Değeri paha biçilemez olarak nitelenen Burgazada'daki Marta Koyu’nun yaklaşık 45 bin 986 metrekarelik alanı ticari faaliyetlere açacak ihale iptal edildi.
Burgazada Mahalle Meclisi, Marta Koyu Dayanışması ve Adalar Belediyesi tarafından, Burgazada’da Marta Koyu’nun ihale ile kiralanmasına ilişkin idari işlemin iptali talebiyle açılan iki ayrı dava birleştirilmiş ve her iki dava da İstanbul 10. İdare Mahkemesi 2024/1586 E. ve 2024/2044 K. sayılı karar ile reddedilmişti.Ardından karar temyiz edilmişti.
Dava süreciyle ilgili önemli bir gelişme daha yaşandı. Danıştay tarafından temyiz talebi kabul edildi ve Marta Koyu’nun 45 bin 986 metrekarelik alanını ticari faaliyete açacak ihale iptal edildi.
Danıştay 13. Dairesi, Adalar Belediyesi'nin açtığı dava sonucu, Burgazada'daki doğal sit alanı Madam Martha Koyu'nun kiraya verilmesine ilişkin ihaleyi iptal etti. Daire, ihale dokümanındaki belirsizlikler nedeniyle, ihalede açıklık, rekabetin sağlanması ve kamu kaynaklarının etkin ve verimli kullanılması ilkelerinin sağlanmadığı sonucuna varıldığını belirterek, 8 Mayıs 2024 tarihli ihalenin hukuka uygun olmadığına hükmetti.
Yıllardır mücadele eden Burgazada Mahalle Meclisive Marta Koyu Dayanışması, yaptıkları açıklamada "Adalarda yaşayanlar olarak, Marta koyunun işletmelere açılmasına, doğal yapısının bozulmasına, adaların çeşitli yerlerinde olduğu gibi ekokırıma uğratılmasına karşı durmaya devam edeceğiz. Kıyılar hepimizin…" ifadelerine yer verdi.
Fotoğraf: Koenraad Marinus van Lier
'Alan tabiat özellikleri ile korunması gerekli olan sit alanı...'
Danıştay 13. Dairesi'nin gerekçesi şöyle:
* İhale dokümanında uyuşmazlığa konu taşınmazın kullanım amacı 'arsa' olarak belirtilmiş ise de söz konusu durumun taşınmazın niteliğini ifade ettiği, taşınmazın kullanım amacının belirsiz olduğu, taşınmazın 'özel şartlı' ihale edildiği belirtildiği halde özel şarta ilişkin herhangi bir düzenleme yapılmadığı, özel şartın ne/neler olduğunun anlaşılamadığı, kira süresinin açıkça belirtilmediği, taşınmazın ne kadar süreyle kiralanacağının belirli olmadığı, ihale dokümanındaki kira süresine ilişkin kuralların farklı değerlendirmelere açık olduğu, bu hususların ihaleye katılımı etkileyeceği belirlenmiştir.
* Ayrıca uyuşmazlığa konu taşınmazın tarih öncesinden günümüze kadar gelen çeşitli medeniyetlerin ürünü olduğu, yaşadıkları devirlerin sosyal, ekonomik, mimari ve benzeri özelliklerini yansıtan kent ve kent kalıntıları, kültür varlıklarının yoğun olarak bulunduğu sosyal yaşama konu olmuş veya önemli tarihi hadiselerin cereyan ettiği yerler ve tespiti yapılmış tabiat özellikleri ile korunması gerekli olan sit alanlarından olduğu da dikkate alındığında, söz konusu belirsizliklerin daha büyük problemlere yol açacağı anlaşıldığından, ihalede açıklık, rekabetin sağlanması ve kamu kaynaklarının etkin ve verimli kullanılması ilkelerinin sağlanmadığı sonucuna varılmıştır. Bu itibarla, 8 Mayıs 2024 tarihli ihalede hukuka uygunluk, davanın reddi yolundaki İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.
