Ukrayna’nın sergilediği direniş, ciddi ölçüde yaygınlaşmaktadır. Ukrayna Cumhurbaşkanının “Tüm ölümlerden NATO sorumlu” beyanı düşündürücü bir çıkış olarak değerlendirilmelidir. Rusya’nın mevcut savaş halini mutlak bir savaşa dönüştürmek istemediği, anlaşma yolları aradığı, ancak masaya güçlü oturmak istediği ortadadır. Rusya’ya yönelik yaptırımların orta vadede etkilerinin görüleceği ancak Rusya’nın uluslararası ekonomik sistemden tamamen dışlanmasının çok yönlü mahsurlarının olacağı unutulmamalıdır.
– Talebi kamçılayarak fiyat artışını tetikleyen fırsatçılar, fiyatların yükselmesiyle internette karaborsada altın satar gibi yağ satanlar onurlarını da satmıştır. 5 litre yağın fiyatı 150 lira sınırına dayanmıştır. Marketlerde ilkel görüntüler hepimizin yüreğini sızlatmıştır. Sosyal medyadan provokasyon rüzgarı estirilmiştir. Fiyatların artacağı, stokların tükeneceği iddia edilmiştir. Marketlerde izdiham oluşmuş, insanlarımız birbirine girmiştir. Toplan ayçiçek üretimimizin 2021 yılında önceki yıla göre yüzde 17 yükseldiği, iç tüketimin artması nedeniyle yağın bir bölümünün ithal edildiği bilinen bir husustur. İç işgal cephesinin yağ fiyatları üzerinden toplumsal panik halini körüklemesi en hafif tarifle şerefsizliktir. Sanal ve sipariş yağ krizinin mimarı CHP olmuştur. Akaryakıt ve yağ krizinden bahseden siyasi keneler, kimin kuyruğu oldunuz? CHP diyor ki “Millet evine yağ alamaz hale geldi.” Kılıçdaroğlu ülkenin başına bela olan CHP’nin ağırlaşan sorunlarını cesareti varsa çözmeye çalışsın. Ucuz yağ için marketlere yığınak yapılması, insanların yağ almak için birbirlerinin üstüne çıkması bize yakışmayan görüntülerdir. Yağsız yemek olur da yarınsız Türkiye olmaz. Yağımız da yakacağımız da unumuz da var.
– Bitkisel Yağ Sanayicileri Derneği’nin açıklaması da sorumsuzluktur. Türkiye barış ikliminin yeşermesi için mücadele ederken, ateşkes için çağrı yaparken bu açıklamanın gayesi nedir? Günü geldiğinde, tansiyon düştüğünde, Azak Denizi’nde bekleyen gemilerimiz de limanımıza yanaşacak. Dünya diken üzerindeyken sinekten yağ çıkaranlar, dürüst olmayanlar, vatanperver olmayan çevrelerdir. Gerekirse kendi yağımızda kavurur, yüreklerimizdeki yağı eritiriz. Bir eli yağda, bir eli balda olan çapulcuların bunun üzerinden siyasi rant elde etme niyeti yüzsüzlüktür, Türkiye’ye hançer vurmaktır. Yağımıza kıymazsak çöreğimizi kuru yeriz.
– Biz yağa değil kana bakarız. O kan tertemiz millet iradesidir.
– 1.Dünya Savaşı batının güç dengesini nasıl değişime uğratmışsa 2.Dünya Savaşı ve sonuçları da dünyanın güç yapısına yeni bir ivme katmıştır. Oluşan yeni dünya düzeni her yerinden çatlamaktadır. Devletimizin tarihsel çıkarlarından, milli güvenliğinden taviz verilemez. Mevcut devlet yönetimi bu çizgidedir. Bir tarafın devamlı taviz verdiği, geri adım attığı diyaloğun ne dostlukla ne müttefiklikle bağı olacaktır. Yüzümüze gülüp arkamızdan dolap çevirenlerin kolumuzu kesme emellerine gözümüzü yumamayız. Türkiye’nin dış politikası gerçekçidir, dinamiktir, milli ve ahlaki değerlerle perçinleşmiş bir açıya sahiptir.
– “Putin’in kafasındaki eksik parçaların Kars, Ardahan olmadığını kim söyleyebilir” açıklaması sahiplerinin ortalığı alevlendirme çabaları, üstlendikleri dış bağlantılı görevden başka bir şey değildir. Kars Türk’tür, Erzurum Türk’tür. Bu vatan topraklarımızda kuşku uyandırmak kötülüğün en kötüsüdür. Dalımızı kıranın ağacını kökten sökeriz. Dikkatleri Ukrayna’dan Türkiye’ye çevirmeye çalışanlar ya gafletin ya ihanetin içindedir.
– Türk dış politikası uzun vadeli hedeflerle küresel bir çerçeveyle tanzim edilmiştir. Mazlumlar neredeyse elimizi oraya uzatırız. İçimize kapanamayız, hadiseleri tribünden izleyemeyiz. Biz dost çemberini genişletip, barışın tarafı olmalıyız. Barışsever olmak, insanlığın yüksek bir seviyesidir.
– Güçlendirilmiş parlamenter sistem, iradesi ipotek altına alınan sürece özlemdir. İki yanlıştan bir doğru çıkamaz. Parlamenter sistem miadını doldurmuş, bu sistemin bakım, tamir imkanı ise kalmamıştır. İkinci 28 Şubat bildirisiyle açıklanan taslağın hedefleri dökük, hüviyeti siliktir. Hiçbir şey söylenmemiştir. Zillet İttifakı şuursuzdur, derin bir gaflet çukurundadır. Boşuna söylenmemiştir, gayretin kurusu yalnızca çarık eskitirmiş. 6+1 formatı milletimizin beklentileri, devletimizin yüksek hedeflerini anlamaktan ve analiz etmekten mahrumiyet içindedir.
– Sayın Kılıçdaroğlu, geçti Bor’un pazarı, sür merkebini Kandil’e. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi gelecek nesillere en büyük armağandır. Zillet İttifakı razı olsa da olmasa da Türkiye’nin istikameti dosdoğrudur, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi lider Türkiye’nin tescilidir.