Belediye Başkanı Akpolat: Madam Marta Koyu korunacak, doğal kalacak
Adalar Belediye Başkanı Ali Ercan Akpolat, Madam Martha Koyu'na ilişkin için açtıkları davada çıkan son kararı sosyal medya hesabından duyurdu. Akpolat, "Adalar Belediyemiz tarafından Madam Marta Koyu’nun ihale ile kiralanmasına ilişkin idari işlemin iptali talebiyle açılan davada İstanbul 10. İdare Mahkemesi davanın reddine karar vermişti, bu kararı temyiz etmiştik. Danıştay Onüçüncü daire kararı ihale iptal edilmiştir. Madam Marta Koyu korunacak, doğal kalacak" paylaşımını yaptı.
Adalar Belediyemiz tarafından Madam Marta Koyu’nun ihale ile kiralanmasına ilişkin idari işlemin iptali talebiyle açılan davada İSTANBUL 10. İDARE MAHKEMESİ 2024/1586 E. ve 2024/2044 K. sayılı karar ile davanın reddine karar vermişti, bu kararı temyiz etmiştik. DANIŞTAY ONÜÇÜNCÜ… pic.twitter.com/yxnMGHleaf
— Ali Ercan Akpolat (@ErcanAkpolat1) March 6, 2025
İhale ve dava sürecinde neler yaşanmıştı?
Burgazada’daki 1. Derece Doğal sit alanı olan 107 ada 8 parsellik Marta Koyu, açılan davaların devam etmesine ve Adalıların, belediye başkanı dahil tepkisine ve karşı çıkmasına rağmen 'oldu bittiye' getirilerek Vakıflar Genel Müdürlüğü İstanbul 2. Bölge Müdürlüğü tarafından geçen yıl mayıs ayında ihaleye çıkarılmıştı.
Marta Koyu'nun kiraya verilmesine yıllardır karşı çıkan Burgazada Mahalle Meclisi, Marta Koyu Dayanışması ve Adalılar bu ihalenin yapılmaması için Vakfılar Genel Müdürlüğü'ne talep dilekçelerini posta ve e-mail yoluyla göndermişlerdi. Aynı zamanda Adalar Vakfı adına Avukat Can Bıçakcı tarafından kiralama ihalesinin iptal edilmesi için İstanbul İdare Mahkemesinde yürütmeyi durdurma talep ile dava da açılmıştı.
Adalar Belediyesi de bir basın açıklaması yaparak Marta Koyu'nun ihaleye verilmesine itiraz ettiklerini duyurarak ihalenin iptali için dava açmıştı. Marta Koyu'nun 'koruma alanı' olarak kalması için çalışacaklarını belirtmişlerdi. İtirazlara ve yargı sürecine rağmen 8 Mayıs 2024'te ihale gerçekleşmiş ve özel bir şirket Marta Koyu'nu ve Koy'daki neredeyse tüm ormanlık alanı da içeren 45.986,00 m2’lik alanın kiralama ihalesini kazanmıştı.
Fotoğraf: Sera Tolgay
2019, 2021 ve 2024'te de ihale düzenlenmişti
2019 yılında da Burgazada’da halkın ücretsiz denize girebildiği ve kamp yapabildiği İstanbul’daki neredeyse tek bölge olan Koy, Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından yapılan bir ihaleyle özel kişilere devredilmiş ve Burgazada’nın doğal yaşamı ve kültürel belleği açısından en önemli bölgelerinden birinin turizm işletmelerine açılması için ilk adım atılmıştı.
Yine 2021 yılında da Marta Koyu için açık teklif usulü yoluyla ihale ilanı açılmış, basında yer alması sonrası oluşan kamuoyu sonrası iptal edilmişti.
2024'te de Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından, Marta Koyu için açık teklif usulü ile ihale ilanı açılmıştı. Kullanım şeklinde 'arsa ve arsa üzeri özel şartlı' yazan ihalenin muhammen bedeli 150 bin TL olarak açıklanmıştı.
Doğal yapısıyla İstanbul’da eşsiz bir konuma sahip olan Koy'u korumak için Burgazadalıların oluşturduğu sivil bir inisiyatif olan Marta Koyu Dayanışması ihalenin iptal edilmesi için girişimleri başlatmıştı.
Marta Koyu neden önemli?
Marta Koyu, İstanbul yakınındaki en önemli deniz çayırlarına sahip, doğal zenginliğe sahip bir alan. Deniz çayırları, deniz ekosistemi için büyük önem taşır: Oksijen üretir, kıyı erozyonunu engeller, suda askıda bulunan partikülleri önler ve suyun ışık geçirgenliğini artırır.
Ekosistemin önemli bir parçası olan Marta Koyu, bugünkü haliyle kıyı çizgisi, sahil yapısı ve parseli belirleyen geniş yamacı henüz bozulmamış bitki örtüsü ve faunasıyla doğal halini koruyor. Özellikle kıyı kesiminden 200 metreye kadarki deniz şeridi endemik deniz canlıları, balık türleri, deniz çayırları titizlikle korunması gereken özel bir alan niteliğinde.
İstanbul Üniversitesi Biyoloji Bölümü, Hidrobiyoloji Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Dr. Cem Dalyan, “Neredeyse bütün canlılık bununla başlar” diyor.
Dalyan, şunları dile getiriyor:
- Marta Koyu’ndaki deniz çayırları birçok açıdan önem taşıyor. Öncelikle, balık yavrularını koruma alanı oluşturuyor. Çünkü canlıların üremeyi sağlayabilmesi ve sürdürebilmesi için böyle korunaklı ortamlara ihtiyacı var. Ayrıca Marta Koyu’nda 5-6 metre derinlikten sonra, kum zemin üzerinde yayılan ufak taşlar var. Bunlar, aralarda yaşamayı seven, özellikle omurgasız türler için muhteşem bir yaşam alanı.
- Ve sanki şöyle bir şey yapılmış: Marta Koyu’na birisi gelmiş, deniz nasıl daha güzel olur demiş, oturmuş düşünmüş ve aşağıda onu uygulamış. Bu nedenle, çok acil olarak Marta Koyu koruma altına alınmalı. Yoksa biyo çeşitliliğimizin büyük bir kısmını çok yakın bir zamanda kaybedeceğiz.
Kıyı Kanunu ne diyor?
Anayasa'nın 43. Maddesi - Kıyılar, Devletin hüküm ve tasarrufu altındadır. Deniz, göl ve akarsu kıyılarıyla, deniz ve göllerin kıyılarını çevreleyen sahil şeritlerinden yararlanmada öncelikle kamu yararı gözetilir.
3621 Sayılı Kıyı Kanunu'na göre kamunun sahilleri kullanabilmesine yönelik şu düzenlemeler bulunuyor:
Madde 5 – Kıyılar, Devletin hüküm ve tasarrufu altındadır. Kıyılar, herkesin eşit ve serbest olarak yararlanmasına açıktır, Kıyı ve sahil şeritlerinden yararlanmada öncelikle kamu yararı gözetilir. Kıyıda ve sahil şeridinde planlama ve uygulama yapılabilmesi için kıyı kenar çizgisinin tespiti zorunludur. Kıyı kenar çizgisinin tespit edilmediği bölgelerde talep vukuunda, talep tarihini takip eden üç ay içinde kıyı kenar çizgisinin tespiti zorunludur. Sahil şeritlerinde yapılacak yapılar kıyı kenar çizgisine en fazla 50 metre yaklaşabilir.
Madde 6 – Kıyı, herkesin eşitlik ve serbestlikle yararlanmasına açık olup, buralarda hiçbir yapı yapılamaz; duvar, çit, parmaklık, tel örgü, hendek, kazık ve benzeri engeller oluşturulamaz.
Madde 15 – Kıyıda ve uygulama imar planı bulunan sahil şeritlerinde duvar, çit, parmaklık, tel örgü, hendek, kazık ve benzeri engelleri oluşturanlara 2.000 Türk Lirasından 10.000 Türk Lirasına kadar idarî para cezası verilir. Ayrıca oluşturulan engellerin beş günden fazla olmamak üzere belirlenen süre zarfında kaldırılmasına karar verilir. Bu süre zarfında engellerin ilgililer tarafından kaldırılmaması halinde, masrafı yüzde 20 zammıyla birlikte kendilerinden kamu alacaklarının tahsili usulüne göre tahsil edilmek üzere kamu gücü kullanılmak suretiyle derhal kaldırılır. Kabahatin tekrarı halinde, ceza üst sınırdan verilir.